Ahmet Ertegün ve Gaziantep

YAYINLAMA: 01 Mart 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 01 Mart 2012 / 18.00

İngiliz medyası, Oxford Üniversitesi'ne 900 yıllık tarihinde rekor bağış yapan ünlü müzik yapımcısı merhum Ahmet Ertegün'ü konuşuyor.

7 yıl önce hayatını kaybeden yapımcının eşi Mica Ertegün, üniversiteye 41 milyon dolar bağışladı. Bu parayla edebiyat, tarih, müzik, Ortadoğu çalışmaları ve arkeoloji alanında yüksek lisans yapan öğrencilere burs verilecek.

Ahmet Ertegün’ün Gaziantep’e de, Gaziantepliler’e de unutulmayacak, kaderimizin değişmesine neden olan büyük iyiliği var. Hatta bana göre Ertegün’ün Oxford’a olan 41 milyon dolarlık bağışdan yüz misli daha büyük bağışın bize yapılmasına neden oldu.

Ahmet Ertegün, Milli Mücadele döneminde önemli görevler almış bir devlet adamı olup Cumhuriyet'in ilanından sonra Milletler Cemiyeti gözlemcisi ve büyükelçi olarak çeşitli Avrupa metropollerinde ve daha sonra Amerika'da görev yapan Münir Ertegün’ün oğlu.

iyi bir eğitimden sonra Amerika’da kalıp Atlahtic Records adlı bir plak şirketi kurarak Ray Charles, Aretha Franklin, Miles Davis, Rolling Stones ve Led Zeppelin gibi ünlü müzisyenlere kaset yaptı. Dünya çapında şöhrete ve servete kavuştu.

2000 yılının Mayıs ayında The New York Times gazetesinin manşetinde patlayan “Zeugma: İkinci Pompei” haberi Amerika ve Türkiye’nin dışında bütün dünyada büyük yankı yapmıştı.

Dünyanın bu en büyük gazetesi, bizim Zeugma’ya birinci sayfasının yarısını ayırarak renkli resimlerle süslediği tarihi bir haber yayınlamıştı.

2 Mayıs 2000 Pazar günü yayınlanan bu haber nedeniyle New York Times’ın ‹stanbul bürosuna Pazartesi günü telefonlar yağmaya başlamıştı. Büro şefi, ünlü gazeteci, yazar Stephen Kinzer’de gelen telefonların önemlilerini bana yönlendirmişti.

Beni Amerika’dan aramasının nedeni de, Zeugma kazılarına 1 milyon dolar bağış yapmak istiyordu. Nereye ve nasıl yapabilirdi, bunu öğrenmek için o hafta beni birkaç kez aramıştı!

Zeugma için bir şeyler yapmak istiyordu.

“David Packard benim çok iyi arkadaşım. Onun başkanı olduğu vakıf, dünyanın en büyüğü. Yalnız kültüre yatırım yaparlar. Kendisi ile konuştum. Biz Zeugma için elimizden geleni yapacağız. David, gelecek hafta Ankara’ya bir heyet gönderecek.”

Öyle de oldu.

David Packard, Ankara’ya 3 kişilik bir heyet gönderdi. Üst düzeyde yapılan görüşmelerin neticesi, kurtarma kazılarının sorumluluğunu ‘GAP Bölge Kalkınma İdaresi Eski Başkanı Dr. Olcay Ünver’e verdiler.

Heyette, Ünver’e yanlarında getirdikleri 5 milyon dolarlık çeki teslim ettiler.

Bir-iki hafta içerisinde de kurtarma kazıları başladı. Gaziantep Müzesi’nin yönetim ve denetiminde yapılan kazılara dünyanın en ünlü kazı timleri de daha sonra katılarak büyük bir projeyi başarı ile gerçekleştirdiler.

Packard’ın cömert yardımı ile dünyanın en gelişmiş bilgisayarları getirildi. Bunları kullanabilen uzmanlar, çeşitli milletlere ait kazı timleri bir ara 250 nüfuslu bir takım oluşturdular.

Sonuçta, Zeugma’nın yüzde 11’i baraj sularının altında kalırken, bu bölgedeki esererin yüzde 90’ına yakını kurtarıldı. Bu büyük kurtarma kazısı projesi dünya çapında ünlendi ve önemli bir örnek oldu.

O yaz bütün dünyadan Gaziantep’e 5 bine yakın gazeteci, televizyoncu, bilim adamı, müze direktörleri ve meraklı turist geldi.  Otellerimiz ilk kez bu kadar yabancı misafir ağırlama fırsatı ve mutluluğunu yakaladı.

Bütün bu olup biten David Packard’ın daha sonraki katkılarıyla 20 milyon doları aşan bağışı olmasaydı, kesinlikle olmazdı.

Vali Muammer Güler’in de katkısı çok önemliydi. Çünkü, o zaman Özel ‹dare bütçesinden 54 milyar lira (“imdiki parayla 54 bin lira) gibi bir para verdi. Kazıları o para başlattı.

Merhum Ahmet Ertegün’ün vizyonu, sabırlı ve sinirlenmeden takibi bize Zeugma’yı kazanmamızda müthiş etkin bir rol oynadı.

Bu olaylar şimdi size basit gibi görünebilir ama bundan 12 sene evvel bu operasyon Gaziantep’in kaderini değiştirdi.

Ahmet Ertegün, neden 41 milyon doları Oxford’a bağışladı? Lütfen düşünün, bunu sonra yazacağım.

41 milyon dolar o kadar büyük bir para veya bağış değil! Mesela, bir kulüp başkanı, bir futbol kulübüne, bir çırpıda 60 milyon dolar (103 milyon TL) verebiliyor.

Sırası gelmişken…

Orta ve yakın çağda varlıklı insanlar ibarethanelere, cami ve kilise gibi bağış yaparlarmış.

Batı’da yarım yüzyıl öncesine kadar yine varlıklı insanlar ağırlıklı olarak eğitime bağış yapmışlar.

Son yarım asırdır da varlıklı insanlar Batı’da kültüre bağış yapıyorlarmış.

Demek ki Batı ile aramızda yarım asır kadarcık bir fark bulunuyor. Ben bunu normal olarak yorumluyorum.

 

 

 

Ahmet Ertegün ve Gaziantep