Eğitim

YAYINLAMA: 19 Ekim 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 19 Ekim 2015 / 20.00

 Gaziantep Kent Konseyi, Mehmet Aslan’ın başkanlığında değerli hizmetler sunuyor.

Kentin önemli sorunları, oluşturulan çalışma gruplarıyla irdeleniyor ve hazırlanan raporlar Kent Konseyi Meclisi’nde tartışıldıktan sonra internette yayınlanarak kamuoyuyla paylaşılıyor.

Eylül ayında, Eğitim Çalışma Grubu’nun, Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu görüşüldü. Bir sonraki toplantıda da ‘Turizm’ konusunda hazırlanan rapor görüşülecek.

Raporda, Gaziantep’in eğitim sorunu 9 başlık altında irdelenmiş.

Okul Yöneticileri, Okul Güvenliği, Fiziki Altyapı, Okulların Temizliği, Özel Eğitim, Öğrenci Kaynaklı Sorunlar, Öğretmen Sorunları, Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri, Suriyeli Misafir Öğrenciler.

Raporda bu sorunlar masaya yatırılıyor ve çözüm önerileri sunuluyor. İsteyenler internetten bulup okuyabilirler.

 

Aslında bu konuyu hemen konsey toplantısından sonra değişik bir açıdan yorumlamak istiyordum ama geç kaldım.

Geçen gün Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki toplantıda Mehmet Sucu’nun konuşmasını okuyunca gecikmemi telafi edeceğimi düşündüm.

Sucu şöyle konuşmuş:

Kent Konseyi raporunda okul ve derslik açığı sorununa değinilirken, siz mecliste eğitim alanlarını ticari ve konut alanına çeviriyorsunuz. Kent Konseyi’nin raporu uygulanmıyor. Bu tadilatları ne hakla, hangi vicdanla yapıyorsunuz? Bu ne pehriz, bu ne lahana turşusu?

 

Sucu’nun söylediklerine eski Vali Erdal Ata’nın eğitimle ilgili haberini ekleyip öyle devam edeyim.

Vali Erdal Ata, Gaziantep’te ortalama eğitim süresinin 4 yıl olduğuna dikkat çekerken, ‘Çocuklarımızı eğitemezsek katma değeri yüksek ürünler üretemiyoruz. Ancak sanayinin hamallığını yapabiliriz. Ortalama 4 yıl eğitim verdiğiniz gençlerle ancak un, makarna, halı üretirsiniz’ diye eğitimin önemine vurgu yaparak, ‘Önümüzdeki süreçte belediyenin kentsel dönüşüm çalışmaları neticesinde okul için arsa sorununu çözeceğiz. Okullarımız için güzel arsalar olacak’ dedi.

 

Merak ediyorum, Vali Ata ne kadar, nereye kadar haklı?

Bu kent hali hazırda varlığını Ata’nın ‘hamallık’ dediğini yaparak, yani un, makarna, halı üreterek sağlamadı mı?

Haa, geleceği düşünüyorsanız, hele gelecek gelsin de görelim, bir çaresine bakarız!..

 

Durkheim, eğitim kavramına sosyal açıdan bakanların başında gelir. Ona göre “eğitim, yetişkin nesiller tarafından, sosyal hayata henüz hazır olmayanlara tatbik edilen bir tesirden” ibarettir. Bu durumda eğitim; yetişkin neslin, bir plan ve gayeye göre yetişmekte olan nesillerin gelişimini sağlamaktır. Eğitimin bir süreç olduğuna ilişkin tanım da şöyledir: “Eğitim, fertlerin zihinlerini yeryüzünde ahlâka dayalı sosyal düzen kurmalarını sağlayacak tarzda şekillendirme sürecidir.”

Olağanüstü bir yorum.

Eğitimin asıl amacı, bireylere ahlakı, dürüstlüğü, çalmamayı, başkalarının hakkına tecavüz etmemeyi, tam tersine başkalarının haklarını korumayı, şerefli ve vicdanlı olmayı öğretir. Kısaca, eğitimli insanın ‘adam’ olması umulur.

Eğitim, yalnız okulda okuduklarınız değildir. O kağıt parçasının değeri relatiftir. Günümüzde, o kağıt parçasını torpille, ahlaksızca, işini uydurarak alanların sayısı hiç de az değildir. Böyle diplomaya sahip olanlar eğitimli mi olmuş sayılır?

