Gaziantep Havalimanı ihalesi!..

YAYINLAMA: 21 Mart 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 21 Mart 2018 / 20.00

Hürriyet’te Yalçın Bayer şunları yazdı:

Gaziantep Havalimanı terminal binası ile apronun yapımı için Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin 06.12.2017 tarihinde açılan ihalesini, teklif veren 11 firmanın arasından Nuhoğlu, Neoray, Eğilim, ODEPP, Dekovil ortak girişimi 266 milyon TL’ye alıyor.
İhaleye Doğuş İnşaat 489 milyon bin 107 TL;
Limak İnşaat da 649 milyon 312 bin TL’lik teklifler veriyor.
Ancak bazı firmaların itirazı üzerine ihale, Kamu İhale Kurumu tarafından iptal edilmiş... İhalede ilginç durumlar yaşanmış... İlk ihalede itiraz edip iptaline sebep olan Polat Yol Yapı A.Ş. firması yeni ihaleye katılmamış, bunun yerine EMT-ARIKAN firması teklif vermiş...

Önceden Nuhoğlu, Neoray, Eğilim, ODEPP, Dekovil ortak girişimi tarafından 266 milyon TL’ye yapılabilecekken, basit bir sebep yüzünden iptal edilen ve ihale kapsamından yaklaşık 35 milyon TL tutarındaki kısım çıkarılmış olmasına rağmen, yeni ihalede 283 milyon 270 bin TL’ye hem de akraba olduğu iddia edilen kişiye ihale edilirse, oluşacak yaklaşık 50 milyon TL’lik kamu zararının hesabını kim verecek?

 

 

 

 

Dağ kanunu ne demek?

Bir örnekle anlatayım.
Avukat Selva Özkarakoç, arkadaşlarıyla İstanbul Küçükbakkalköy’deki lüks bir balık restoranına gider. Restoran girişinde, vale, park etmek için Özkarakoç’un otomobilinin anahtarını ister.
Avukat Özkarakoç, içinde müvekkillerine ait çek-senet olduğu için otomobilini valeye vermek istemez.
Avukat, otomobili park ettikten sonra vale yanına gelerek, “Buraya araç alacağım, buraya aracınızı park etmeyin ya da aracınızın anahtarını biz görevli valelere verin” der.
Selva Özkarakoç, anahtarı vermek istemediğini yineleyince, vale “Siz bilirsiniz, sonucuna katlanırsınız” diye karşılık verir.

Konuşmanın ardından restorana geçen avukat Özkarakoç, birkaç saat sonra evine gitmek için otomobiline binerek yola çıkar. Kısa bir süre sonra, otomobilin panelinde bir lastiğin inmiş olduğu uyarısını fark eder. Otomobili park ederek aşağıya inen avukat, sağ arka lastiğin kesilmiş olduğunu tespit eder. Restoranı telefonla arayarak, karşısına çıkan kişiye durumu anlatır. Bir süre sonra restoran yetkilisi olduğunu söyleyen bir kişinin kendisini arayarak “Zararınız neyse ödeyeceğiz, bu konuyu aramızda halledelim, lütfen karakola gitmeyin” der.
Ancak toplum bilincine sahip avukat Selva Özkarakoç, İçerenköy Polis Merkezine giderek vale ve restoran işletmecisi hakkında şikayetçi olur.

Ne olacak şimdi?
20 TL vale parasını da ödemiş avukat hanım bu kadar haksızlık ve terbiyesizlik karşısında tabii ki davasını takip edecektir.
Büyük ihtimalle bir miktar tazminat alacaktır. Belki vale işinden atılacaktır (böyle değerli bir eleman hemen başka yerde iş bulur!) restoranın da adı deşifre olacaktır.

Netice-i kelam?
Adı böyle nahoş bir olaya karışan ünlü balık lokantasına bir şey olmaz. Ününe ün katar! Ama bu haberi okuyanların çoğu, “Arabayı valeye teslim etmemek aptallık!..” diye düşünecekleri için aslında bu çirkinlik valelerin işine yarayacaktır.

İşte ‘Dağ kanunu’ budur!
Kuvvetin ve zorbalığın hükümran olduğu düzen.



Gaziantep Havalimanı ihalesi!..