Sabah’ın vizyonu!..

YAYINLAMA: 14 Mayıs 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 14 Mayıs 2018 / 20.00

Dünya Çin’in duyurduğu müthiş bir olayla adeta çalkalanıyor.
Çin, vatandaşlarını yaşamın her alanında izlemeye yönelik adımlar atıyor. ‘Düşük puanlı’ vatandaşların çeşitli hizmetlerden yararlanmasını engelleyen sosyal kredi sistemi, start aldı, süratle ülke geneline yayılacak.

Çin’in çeşitli bölgelerinde bir süredir uygulanan sosyal kredi sisteminin, önümüzdeki haftadan itibaren ülkenin tamamına yayılacak.
Vatandaşlara çeşitli kriterlere göre puan verilen bu sistemde, düşük puanlı vatandaşlara ceza uygulanması ya da bu kişilerin bazı hizmetlerden faydalanamaması söz konusu oluyor. Sistemin 2020 yılına kadar bir milyar 400 milyon Çinliyi kapsaması bekleniyor.
Yolda dikkatsiz yürümekten Çin malı ürün kullanmaya, çok fazla bilgisayar oyunu satın almaktan düzenli vergi ödemeye insan hayatının her alanındaki davranış ve eylemler, Çinlilerin sahip olduğu sosyal kredi puanında etkili olacak. Puanı düşük olanların uçağa ya da trene binmesi veya ev alması yasaklanabilecek.
Çin’deki bu manzara, Aldus Huxley’in ünlü distopik bilimkurgu romanı Cesur Yeni Dünya’yı anımsatıyor. Bu romanda laboratuvarlarda üretilen insanlar, çocukluklarından itibaren kendileri için belirlenen yaşama yönelik şartlandırılıyor.

Sosyal skor, bir taraftan bakıldığında güzel bir uygulama gibi gözüküyor. Sadece dürüst ve iyi insanların kazanacağı, kötülerin ise kaybedeceği bir dünya yaratabilir. Adalet daha iyi sağlanabilir ve refah düzeyi olumlu etkilenebilir.
Bu konuyu tartıştığım arkadaşlarımın hemen hepsi bu uygulamayı çok iyi buldular, keşke bizde de aynı şey uygulansa dediler.
Yine de sosyal skor uygulamasına böyle toz pembe bakmak çok da doğru olmasa gerek. Her şeyden önce özel yaşama ve kişisel özgürlüğe ne derece etki edeceği tartışılır. İnsanları iyiye yöneltmek adına özgürlükleri kısıtlamak, sosyal hayatı manipüle etmek ya da sosyal skor adı altında yeni bir bağımlılık yaratmak insanın aklına gelen ilk komplo teorileri.

Bizim kültürümüzde, “kişinin sözü senettir” diye bir deyiş vardır. Anlayacağınız bu işler puanla, algoritmayla, yazılımla falan olmaz. Toplumda kimin ne olduğunu zaten herkes bilir. Bilmeyenler de sorarak öğrenir. Devletler böyle işlere girişmek yerine düzgün eğitim vermek, refah seviyesini yükseltmek, gelir eşitsizliğini dengelemek için politikalar üretme çabasına girerlerse ortada hiçbir problem kalmayacaktır.

Çin’de sosyal kredi sistemi henüz tam olarak planlandığı şekilde hayata geçmiş olmasa da geniş biçimde uygulanıyor. Ülkede halihazırda 11 milyon kişi, ‘güvenilmez vatandaş’ olarak görüldüğü için uçak bileti alamıyor. Trene binemeyen kişi sayısı ise dört milyon.

Puanlama sistemi A, B, C ve D olarak 4’e ayrılacak. A, 1050 puan ve üzerinde not alan ve dürüst insanlardan oluşacak. D kategorisinin puanı ise 599 ve altı olarak belirlenmiş. Bu kategori ayrıca ülkedeki en ahlaksız kesimi de temsil edecek.
Puanlama anlayışı ise sosyal medya paylaşımları ile doğrudan orantılı olacak. Yalan beyanda bulunmak ve uygunsuz fotoğraflar paylaşmak 50 puanlık kesinti anlamına gelecek.
Bu sadece sosyal medya ile sınırlı olmayacak. Örneğin karşıdan karşıya geçerken yaya geçidinden geçmezseniz ve faturalarınızı zamanında yatırmazsanız skorunuz epey bir düşecek.
Ayrıca herhangi bir sınavda kopya çekerken yakalanan biri ise bankaya kredi başvurusunda bulunamayacak, hatta evlenmek için eş ararken bile epey zorluklar yaşayacak.

Bunları okurken bir an için bu sistemin aynısının Gaziantep’te uygulandığını düşündüm. Aman Allahım ter bastı! Bırakın A kategorisinde 1050 puan almayı, en alttaki D kategorisinin bile altında bir E kategorisi yaratmak gerekecektir!!
Neyse biz bunları bırakalım da asıl söylemek istediğime gelelim…

Bu sistem ilk kez çok uzun yıllar önce Amerika’da dillendirildi. Adına da, “Big brother is watching you” dendi. Yani “Büyük birader seni izliyor” diye tercüme edilebilir.
Bu iş dünyada büyük trend oldu. O zaman bazıları bunu hayal ürünü olarak değerlendirdi, “Olur mu canım böyle saçmalık!” dedi.

İşte ünlü İngiliz yazar George Orwell (1903-1950) bütün bunları bilimsel hayal ederek yazdığı ve dünyada çok tartışılan kitabı ‘1984’ Gaziantep’te tam 2 bin adet ücretsiz olarak dağıtıldı.
Gazeteniz Sabah, abonelerine bu muhteşem eseri okutmak için fedakarlık yaptı.

Orwel’in kitabını 1949 yılında, vefatından bir yıl önce yayınlamıştı. Hayali bu bilim kurgunun 1984 yılında gerçekleşeceği idi.
Öyle olmadı, epey gecikti. Ama ne düşündüyse, bütün hayali gerçekleşti.
Çok önemli bir eser ve biz bu eseri zamanında bütün okuyucularımıza dağıttığımız için gururluyuz.


Sabah’ın ücretsiz dağıttığı ‘1984’

 
George Orwel


Lütfen, bu kötülüğü yapmayın!

Devlet Bahçeli'nin 'af' çıkışıyla ilgili soruya yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim şu anda böyle bir düşüncemiz kesinlikle yoktur. Sayın Bahçeli’nin bu talebi veya teklifi tabi kendisine ait bir taleptir, tekliftir. Ama bizim şu anda hükümetimizle böyle bir düşüncemiz kesinlikle yok" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu teklif karşısında kesin tavrı büyük memnuniyet yarattı ve puan hanesine olumlu yansıdı.
Böyle bir şeyi düşünmek bile istemiyorum. Bunun adı ilkelliktir!
Kadının ırzına geç, günahsız insanları vur öldür, güç zehirlenmesiyle kıvranan ilkel ve haysiyet yoksunu psikopatların tetikçi kullanarak insanlara zarar verdikten sonra onları, napalım olur böyle şeyler deyip affet!
Af, ancak ilkel, vicdansız ve sorumsuz toplulmlarda rastlanan bir olaydır. Geçmişte de görülmüştür ki, afla çıkanların önemli bir bölümü tekrar suç işleyerek geri dönmüştür.

Sabah’ın vizyonu!..