Nerede bir bankacı var!..

YAYINLAMA: 06 Ağustos 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 06 Ağustos 2015 / 20.00

Bu anlatacaklarım gerçek bir hikaye. Hem de çok yeni, fırından çıkmış sıcacık ekmek gibi taze bir hikaye…

Hikayemiz bir banka müdürü ile hatırlı müşterisi arasında geçer.

Bankanın adını vermeyeceğim. İsimler ve para miktarı da gerçek değil. Çünkü hemen anlaşılabilir.

 

Sanayici Ahmet Bey’in bankası ile uzun süreli ilişkisi vardır. Hem iyi müşteridir, hem de çok hatırlı. Banka müdürü Mehmet Bey ile de iyi arkadaştırlar. Karşılıklı güven, saygı ve yarar ilişkileri vardır. Velhasıl birbirinden ziyadesiyle memnun bankacı-müşteri ilişkisi yıllardan beri devam etmektedir.

 

Son görüşmelerinde banka müdürü Mehmet Bey, “Ahmet Bey’ciğim sana müthiş güzel bir haberim var. Nakit sıkıntını bildiğim için genel müdürlükle görüştüm, yüksek performansını, güvenirliğini anlattım ve kredini iki misline çıkarma sözü aldım. Yani, bizdeki bir milyon TL kredin iki milyon TL oldu” der demez Ahmet Bey ağlayacak gibi olur. Piyangodan para çıkmış gibi sevinir, Mehmet Bey’in boynuna sarılarak, “Daha bir de bankacıların güneşte şemsiye verip, yağmurda aldıklarını söylerler. Halt etmişler” diye iltifatlar yağdırır.

 

Hemen fabrikasına döner, krediyi kullanmak için depoya çek ayarlar. Çekleri de bizzat götürür, servise teslim eder.

Banka müdürü Mehmet Bey, “Krediyi artırdık ama eski krediyi kapatmalısın ki sana yenisiyle birlikte kullandıralım. Biliyorsun kural böyle” der.

Sanayici Ahmet Bey çok tecrübelidir. Bankacılığı, kuralları iyi bilir. Ama söylenen de mantıklıdır. Müdür, kendisini yukarıya o kadar pazarmış. Şimdi krediyi kapatmakla müdürün elini güçlendirecektir. Genel Müdürlüğe müşterinin sağlamlığı ve güçlü oluşu bir şekilde yansıyacaktır.

 

Birkaç yakın arkadaşını arar, bir iki günlüğüne borç ister. Diğer bankalardan falan derken parayı denkleştirir ve ertesi gün bankaya götürür, krediyi kapatır.

Müdür bankada yoktur ama servis şefi, “Yarın hesabınıza geçeriz” der.

Sanayici Ahmet Bey o gün ve ertesi gün piyasaya olan borçlarını ve borç aldığı arkadaşlarına epey çek keser.

Rahatlamıştır. Para bulmaktan imanı gevrediği, bütün mesaisini buna harcadığı için ihmal ettiği işlere konsantre olur.

 

Ertesi gün öğleyi geçkin bir saatte borç para alıp çek verdiği arkadaşı arar, çekin karşılığı olmadığını söyler.

Haydaaa! Olacak şey midir? Hesapta daha harcamadığı dünya kadar parası vardır!

Muhasebecisi Hasan’a seslenir, “Hele şu bankayı arada, çekin karşılığı yok demişler, yoksa kredinin hepsini hesaba aktarmadılar mı? Gerçi ben tembih etmiştim, hepsini aktarın, çeklerim gelecek, demiştim” der.

Hasan bankayı arar, servisle aralarında çok kısa bir konuşma geçer. Hasan, Ahmet Bey’e döner:
Abi ya, bizim kredi onaylanmamış!

O ne demek lan!” der ama beyninden vurulmuşa döner. Müdürü bizzat cebinden arar, ama kapalıdır!

Arabaya atladığı gibi bankaya seğirtir. Nereden geçti, nasıl geçti, bankaya nasıl vardı, hatırlamaz bile…

 

 

Müdürün odası boştur! Nerede olduğunu sorar, bilen çıkmaz. Bir servis elemanı, “Herhalde müşteri ziyaretine gitmiştir, bugün hiç gelmedi” der.

