Gaziantep marka şehir mi?

YAYINLAMA: 06 Şubat 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 06 Şubat 2018 / 20.00

Marka’ hevesimiz, tutkumuz, vizyonumuz 2003 yılında ‘Marka Şehir Gaziantep’ sloganı ile başladı.
Gaziantep Sanayi Odası önderliğinde markalaşma sürecinde başarılı adımlar atıldı.
Gaziantep Sanayi Odası'nın Marka Şehir Gaziantep Projesi Dünya Odalar Federasyonu'nun (World Chamber Federation-WCF) Uluslar arası Ticaret Odaları Birliği (International Chamber of Commerce-ICC) ile birlikte düzenlediği World Chambers Competition 2005 (Dünya Odalar Yarışması)'nda En İyi Sıra dışı Proje Kategorisinde birinci oldu.

Kongrenin gala gecesinde yapılan ödül törenine dünyanın 125 ülkesinden bine yakın delege katıldı. Büyük heyecanın yaşandığı ödül töreninde Dünyanın En İyi Sıra dışı Projesi seçilen Marka Şehir Gaziantep Projesi'nin adının anons edilmesiyle salonda merakla bekleyen Türk delegeler büyük bir sevinç yaşadı. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, birincilik ödülünü Uluslararası Ticaret Odaları'nın Güney Koreli Başkanı Yong Sung Park'ın elinden aldı.

Büyük emeği geçen Adil Konukoğlu, GSO Genel Sekreteri Kürşat Göncü ve Şeref Gözütok’u da bu vesile ile anmak isterim. Markalaşma tarihimizin mihenk taşıydı bu ödül.

Gaziantep’in bu sıradışı projesi daha sonra kitaplara konu oldu.
Prof. Dr. Metin Işık ve Doç. Dr. Ayhan Erdem tarafından hazırlanan “Nasıl Marka Şehir Olunur?” adlı kitap, şehirlerin nasıl marka şehir olabileceğini ele alıyor ve yol haritaları sunuyor. 2003 yılında Gaziantep Sanayi Odası tarafından “Marka Şehir Gaziantep” sloganı ile markalaşma sürecine başarılı bir adım atan Gaziantep’in Türkiye’deki insanlar tarafından nasıl algılandığına dair 20 ilde yürütülen bir araştırma sonuçlarına yer veriliyor.

2003’te başladık, 2005’te ödül aldık, ama daha sonra işler pek hızlı seyretmedi.
2016 yılında GSO Başkanı Adil Konukoğlu’nun gayretleriyle ‘I Mean It’ ajansıyla yapılan çalışmalar epey ses getirdi. Sonra yine duraklama devrine girdi.

Artık markalaşma vizyonumuz şehri eminin gayretli ellerinde. O da elinden geleni yapıyor. Konunun uzman kişilerini Gaziantep’e davet ederek beyin fırtınası yapıyor.
MediaCat’in Şubat sayısında Pelin Özkan’ın bizim proje ile güzel bir yazısı var. Muhteşem fikirler üretiliyor.
Bakalım bütün bu önemli çalışmalar bizi hangi ulusal/uluslararası hedeflere götürecek…

Gaziantep deyince artık 3 milyonluk bir kentten sözediyoruz.
Yıllık 7 milyar doları zorlayan, 180 ülkeye ihracatı, sanayisi, ticareti ile büyük bir metropol Gaziantep.
Bütün bunlara ilaveten, bence her şeyden daha önemli, arkeolojimiz ve gastronomimiz bizi bütün dünyaya damak tadı, sevgi ve kültürümüzle bağlayacaktır.

Türkiye markalaşmadan kentler markalaşamaz diyen uzmanlar var.
Bunlara saygı duyuyorum. Ama Nusret’in başarısını nasıl izah edeceğiz? Bütün dünyada 10 milyon takipçisi var.
Dünyanın önemli merkezlerine lokantalar açıyor. Size bir örnek verebilmek için New York’ta açılan yeni lokantasında 3 kişinin yemek fişini sunuyorum.: Bizim paramızla 5 bin 500 TL.
Nusret bir dünya markası oldu, fiyatını istediği gibi ayarlıyor ve lokantalarında yer bulmak çok zor.



Nusret’i yazmamın bir başka nedeni bütün lokantalarında Gaziantep’in baklavasını sunuyor.
Burhan Çağdaş’ın uçakla gönderdiği baklavalar çok beğeniliyor, adeta kapışılıyor.
Baklava, Antep’in en önemli marka ürünü değil mi?
Aslında sırf baklava için çalışma yapılması gerekir diye düşünüyorum. Mesela fıstık öyle değil. Dünyada en çok Amerika’da yetişiyor, sonra İran ve daha sonra biz. Ama baklava öyle mi?

Kültürel alanda şimdiye kadar gerçekçi olursak ’Çingene kızı’ aşamadık. Oysa elimizde 3500 sene öncesine ait bugünün ‘Smiling face/Gülen yüz’ emojisi var.
Karkamış’ta bulunan Hititlere ait testinin üzerindeki emoji, gülen yüz, bırakın Nusret’in 10 milyon takipçisini, bütün dünyada milyar, evet milyar takipçi bulabilir. Ama bu konuda önemli kişileri ikna edemedim.
Umarım Gaziantep’in ‘Marka şehir’ olması için daha iyisini yaparlar…



Gaziantep marka şehir mi?