PAŞABAHÇE

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bazı meslekler vardır, kısa zamanda el becerisi olan yatkın kişiler, çalışmaları ile o konuda usta olurlar. Bazı meslekler vardır ki aileler çocuklarını önce çırak olarak bir ustanın yanına verirler. Çırak olarak tezgahta çalışan çocuğun eli yatkın ise işe devam eder, değilse dükkanda sadece yerleri temizler. Ülkemizde meslek yongaları tarihsel açıdan çok önemli yerleri işgal etmişlerdir. Meslek yongaları çırakların, çıraklık sürecinin dolduğunu ve imtihana hazır olduğunu belirler, imtihan eder ve kalfalığa geçişini onaylar. Bu imtihanda çırağın ustasının da onay vermesi gerekmektedir.

Bazı mesleklerde kişilerin sadece ilgisi ile çalışması neticesinde elde edilen beceri sonunda usta olurlar. Bu konuştuğumuz klasik ustalık, alaylı mesleklerde kazanılan beceri üzerinedir. Mektepli mesleklerin çıraklık, kalfalık ve ustalık süreçlerini başka kriterler belirler. Ancak bu mesleklerin içinde birisi vardır ki, bir insanın ömrü bile usta olmaya yetmeyebilir.

II. Dünya Savaşı sonlarına doğru Taranto şehrinde bir harp gemisi kızağa konur. Ancak bu geminin inşaa edilme sürecinde II. Dünya Savaşı, Alman’ların mağlubiyeti ile son bulur. Ancak geminin yapımı bitirilemez. Boyu 73.8 metre uzunluğunda, 12.9 metre genişliğinde olan bu tekneye her biri 1.600 beygir gücünde Sulzer marka iki dizel motor bindirilir. Çift uskurlu olan bu tekneyi yolcu vapuru haline dönüşümü yapılırken, ekim 1952 senesinde Istanbul’a remork tarafından çekilerek 3 günde getirilir. 1953 senesinde ise İstanbul şehir hatlarında PAŞABAHÇE adı ile Galata köprüsü ile adalar Yalova arasında sefere başlar.

Bahçe tipli üç vapurdan birisi olan Paşabahçe, uzun yıllar Adalar-Yalova hattında yüz binlerce insan taşımıştır. Seyahat sırasında martılar vapurla birlikte uçarlar, çocukların onlara attıkları simit parçasını yakalamak için Galata’dan adalara kadar eşlik ederlerdi. Hatta bu gemide bir çok simalar vardı görebileceğiniz. 18.45 Kabataş kalkışlı Heybeli Büyükada Yalova seferinde herkes bu kişileri tanırdı. Tombalacı Lütfi, ‘’Golden ciklet çuklat’’ satan garson Hüseyin, yabancı sigara ve viski satan Küt Necmi gibi karakterler bu vapurun olmazsa olmazları idi.

1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği ile Beykoz’da Cam Sanayi kurulmasına karar verirlir. Temeli İktisat Vekili Celal Bayar tarafından atılır. Bu kurumun oluşmasına İş Bankası önderlik eder. 1936 senesinde üretime geçen Paşabahçe Şişe ve Cam fabrikası 3000 ton kapasite ile başlayıp, 10 senede 6000 ton yıllık üretim kapasitesine ulaşır. Daha sonra elde yapılan süslü cam eşyalar da bu tesislerde yapılmaya başlanır. Burada çalışan cam ustaları tezgahlara çırak olarak girip, zaman içinde kalfalığa yükselirler. Usta olmaları ömür boyunca sürebilir. Çünkü cam ustaları pek kolay yetişmez ve her yeni üründe bir başka deneyimi yaşar, bu sabırlı cam ustaları.

Cam ustalarının bir çeşmi bülbül eseri meydana getirmeleri süreçlerinde, camla bütünleşmelerini hayranlıkla seyrederim. Kontrollu metal boru içine verdikleri nefeste, sanki cama hayat verir gibi tezgahta boruyu çevirerek keçelerle onu okşamasını seyretmek doyulmaz bir gösteridir.

