Suriye’yi imar bizim hakkımız ama…

YAYINLAMA: 28 Kasım 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 28 Kasım 2017 / 20.00

Bu haftanın ‘Ekonomist’ dergisinin kapağında anonsu yapılan bir haber var:
Suriye’de yeni dönem Gaziantep’e yarayacak.”
Haberde özetle şöyle deniyor:
Soçi Zirvesi’nden çıkan sonuçlar Suriye’de savaşın sona yaklaştığına dair yorumlara neden olurken, bu ülkeye sınırı olan ve 500 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Gaziantep, yeni döneme hazırlık için kolları sıvadı. Gaziantep’in iş dünyası temsilcileri, savaş sonrası yaklaşık 500 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç duyacağı hesaplanan Suriye’nin en büyük tedarikçisi olmayı hedefliyor.

Ekonomist dergisi ilginç bir haber yapmış.
Yıllık yaklaşık 6 milyar dolarlık ihracatıyla Türkiye’nin en çok ihracat yapan beş kentinden biri olan Gaziantep, yeni dönemde Suriye’deki iç savaşın sona ermesiyle çarklarını hızlandıracak. 170 ülkeye ihracat yapan ve altı büyük Organize Sanayi Bölgesi (OSB) bulunan Gaziantep’in önde gelen iş dünyası temsilcileri, savaş sonrası yaklaşık 500 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç duyacağı hesaplanan Suriye’nin en büyük tedarikçisi olmayı hedefliyor. Bunun için başta inşaat, gıda ve tekstil olmak üzere pek çok alanda yeni yatırımlar için düğmeye basılıyor.

Ekonomist, bazı işadamlarımızla konuşmuş.
Bünyesinde Merinos, Dinarsu ve Padişah gibi halı markalarını barındıran Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şeker, “Suriye’de savaş bitiyor. Gaziantep için önümüzde çok ciddi bir fırsat var” diyor. Suriye’nin yeniden yapılandırılması için 500 milyar dolarlık bir yatırım gerektiğini dile getiren Şeker, “Bunun için bölgedeki en lokomotif kent Gaziantep. Önümüzdeki bir yılı bu amaçla sanayimizi geliştirmek için kullanmalıyız” diye konuşuyor.

Mustafa Topçuoğlu ve Gülsan Holding’in dünyanın en büyük inşaat şirketlerinden birinin sahibi olduğunu bilmiyordum. Ekonomist şöyle diyor:
Suriye’nin savaş sonrası yeniden kalkınması noktasında en fazla öne çıkan sektör ise hiç kuşkusuz inşaat. Zira son beş yılda yaşanan iç savaş, neredeyse ülkede taş üstünde taş bırakmamış durumda.
Gaziantep’ten çıkan ve bugün itibariyle dünyanın en büyük 250 inşaat şirketinden biri haline gelen Gülsan Holding’in yönetim kurulu başkanı Mustafa Topçuoğlu, önümüzdeki beş yılda hedeflerinin yalnızca Türkiye ve Suriye’de değil tüm EMEA bölgesinde etkin olmak olduğunu vurguluyor. 2017 yılının jeopolitik riskler ve piyasalardaki dalgalanmalar nedeniyle kolay bir yıl olmadığını dile getiren Topçuoğlu, “Ama kentimizde önceliğimiz kârlılık değil istihdam ve üretimin sürekliliğinin sağlanması oldu. Bunu da 2017’de ortaya çıkan rakamlardan rahatlıkla görebiliyoruz. Hedefimiz yaptığımız bazı üretimlerde bölgesel oyuncu olmak” diyor.

Ekonomist, Gaziantep’te gıda sanayinin öncülerinden Erhan Özmen’in de görüşlerini almış:
Yalnızca Gaziantep’in değil bölgenin en önemli gıda üreticilerinden biri olan Özmen Un Sanayi de bölgedeki yeni döneme hazırlanan şirketlerden biri. Şirketin yönetim kurulu başkanı Erhan Özmen, yakın coğrafyada çatışma yaşanan ve yıkılan yerleşim yerlerindeki gıda sorununa dikkat çekerek, son dönemde Suriye’ye yaptıkları ihracatta artış yaşanmaya başladığına işaret ediyor. Ağustos 2016’da Gaziantep’te 55 bin tonluk depolar kurduklarını anlatan Özmen, bu depoların özel sektörün en büyük lisanslı depoları olduğunu ifade ediyor. Özmen, bu konuda şunları söylüyor: ‘Yaklaşık 75 milyon TL’lik hububatı son teknolojiyle işliyoruz. 14 bin metrekare alanda, Beşinci OSB’de kurduk.



