Mahfi Eğilmez

YAYINLAMA: 12 Aralık 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 12 Aralık 2017 / 20.00

Mahfi Eğilmez bugün davetlisi olarak geldiği Organize Sanayi Bölgesi’nin salonunda bir konferans verecek. Vaktiniz varsa mutlaka gidin, dinleyin.

Olağanüstü bir bilim adamı, Hitit uzmanı ve aşk insanı Mahfi Eğilmez televizyolarda da milyonlarca insanı etkilemiş güvenilir, sevecen, yakışıklı ve genç bir gururumuz…
Eğilmez’in gizemi isminde yatıyor. ‘Mahfi’ gizli, saklı demek.
Ama onun adı için söylenen, bir hadisten alınan ve benim de çok beğendiğim daha güzel bir açıklama var: Gizli hazine

Ekonomiyi iyi bilmek tabii ki önemli, ama anlatabilmek daha da önemli. Mahfi Eğilmez bunu çok iyi yapıyor. Son kitabı ‘Örneklerle Kolay Ekonomi’yi hararetle tavsiye ederim.
Kitabın tanıtımında şöyle diyor:
"Ekonomide ilk ders kıtlıktır. Buna göre ihtiyaçları karşılamakta kullanılan her şey kıttır. Siyasetteki ilk ders ise ekonomideki ilk dersin dikkate alınmamasıdır." Thomas Sowell
"Finans, parayı elden ele geçirip sonunda kaybetme sanatıdır." Robert W. Sarnoff
"Bugünün krizi yarının şakası olur." H. G. Wells

Karkamış’taki kazılar nedeniyle Hititler bizim de hayatımıza girdi. Mahfi Eğilmez’in Hititlerle ilgili iki kitabı var.
Anitta'nın Laneti ve Hattuşa'dan Kaçış.
Bakın, Anitta’nın Laneti’nin tanıtım yazısında Eğilmez günümüzü nasıl hicvediyor.

Anadolu´da bizden önce yaşayıp da büyük bir imparatorluk kurmuş olan Hititler hakkında bilgimiz ne yazık ki çok değil... Örneğin Kadeş Savaşı Hititlerin üstünlüğüyle sonuçlandığı halde, dünya çoğunlukla bunu bir Mısır zaferi olarak biliyor. Aynı toprakları üç bin yıl arayla paylaştığımız Hititlerin de tıpkı bizim gibi kendilerini anlatamadıkları bir gerçek...
Mahfi Eğilmez, Anitta´nın Laneti’nde, M.Ö. 1800 ile 1200 yılları arasındaki Hitit kralları, kraliçeleri, prens ve prenseslerinin yaşadıkları çeşitli gerçek olayları, entrikaları, savaş ve barışları öyküleştirerek, okunması kolay ve zevkli bir Hitit tarihi sunuyor.

Aşık Mahfi Eğimez’i daha yakından tanımak için Aşk-ı Mahfi’yi okumanız gerekecek.
Velhasıl Mahfi Eğilmez gerçekten muhteşem bir insan.


 


Ortadoğu’da değişim sürüyor…

7 Aralık yazımda, “Orta Doğu’da göreceksiniz, kabul edemeyeceğiniz ittifaklar doğacak” diye yazmıştım.

Dün de Hasan Ruhani’nin, “İran'ın Suudi hükümetiyle ilişkileri iyileştirmeye hazır olduğu” söylemini köşeme alarak İran-Suudi yakınlaşmasını yazmıştım.

Bugün de başka bir stratejik gelişme var. Son dakika haberi olarak bütün dünya ajansları geçti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'nin Lazkiye kentindeki Hmeymim hava üssüne ziyaret gerçekleştirdi. Putin'i hava üssünde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad karşıladı. Putin, hava üssünde yaptığı açıklamada Rus birliklerinin Suriye’den çekilmeye başlamaları talimatını verdi.
Putin, Esad'la yaptığı görüşmede ise, İran ve Türkiye ile beraber, Suriye'ye 'barışçıl hayatın' geri dönmesini ve siyasal sürecin işlemeye başlamasını sağlamayı umduğunu belirtti.

Şimdi sırada Sisi var. Rusya ile flört ediyor. Son 10 gün içinde Putin ile 3 kez telefonda görüştü. Bugün de Putin’le Kahire’de başbaşa görüştüler.

Hatırlatmak için yazıyorum. Ağustos 2012’de, Mısır Devlet Başkanı Mursi, Genel Kurmay Başkanı Tantavi’nin yerine Sisi’yi getirdi. Bir sene sonra da ABD’nin atamasıyla (!) Sisi Devlet Başkanı olurken, Mursi de hapse girdi!

Bütün bunlar olağan ve normal karşılanması gereken değişimler. Çünkü ülkelerin ebedi dostları ve düşmanları yoktur, çıkarları vardır.

19. yüzyıla damgasını vurmuş olan İngiliz devlet adamı Lord Palmerston (1784 –1865) ülkesinin diplomasi karakterini belirleyen kişidir. Agresif bir dış politka izleyen, hatta saldırgan denecek kadar politik hamleleri savunan Lord Palmerston, dünya diplomasisini de derinden etkilemiştir. Politikasını sonraları çok meşhur olan bir cümleyle şöyle özetlemiştir:
"İngiltere"nin ebedi dost ve düşmanları yoktur, değişmez çıkarları vardır."

İngiltere’nin ki öyle de başka ülkelerin başı kel mi?


Türkiye’nin değişmez çıkarları vardır

Şimdi bir adama ‘FETÖ’cü dendi mi başı derde giriyor ya, eskiden bunun bin beteri vardı: Komünist
Aman Yarabbim, birisine ‘komünist’ damgası vuruldu mu, mümkünatı yok, iflah olmazdı.
Mitinglerde, siyasilerin tahriki ile, “Moskova’ya Moskova’ya…” sloganları atılırdı.

Rusya ile hiçbir alanda işbirliğimiz yoktu. Uzun yıllar da aramızda üst düzey ziyaret falan olmadı. Kuruşçev’in adını duyardık, o kadar! Rusya o zaman ‘Öcü’ydü!..

Şimdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’le son aylarda 6 kez yüzyüze görüştü, sayısız da telefon konuşması yaptı. Bazen 26 saat içerisinde iki kez görüştükleri bile oldu. Yani, Rusya ile bugünkü ilişkilerimizi birisi hayal/tahmin edip bundan 30 sene evvel yazsaydı, hala hapisteydi!..

Bugün ulusal çıkarlarımız bunu öngörüyor! Yarın ne olur bilinmez!
Unutmayın Rusya, o uçak kazasından sonra bize ambargo uygulamış, ihraç mallarımız çok zarar görmüştü. Ama o günler geride kaldı.
Yani…
"Türkiye’nin ebedi dost ve düşmanları yoktur, değişmez çıkarları vardır."




Rusça yazacağım…

Rusya ile ilişkilerimiz olağanüstü ilerliyor.
Ancak aramızdaki dış ticaret dengesi çok aleyhimize.
Rusya’dan ithal etmediğimiz bir şey yok gibi…
Bu ülkeye halı ihracatımızı ise 2 sene vadeli yapabiliyoruz ancak!..Varın gerisini siz hesap edin.

Bu nedenle bu ülkeyle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz.
Ben üzerime düşeni yapıp yakında yazılarımı Rusça yazacağım.
Скоро я напишу свои сочинения на русском языке.

Mahfi Eğilmez