 

Albert Einstein eğitimi tarif ederken nüktedan bir değerlendirmede bulunmuş:

Keşke cahil olsaydım çünkü onlar her şeyi biliyor.”

 

Benim en beğendiğim yorum bu!

Yarım asır önce söylenmiş ama günümüz koşullarına ‘cuk’ diye oturuyor.

Etrafınıza bakın, başkalarının hakkına tecavüz edenlerin eğitimini sorgulayın, Einstein’a hak vereceksiniz.

 

Ziya Gökalp da eğitim kelimesini “Bir toplumda yetişmiş neslin, henüz yeni yetişmeye başlayan nesle fikirlerini ve hislerini vermesidir” şeklinde tanımlar.

Aman Allah’ım…

Bugün bu toplumda yetişmiş nesil, henüz yetişmeye başlayan nesle fikir ve hislerini verecekmiş!..

Bırakın, bence bu toplum eğitimsiz kalsın!

 

 Gazetelerin gelir tablosu

Gazetelerin ana gelir kaynağı resmi ilanlardır.

Özellikle yerel gazeteler tamamen resmi ilanlara bağlı olarak yaşarlar.

Resmi ilanların dağıtımı, bir Devlet Kurumu olan Basın İlan Kurumu tarafından yapılır.

Basın İlan Kurumu resmi ilanları belli kurallara göre taksim eder.

Benim bu kuralları ve uygulamalarını tartışacak haddim ve hakkım yok. Nihayetinde, “Kurallarımız bu. Canın istemiyorsa alma” diyebilirler.

 

Basın, hani deniyor ya, dördüncü kuvvettir. Nasıl diğer üç ‘kuvvet/güç’ kamuya şeffafsa, dördüncünün de daha şeffaf olması gerekir.

İşte size gazetelerin geçen yıl ve önceki yıl aldıkları resmi ilan bedellerini sunuyorum. Bu sene için de son açıklanan Ağustos ayı gelir rakamlarını verdim.

 

Gazeteniz Sabah, gelecek aydan itibaren 70’inci yılını kutlama başlıyor.

Tabloda gördüğünüz gibi Sabah, 70 yılda ancak 14’üncü sıradaki talihsiz Zafer Gazetesini geçerek kendine 13’üncü sırada yer buldu.

Burada yorum yapmama gerek yok. Sonuç ortada. Gaziantep’te yayınlanan 14 gazetenin hepsini gören, okuyan bir sürü insan var. Okuyucunun yorumu esas olandır.

 

Gazeteler tarihin arşividir.

Sabah’ın 70 yıllık arşivinde Gaziantep’in tarihi, ekonomisi, sosyal ve kültürel hayatı vardır. Bu bakımdan son derece önemli bir arşivdir.

 

Bir diğer asıl önemli konu, gazeteyi yayımlayan aile veya yayımcıların dürüstlüğü, güvenirliği ve özgeçmişleridir.

Hemen her konuda kamuoyunu bilgilendiren, aydınlatan, yönlendiren gazeteleri yayımlayanların eğitimleri, ahlakları ve özgeçmişleri çok önemlidir.

 

Batı’da bizim gibi nüfusa sahip şehirlerde genellikle 2 veya 3 gazete yayınlanmaktadır. Çünkü, yayın şartları çok ağırdır.

AB’den örnek vermek gerekirse, nasıl Baro’lara kayıt yaptırmadan avukatlık yapamıyorsanız veya Tabipler Odası’na kaydınız yoksa doktorluk yapamazsanız, ‘Gazeteciler Odası’na kaydınız yoksa gazete çıkaramazsınız, ki, bu en temel şarttır. Bu Odaya’da kayıt yaptırabilmek için konu ile ilgili yüksek öğrenim görmeniz beklenir. Ama çok daha fazlası da vardır.

Türkiye’de bunlara gerek yoktur. Bakkal dükkanı açmak için, bir gazetede okumuştum, 150’ye yakın imza gerekiyormuş. Gazete çıkarmak için bunların hiçbirine gerek yok. Çıkardıktan sonra, bir dilekçe ile ilgili merciye bilgi verirsiniz, bitti, gitti!..

 

70 yılda ancak sondan ikinci olabildik ama umudumuzu kaybetmedik.

 

 

Eğitim