Kimseyle tartışmayın!..

YAYINLAMA: 08 Ocak 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 08 Ocak 2018 / 20.00

Çok sinirli insanlar olduk!
İki genç yaşam beş para etmez hadise yüzünden sona erdi. Bu kadar da olmaz denen, çok basit bir tartışma cinayetle bitti!

Olay gece saat 00.30 sıralarında Kadıköy, Caddebostan Mahallesi İskele Sokak'ta bulunan bir restoranda meydana geldi.
Restorandan çıkmak isteyen Murat Oğuz Orhan'ın (34) ve Emre Adaş (29) ile valeler arasında araçların geç getirilmesiyle ilgili tartışma çıktı. Kısa sürede kavgaya dönüşen olayda, valelerden biri müşterilere kurşun yağdırdı.
Murat Oğuz Orhan, vücuduna aldığı 3 kurşunla hayatını kaybetti.
Karnına aldığı kurşunla yaralanan Emre Adaş ise olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı hastanede kurtarılamadı.
Yani, araçları zamanında gelmeyen 2 müşteri valelerle tartışınca canlarından oldular.

 

 


Yargıtay kararı: Gelininin dedikodusunu yapan kaynana tazminat ödeyecek

Gelin-kaynana ilişkileri Yargıtay'ın emsal kararıyla yeni bir boyut kazandı.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, evinden altınlarının çalınmasından gelinini sorumlu tutup, dedikodusunu yapan kayınvalidenin manevi tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti.

Konya'nın Akşehir ilçesinde, 2014 yılında, evinden altınları çalınan kadın, hırsızlıktan gelinini sorumlu tuttu. Kaynanasının dedikodular sebebiyle mahallede zor anlar yaşadığını belirten gelin, Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kaynanası hakkında dava açtı.
Mahkemede ifade veren davacı gelin, kayınvalidesinin kendisini hırsızlıkla itham ettiğini, etrafta bu şekilde dedikodu yaparak kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek, manevi tazminat talep etti. Gelin, kayınvalidesinin dedikodusu sebebiyle sokağa çıkmakta zorlandığını dile getirdi.

Kaynana ise davanın reddi gerektiğini savundu. Tarafları dinleyen mahkeme, davanın reddine hükmetti.
Gelinin temyiz müracaatı üzerine dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı.
'İçtihat metni' olarak yayınlanan kararda, gelininin dedikodusunu yapan kaynananın manevi tazminat ödemesi gerektiği belirtildi.
Yargıtay kararında, "Davacı; kayınvalidesi olan davalının, altınlarını çaldığından bahisle kendisini hırsızlıkla itham ettiğini, etrafta bu şekilde dedikodu yaparak kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek manevi tazminat talep etmiştir. Dosya kapsamından; davalının, altınlarının çalınmasıyla ilgili olarak gelini olan davacıyı suçladığı, bu kapsamda davacının yaşadığı mahallede dedikodu çıkardığı mahkemece dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kişilik haklarının ihlal edildiği ve manevî zararının oluştuğu kabul edilerek davacı yararına uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına oy birliğiyle karar verildi" ifadeleri yer aldı.

Mahkeme kararlarının yüzde kaçı Yargıtay’dan dönüyor diye küçük bir araştırma yaptım.
Yerel mahkemenin verdiği karardan memnun olmayan ve davayı bir üst mahkeme olan Yargıtay’a taşıyan kişilerin sayısı her yıl biraz daha artıyor.
2010 yılında Yargıtay’a uzanan dava sayısı 375 bin iken, bu sayı geçen yıl 560 bini aştı. Üstelik Yargıtay’a taşınan davaların çoğunda karar değişikliğe uğruyor.
Yargıtay’a giden 100 davanın 62’sinde yerel mahkemenin verdiği karar değişiyor.

Hele son zamanlarda örneğin icra hakimlerinin zorunluluktan ağır cezaya atanmalarını da düşünürsek, Yargıtay’ın işi daha da artacak ama, neyse ki arada İstinaf Mahkemesi var.

 

 


İngiltere, Almanya, Rusya ve
ABD teknoloji savaşı…

Bir İngiliz doktor: "İngiltere'de tıp çok ilerledi. Bir adamın karaciğerini alıp başka bir adama naklettik. Adam 6 hafta sonra iş arıyordu."
Bir Alman doktor: "Bu bir şey değil. Almanya'da beynin bir parçasını alıp başkasına naklettik. Adam 4 hafta sonra iş arıyordu.”

Rus doktor: "Baylar, biz sağlam bir adamın kalbinin yarısını alıp bir başkasına naklettik. Adam 2 hafta sonra iş arıyordu.”

Amerikalı doktor gülerek: "Hepiniz bizim bir hayli gerimizdesiniz. Bakın biz ne yaptık! Bir sene önce, beyni, kalbi ve karaciğeri olmayan bir adamı alıp ABD’ye Başkan yaptık.
Şimdi bütün ülke iş arıyor
!"





Bu fotoğraf hakkında geçen hafta çok konuşuldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin katılımıyla düzenlediği toplantıda tek kadın olan Şişecam Düzcam Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ebru Şapoğlu, fotoğrafta yer almak isteyen erkek topluluğunun arasında yok olmuştu.

Fotoğrafta en ön sırada bulunan Halıcılar Odası Başkanı Selahattin Kaplan, Gaziantepliler’in bütün Türkiye tarafından bilinen kadınlara karşı kibarlığını gösterip, hakkından feragat ederek Ebru Şapoğlu’nu öne çıkarsaydı ne olurdu tahmin edebilir misiniz?..
Ertesi gün bütün gazeteler, “Bu Antepliler’in kadınlara karşı kibarlığı gerçekmiş…” diye yazacaklardı.
Herhalde o gün Selahattin Kaplan; kibarlığı heyecandan, kendini en önde göstermeye çalışmaktan unuttu!.. Fırsatta kaçmış oldu!!

Bu arada GSO ve GTO meclislerinde kaç kadın üye olduğunu hiç merak ettiniz mi?
GSO’da 3 kadın meclis üyesi var:
Ferhan Sağım, Melike Yüksel ve Perihan Çöçelli.
Peki kaç erkek var?
54!

GTO’da 2 kadın meclis üyesi var:
Hayriye Ebru Ayhan ve Ayşe Tohumcu.
Her iki mecliste de kadın üyelerden sitayişle bahsediliyor.
Peki kaç erkek var?
89!

Kimseyle tartışmayın!..