ABD-Rusya yakınlaşması bizi de ilgilendiriyor

YAYINLAMA: 26 Aralık 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 26 Aralık 2016 / 20.00

1990’ların efsane politikacısı, ABD Dışişleri Bakanı, daha sonra küresel danışman Henry Kissinger bugün artık 93 yaşında.Ancak, bütün melikeleri yerinde, hala siyasetin içinde, düşüncelerini paylaşıyor.

Kissinger, Almanya’da doğmuş bir Yahudi.Daha sonra Amerikan vatandaşı.

Yani, iyi bir politikacı olmak için altyapı süper!..

 

Henry Kissinger’in 2000 senesinde yayınlanan ‘First Person/Birinci Adam’ isimli otobiyografisinde ilginç bir anekdot var. Kissinger, Putin ile ilk karşılaştığında aralarında şöyle bir sohbet geçiyor.

Kissinger, Putin’i sorularıyla sıkıştırınca, “Ben istihbaratta çalıştım” diyor. Kissinger’in şaşırtıcı yaklaşımı şöyle:

Bütün düzgün insanlar hep istihbaratla başlar. Ben de öyle yaptım!

 

Bunlar, belki hayatın akışı içinde hoş bir sürpriz.

Ama şimdi yazacaklarım, biraz sürpriz ötesi gibi..

 

Putin, devlet kademesinde tırmanıp bugünkü otokratik cumhurbaşkanlığı mertebesine gelinceye kadar hep yakın ilişki içinde kaldılar.

ABD ile Rusya’nın arasındaki ilişkiler gerginleşme sürecine girdiğinde bile hep buluştular ve aralarındaki sıcak ilişkiyi korudular.

Eski bir Amerikan büyükelçisinin anlattığına göre de, buluşmalar ve yakın ilişkiler sırasında grubun diğer iki kişisi ise film yıldızı Steven Seagal ve ExxonMobil CEO’su Rex Tillerson’dı!

 

Nasıl ama?

 

Rex Tillerson, Ocak 20’den itibaren ABD’nin Dışişleri Bakanı oldu.

İşte politika böyle bir şey.

 

Donald Trump, Rusya’yı çok önemsiyor ve daha yakın çalışmak istiyor. ‘Birlikte yapalım’ işbirliğine zemin hazırlamak düşüncesinde olan bir Başkan.

Bunun için de Kissinger’den yararlanıyor. O da onu kamuoyunda sempatik göstermek için çabalıyor.

 

Kissinger, bir röportajında, Ruslar’ın seçimlerde Trump lehine ‘hacking’ yaptıklarını kabul ettiğini, ama bu işlerin kendi ilgisi/bilgisi dışında olduğunu söylüyor.

Kuşkucular, böyle bir yakınlaşmanın ve işbirliğinin Rusya’ya bir ödül olarak kabul edilebileceğini iddia ediyorlar.

Yani, ABD seçimlerine müdahale, Ukrayna’nın işgali ve Beşar Esad’a kol kanat germek…

 

Hollandalı bir düşünce kuruluşu olan Cicero Vakfı’nın  uzmanıMarcel Van Herpenise ise Kissinger’ın bir realist olduğunu, diplomatik bir saldırı hazırlığı içinde bulunduğu iddiasıyla, “Onun için en önemli şey uluslararası dengedir. Ancak, insan hakları ve demokrasiden hiç söz etmiyor” diyor.

 

Trump’ın takımı Kissinger ile yakınlaşma konusunda herhangi bir yorumda bulunmuyor. Ancak, Henry’nin Cumhuriyetçi Richard Nixon ve Gerald Ford döneminde Dışişleri Bakanı, Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan bir politikacı sıfatının yanısıra Manhattan’ın emlak krallarının ve Condoleezza Rice gibi eski, saygın Cumhuriyetçilerin de onunla ilgili çok olumlu düşünceleri biliniyor.

 

Son olarak Kissinger’ın şu sözlerini önemle not ediyorum:
Trump’ın tarihe çok önemli bir Başkan olarak geçme fırsatı var. Çünkü Obama, yurt dışında Amerikan algısını zayıflattı. Eğer Trump’tan olağanüstü yeni bir şeyler çıkarsa, illa çıkacak demiyorum, çıkarsa tarihe geçer.

 

Bir de Kissinger’ın Putin ile ilgili yorumu:
O bir Dostoyevski karakteridir. ‘Suç ve Ceza’, ‘Aptal’ gibi 19’uncu yüzyıldaki sıkıntılı hayatları anlatan Rusya tarihine bağ kuran, içe duygusal dönük bağlantıları olan bir insan…

 

Kissinger’ın ABD ile Rusya ilişkilerinde önemli rol oynayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.Trump’ın bu ilişkiye fevkalade önem verdiği biliniyor.

Kremlin de bu yorumlara sessiz kalmadı:

Kissinger bizim ülkemizi çok iyi bilir. Bizim yazarlarımızı, filozoflarımızı iyi tanır. Kissinger’ın bilgisi derindir, yüzeysel değil…

 

ABD-Rusya yakınlaşması bizi de ilgilendiriyor