Kafası çok karışıktır. Müdür Mehmet Bey çok iyi arkadaşıdır, canıdır, kendisini için yapamayacağı şey yoktur. Zaten bu krediyi de kendisi talep etmeden durumu bildiği için kendiliğinden çıkarmıştır.

Akşam evden başka bir numaradan, arkadaşının telefonundan arar. Telefon açılır, karşısinda Mehmet Bey vardır, şaşırmıştır!

Saatlerden beri seni arıyorum, ulaşamıyorum. Hayırdır inşallah ne oldu yahu? Perişan oldum!

Ahmet Bey, kredin onaylanmadı. Çok mahcubum. Onun için seni arayamadım, aramalarına cevap veremedim. Nasıl oldu bu iş, ben de anlamadım!..

 

Ertesi gün tanıdığı başka banka müdürleri arar:

Ne oldu yav! Mehmet Bey bizi aradı, ‘Ben paramı kurtardım. Ahmet’in durumu iyi değil. Siz de gözünüzün önüne bakın’ dedi. Bir durum mu var?

Arkasından arayan arayana…

 

Durum belli olmuştur. Müdür Mehmet Bey kendisini aldatmıştır. Hem de göz göre göre… Türlü yalanlar uydurarak, resmen şerefsizlik yapmıştır! Buna ihanet denmez de ne denir?

 

Bu gerçek hikayenin artanı var ama siz buraya kadar bilin yeter!

Arkadaşım bana bu hikayeyi anlattıktan sonra ne dedi biliyor musunuz?

Nerede bir bankacı var, öpmek istiyorum. Çünkü ben bankacıları çok seviyorum… 


 

Shakhtar maçının düşündürdükleri

Şampiyonluğu Galatasaray’a kaptıran Fenerbahçe, bunu unutturmak için bu sene taraftarlarını transfer politikasıyla oyaladı. Hemen her gün bir bomba patlatılarak ‘Rüya takım’ kuruldu.

Avrupa piyasasında şöhretli ama artık büyük kulüplerin mukaveleye yanaşmadıkları futbolcuları hatırı sayılır paralara Türkiye’ye getirdiler.

İlk hedef ön elemeleri geçip şampiyon kulüplerde oynamak, burada da gruplardan çıkarak ilerleyebildikleri kadar ilerlemek. Tabii Türkiye’de de garanti olan şampiyonluğu kucaklamak.

 

İlk ayağı İstanbul’da oynanan Shakhtar Donetsk maçından önce teknik direktörleri Lucescu, bilinen o soğuk kanlı tavrıyla, “Çok ve pahalı transferler maalesef başarı getirmiyor” demiş, Fenerbahçeliler de gülmüştü.

İlk maçta Şükrü Saraçoğlu’nda 0-0 berabere kalan Fenerbahçeliler, “Önemli olan kendi sahamızda gol yememekti, deplasmanda atacağımız gollerle turu geçeriz” diye kendilerinden gayet emin demeçler verdiler.

 

İkinci ayak maçın oynanacağı Lviv’de basın toplantısında Lucescu, “Fenerbahçe’yi hiç bu kadar iyi görmemiştim. Çok zor bir rakiple oynuyoruz” diye Fenerbahçeliler’in egosunu okşadı.

Dün de Fenerbahçe’ye tam 3 gol atan Lucescu maç sonu basın toplantısında, “Dediğim gibi çok zor bir maç oldu. Ancak biz çok şanslıydık. Skor bu maçı anlatmıyor” gibisinden Fenerbahçe’nin gazını alıcı bir konuşma yaparken FB’nin daha ilk resmi maçında sahadan atılan, oyuncusu kırmızı kart gören kibirli teknik direktörü Pereira ise mangalda kül bırakmadı!

 

Bizden daha fakir bir ülkenin takımını yenemiyoruz. 100 milyon Euro transfer parası harcıyoruz, Avrupa maçlarını Rusya baskısı altında oldukları ve savaş hali devam ettiği için 1200 kilometre ötede oynayan takımdan 3 gol yiyip, bir tane bile atamıyoruz. Bir sürü sebep ileri sürüyoruz.

Ama tarih mazeretleri değil neticeleri yazıyor.

Nerede bir bankacı var!..