Coğrafya kader midir?

Robert D. Kaplan’ın ‘Conflicts and the Battle against Fate’ isimli kitabı bizim için okunması elzem bir kitaptır.
Coğrafyanın intikamını anlatır!
Haritalar, bize yaklaşan çatışmalar hakkında hemen herşeyi söyler ve kadere karşı savaşın kaçınılmaz olduğunu bilimsel olarak kanıtlar.

Gaziantep’in bugünkü nüfusu 3 milyon!
Biliyorsunuz, nüfus sayımı eskiden olduğu gibi bir Pazar günü sokağa çıkmayı yasaklayarak ve haneleri tek tek
dolaşarak yapılırdı.
Ancak günümüzde nüfus sayımı adrese dayalı kayıt sistemi ile
yapılmaktadır.
Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde kişilerin ikamet adresleri
T.C. Kimlik Numarası ile ilişkilendirilmiş durumdadır ve nüfus bilgileri
de bu kayıtlarda güncel olarak tutulmaktadır.
Kişilerin ikamet adreslerinin sağlıklı olduğu ülkelerde bu sistem başarı
ile uygulanmaktadır. Ama özellikle Doğu’dan göç alan ve bazen bir
hanede bulunması tahmin edilen insan sayısının birkaç katı insan
yaşayabilen Gaziantep gibi şehirlerde bilimsel verilerle elde edilen
rakam, gerçek rakamın gerisinde kalabilmektedir!

Halen yaklaşık 1.9 milyon olarak kabul edilen nüfusumuzun
2 milyon olduğunu varsayıyorum.
Geriye kalan 1 milyonu da içinde bulunduğumuz coğrafyanın gerçeği,
göç olarak şehrimize gelenlerin oluştuğunu tahmin ediyorum.
Bu bir milyon rakamına itiraz edeceklere şunu hatırlatmak isterim.
7 sene önce göçle gelenlerin sayısı 250 bin olarak açıklanmıştı.
Ama aslında o rakam 400 bindi!
Bu nüfusun 7 senede hızlı doğumlarla bir milyona ulaştığını
tahmin ediyorum.

Mimar, restoratör, tarihçi ve hocaların hocası 92 yaşındaki
Doğan Kuban şöyle diyor:
“İstanbullu diye biri yok! Çünkü artık İstanbul yok!”
Kuban Hoca’nın İstanbul için söyledikleri, Gaziantep için de vakidir.
Bu 3 milyonun içinde gerçek Antepliler’i mercekle
aramak gereklidir.

Şimdi, bu kadar kozmopolit, ama uyumsuz bir nüfusa sahip Gaziantep’te,
çeşitli illegal grupların at koşturduğu bilinen bir gerçektir.
Bazıları aksini iddia etse de, sanayinin ama özellikle ticaretin
yerli Antepliler açısından yabancı ellerde olduğu bilinmektedir.
Bugün için pek o kadar önemli olmasa da çok yakın bir gelecekte
kenti yöneten finans gruplarının el değiştirdiğini göreceğiz.
Kötü paranın her zaman iyi parayı kovduğu gerçeği burada da
gerçekleşecektir.