Yılbaşı’nın Tarihi

YAYINLAMA: 01 Ocak 2015 / 18.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 2015 / 18.00

Aradan yıllar geçti. Maraş’ın bir köyünde Cuma namazı kılmak nasip oldu. Gencecik bir imam minbere çıktı. Köy enstitüsü mezunu imiş. Yılbaşı üstüne konuştu:
“-Muhterem cemaat!.. Yarın Yılbaşı. Hıristiyanlar Noel Babanın getirdiği hediyelerle çam fidanları süslerler, yerler içerler yeni yılı kutlarlar. Bazılarımız bunu kınıyorlar. Varsın kutlasınlar. Yılbaşına inanan komşularımız, arkadaşlarımız varsa neden onları kırıyoruz?..
Biz İslamların da yılbaşısı yok mu?.. Bildiğiniz gibi İslam âleminin kullandığı Hicri takvimde yılın son ayı Zilhicce, ilk ayı da muharremdir. Muharremin birinci günü yeni yıl da başlamış olur. Onlar Ocak ayını kutlasınlar biz de muharremi. Birbirimizi kırmayalım!..”
Geldim, ansiklopedileri, tarihleri açtım. Meğer bugüne kadar yanlış bildiğimiz veya bilmediğimiz neler varmış neler…
Osmanlılar zamanında yeni yıl yani Muharremin birinci günü resmen ve dini ağırlıklı olarak kutlanırmış. Ama bu kutlamalar yalnız sarayda yapılırmış. Halkın eğlencelerle kutlama âdeti yokmuş o zaman. Muharrem ayı girince saraya gidip padişahı kutlarlarmış. Padişahımızda kendini kutlayanlara rütbelerine göre para hediyesi verirmiş. Bu hediyelere de (muharremiye) derlermiş. Ayrıca protokol mensupları da yanlarında çalışanlara (muharremiye) dağıtırlarmış.
Muharremi en çok bekleyenler de şairler olurmuş. O gün hükümdara ve devlet büyüklerine, yazdıkları şiirlerle yeni senelerini kutlarlar muharremiyelerini alırlarmış.
Tarihlerin ve Antolojilerin anlattığına bakarsanız birçok şeyleri yanlış biliyormuşuz.
Bazı kaynaklara göre Noel Baba Aziz Nikola’dır, M.S. 350 yıllarında öldüğü biliniyor. Başka kaynaklarda da asıl adı (SantaKlos) olan Noel Babanın kuzey Avrupa Baltık ülkelerinin bir (folklor ve mitoloji kahramanı) olduğu kayıtlıdır, milattan önce yaşamıştır.
Katolik dünyası Hz. İsa’nın 24 Aralık’ta doğduğuna inanır. Diğer Hıristiyanlar ise Hz. İsa’nın doğumunu değişik ay ve günlerde kutlarlar. Bu günde kutlanan Noel bayramı ile yılbaşının bir ilgisi yoktur. Hz. İsa 24 Aralık’ta doğmuştur. Yani yılbaşından bir hafta önce. Ama gitgide Noel bayramını yılbaşına kadar uzatmışlar. Noel bayramı ta Hıristiyan öncesinden gelen bir kutlamadır. Pagan’lar, yani tabiata tapanlar Hz. İsa’dan çok önceki devirlerde (Karanlığın sonu) diye bir ayin yaparlarmış. Bu ayinlerde, aydınlığın gelmesini önleyen kötü ruhları, borular çalarak kovarlarmış.
Bizde de ay tutulduğu zaman teneke çalmazlar mı?..
Bir de Noel ağacı süsleme âdeti vardır batıda. Çam fidanlarını keser getirir ampullerle, renk renk kâğıtlarla süslerler, çocuklar için alınan hediyeleri de ağaç dallarına asarlar.
Çoğunluk Noel ağacı süslemeyi Hıristiyan âdeti olarak bilir. Oysa kaynaklar bu âdetin eski Mısır da ve Çin’de var olan (Sonsuz Hayat) inancına dayandığını söylüyorlar.
(Tabiat güçlerine tapma) zamanından kalan bu adet zamanla (Noel kutlaması) haline gelmiş.
Bütün bunlar da gösteriyor ki Yılbaşının din ile yahut Hz. İsa’nın doğumu ile bir ilgisi yoktur. Sadece (yeni bir yıla giriş) olayıdır.
Bizim toplumumuzda (yılbaşı) 19. Yüzyılda İstanbul (Galata ve Pera)’da verilen yılbaşı davetlerine Türklerin de katılması ile başlamış, sürüp gidiyor…
Yılbaşı üzerine mizahi şiirler, fıkralar ve hurafeler (yalan, uydurma inançlar) da vardır. Gülesiniz diye bir kaçını da anlatayım:
-Yılbaşında yeni çamaşır giymek mutluluk getirirmiş.
-Yeni yıla girilen dakikada bir nar alıp dış kapıda patlatırsanız bereket, bolluk gelirmiş evinize.
-Saat 24 olunca evdeki bütün ışıkları yakarsanız yeni seneniz parlak geçermiş!
-Bütün muslukları açmalıymışsınız ki, yeni yıl su gibi akıp geçmeliymiş.
-Yeni yıl girer girmez evden sokağa çıkarsanız bütün yıl seyahat edermişsiniz. Ama sokakta çok kalır ve uzağa giderseniz, bu kere sene içinde dünyayı dolaşmaktan eve dönmeye vakit bulamazmışsınız…
Eveeet!.. Bunlara inanırsanız, bu sene kaçırdınızsa gelecek sene yapabilirsiniz!..
Hayırlı yıllar diliyorum…

Yılbaşı’nın Tarihi