Ekonomist, Gaziantep sanayisinin lideri Abdülkadir Konukoğlu’nun da görüşlerini şöyle yansıtmış:
Gaziantep ekonomisi deyince ilk akla gelen isim tekstil, enerji ve inşaatta ünü Türkiye dışına taşmış olan Sanko Holding’in Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, Suriyeliler’in gelişiyle kentteki istihdam sıkıntısının çözüldüğünü, bu sayede fabrikaların tam kapasite çalışmaya başladığını vurgulayarak, “Başta Suriye olmak üzere bölgemizde çatışmaların bitmesiyle yaşanacak ekonomik iyileşme ve yatırım ortamı Gaziantep için bir avantaj” diyor.

Buraya kadar her şey çok güzel.
"Suriye'de taş taş üstüne kalmamış, orayı biz imar ederiz" mealinde bir yazı yazmıştım.
Ekonomist’in yukarıdaki haberini okuyunca memnun oldum.
Yalnız anlamadığım bir nokta var!
Köşemdeki diğer yazıyı okuyunca ne demek istediğimi anlayacasınız!
Fuarda çok sayıdaki standlarıyla büyük ilgi odağı olan Çin’in ‘malı götürdüğü’ haberi o tarihte Batı medyasında geniş yer almıştı.

O tarihlerde yönümüz belli olmadığı için Şam Fuarı’nda yer almamamızı gülümseme ile karşılamıştım. Çünkü siyaset ticarete göre şekillenir. Ticaret, siyasete göre değil!..



Şam Ticaret Fuarı 5 yıl sonra ilk kez açıldı ama nedense biz yoktuk!..

Uluslararası Şam Ticaret Fuarı beş yıllık aradan sonra ilk kez 15 Ağustos 2017’de kapılarını açıyor. Batılılar dahil olmak üzere 23 ülkeden çok sayıda şirketin katıldığı fuarın resmi katılımcılar listesinde Türkiye yer almıyor.

Suriye'nin savaş öncesi ekonomi takviminin en önemli organizasyonu olan Uluslararası Şam Ticaret Fuarı beş yıldır ilk kez yeniden düzenleniyor. 23 ülkeden çok sayıda şirketin katıldığı fuarda Batılı şirketler de yer aldı.
Fuar yönetimi Britanya, Fransa ve Almanya'nın da fuarda mal ve hizmetlerini tanıttığını açıkladı. Fuar müdürü Fares el-Kartally Fransız Haber Ajansı’na (AFP) Suriye'ye düşmanca tavır takınan ülkelerin davet edilmediğini, ancak fuara katılmak istediğini duyuran yabancı şirketlerin doğrudan ya da Suriye işletmeleri aracılığıyla Şam'a gelmesinde sakınca görmediklerini söyledi.

İlk kez 1954 yılında düzenlenen ve Arap ülkelerinin ilk fuarı unvanını taşıyan Şam Ticaret Fuarı 10 gün sürdü. Kartally, fuarın yeniden açılmasında ülkenin birçok bölgesine huzur ve istikrarın avdet etmesinin rol oynadığını ve fuarın ülkenin yeniden imarındaki ilk adım olmasını temenni ettiklerini belirtti.

İç savaş Suriye ekonomisini yerle bir etti.
Şam Ticaret Fuarı son kez, huzursuzlukların 2011 yılında patlak vermesinden birkaç ay sonra düzenlenmişti. Dünya Bankası, iç savaşın Suriye'ye 226 milyar dolar kaybettirdiğini ve bu meblağın, Suriye'nin Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası'nın dört katına tekabül ettiğini duyurmuştu.
Fuarda, savaştan önce Suriye ekonomisinin omurgasını oluşturan tekstil başta olmak üzere çeşitli sektörler için 49 bölüm ayrıldı. Organizatörler, iç savaş nedeniyle tekstil sektörünün küçüldüğünü ve yerini tarımcılığa bıraktığını açıkladılar.
Suriye Uluslararası Sergi ve Fuarlar Kamu Kurumu (PEIFE) verilerine göre fuara resmen katılan ülkeler arasında Ermenistan, Rusya, Çin, Mısır, İran, Irak, Küba, Filistin, Brezilya ve Venezuela da bulunuyor. Listede Türkiye yer almıyor.
© Deutsche Welle, 15 Ağustos 2017

Suriye’yi imar bizim hakkımız ama…