Dün Beykoz’da dolaştım. Senelerin koşturmasından yorulmuş Paşabahçe vapuru kıyıya bağlanmış, her tarafı pas tutmuş martıların konduğu bir demir yığını halinde, kendisi için verilecek kararı bekler gibi hüzünlü durmaktaydı. Paşabahçe Şişe ve Cam fabrikasınında kaderi, Paşabahçe Vapurundan farklı değildi. Metruk bir halde olan fabrikanın 60 metre bacası, sanki tarihe meydan okur gibi ayakta dimdik gururlu duruşunu seyrederken gözlerim nemlendi. Manzara bana ağaçların ayakta ölmesini hatırlatı diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.




İnce Mehmed
Çalıkuşu Reşat Nuri Güntekin
Malte Laurids Brigge’nin Notları, Rainer Maria Rilke
Dönüşüm, Franz Kafka
Çavdar Tarlasında Çocuklar, J.D. Salinger
Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck
Sineklerin Tanrısı, William Golding
Kırmızı Pazartesi, G.G. Márquez
Eve Dönmenin Yolları, Alejandro Zambra
Son Şiirler, Nâzım Hikmet
Kuşlar da Gitti, Yaşar Kemal
O/Hakkâri’de Bir Mevsim, Ferit Edgü


Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupery
Memleketimden İnsan Manzaraları, Nazım Hikmet
Binbir Gece Masalları
Alemdağ'da Var Bir Yılan, Sait Faik Abasıyanık
Bereketli Topraklar Üzerinde, Orhan Kemal
Damda Deli Var, Aziz Nesin
İnce Memed, Yaşar Kemal
Don Kişot, Cervantes
Suç ve Ceza, Dostoyevski
Günlerin Köpüğü, Boris Vian


Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında, Haruki Murakami
Otostopçunun Galaksi Rehberi, Douglas Adams
Yeraltından Notlar, Dostoyevski
Kozmos, Carl Sagan
Yüreksöken, Boris Vian
Kasabanın En Güzel Kızı, Charles Bukowski
Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger
Yazma Sanatı, Stephen King
Fahrenheit 451, Ray Bradbury
Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro


Dedemin Bakkalı – Şermin Çarkacı
Dedemin Bakkalı'nı okuyanlar bilir! O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip “ruhu arkadan gelecek” diyen bir girişimci… O,
fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman… O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp
daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka… O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının
ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever… O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde
yenilikçi bir bakkal çırağı… Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden
başına gelmeyen kalmadı… Ama şimdi Bakkal onun eline geçti! Çırak iş başında! Dedemin Bakkalı-Çırak geleceğin girişimcilerine,
kahramanlarına, yazarlarına, mucitlerine, yardımseverlerine incelikli bir “çıraklık” rehberi sunuyor. Tüm cin fikirli çıraklara;
yetişkinlere rağmen üretmenin, düşünmenin, hayal kurmanın, yazmanın yollarını anlatıyor. Bakkal şimdi senin elinde! Hadi sınırsızca
üret, hayal et, fikirlerini hayata geçir! Şermin Çarkacı'nın kendi hatıralarından ilhamla kaleme aldığı Dedemin Bakkalı'nın, içine
okuyucuyu da katan etkinlikli devam kitabı olan Dedemin Bakkalı-Çırak'ta, hayal kurmak, yeni fikirler bulmak, yazmak ve üretmekle
ilgili hikayelerin yanı sıra hikayeleri okuyucunun hayatına uygulama imkanı veren etkinlikler yer alıyor.


Zamanın Kısa Tarihi – Stephen Hawking

Bir editörün tavsiyesi üzerine, kitapta E=mc² dışında hiç bir formüle yer verilmemiştir. Hawking, kavramların daha kolay anlaşılabilmesi için metinleri resim, grafik gibi görsellerle zenginleştirerek, konuları basitleştirmeye çalışmıştır.Herkesin anlayabileceği bir dille yazılmıştır. Bu kitap okuyucunun bilime ilgisini arttırır ve asla karmaşık bir anlatımı yoktur.



Çanlar Kimin İçin Çalıyor – Ernest Hemingway


PAŞABAHÇE