‘Yılbaşı’nın makus talihi!..

YAYINLAMA: 01 Ocak 2013 / 18.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 2013 / 18.00

Yılbaşının her geçen sene daha da sönük kutlanmasının çarpıcı bir göstergesi de esnafın, “Bu ne biçim yılbaşı, piyasada hiç hareket yok!” yakınması.

Yeni yıl dünyanın her tarafında kutlanıyor. Ama müslüman ülkelerde ‘Hristiyan icadı’ olduğu zannıyla ya hiç kutlanmıyor, ya da geçiştiriliyor.

                                                              

Bilgisizlikten kaynaklanıyor. Yeni bir yılı umutla, dileklerle kutlamanın, güzel bir başlangıç yapmanın, moral bulmanın kime ne zararı var ki?..

Hareketlenen piyasanın, otellerdeki özel eğlencelerin, televizyonlardaki bol reklamlı yılbaşı programlarının ekonomiye olduğu kadar sosyal hayata da katkısını kim yadsıyabilir?

 

Hristiyanlar, 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan gece İsa Peygamberin doğum gününü kutladılar. Bunun 31 Aralık gecesindeki yeni yıl kutlaması ile bir ilgisi yok ki!..

 

Dünyada 1 Ocak’ın yeni yılın ilk günü olarak anılması M.Ö. 153 yılında Roma’da başlamıştır. O tarihten önce M.Ö. 700 yıllarına kadar Ocak ve Şubat ayları yoktu bile. Roma’nın 2. İmparatoru Numa Pontilius ilk kez takvimi 10 aydan 12 aya çıkartmıştı. Yine de 1 Ocak kuralına pek fazla uyulmuyordu ve 1 Mart günü yeni yılın başlangıcı olarak kabul ediliyordu. M.Ö. 46 yılında Julius Ceasar, ‘Ay’a bağlı takvimin terk edilerek ilk kez ‘Güneş’e bağlı takvime geçişi gerçekleştirdi ve Roma dünyasında 1 Ocak kesin ve yaygın yeni yılın başı olarak kullanılmaya başlandı. İsa Peygamber henüz doğmamıştı!

Daha hikayesi var ama şunu söylersem, iş vuzuha kavuşur:

Bu takvimi Osmanlı, 1917’de Sovyetler Birliği, 1918 de, Yunanistan, 1923’de kabul etti.

 

Yani…

 


 

Eğitim

 

Aristoteles’e soruyorlar:

Eğitimli insan eğitimli olmayandan ne kadar üstündür?”

İşte verdiği cevap:
Sağ olanın ölüye olduğu kadar!”

Merhumun uzak görüşünün pek zayıf olduğu anlaşılıyor.

Antik Yunan filozofu Aristoteles (MÖ 384-322) ikibin üçyüz sene sonrasını maalesef görememiş.

Zaman gelecek, Ayıntap; önce Antep sonra Gaziantep’e dönüşecek ve insanların çoğu eğitimsiz olacak. Ama aynı kent ekonomide mucizeler yaratacak, dünyanın en hızlı gelişen 10 kentinden biri olacak, tarihteki ilk barış antlaşması Kadeş’e şehadet edecek, 21. yüzyılın başında işsizlik nedir bilmeyecek, insanları mutlu ve mesut olacak!.. (Dr. Güzelbey’in söylevlerinden alıntı)

 

Ey Aristo! Senin düşüncen, öngörün yattı!

Bu şehir ölülerden değil, dirilerden, hem de dipdirilerden oluşuyor, her gün baklava kebap yiyor!

(Şimdi birileri kızacak! Burası kebap baklava şehri değil, diyecek, ama!..)

 


 

Lavoisier’in kafası

 

Eğitimden başladık, Lavoisier’le devam edelim.

Kimya biliminin dehası Lavoisier'in, asıl eğitimi hukuktu ve Paris Barosu'na kayıtlı bir avukattı.

Bilimsel gözlem ve yorum üzerine yaptığı konuşmaları nedeniyle bütün dünyada ün kazanmıştı. Kimya bilimini reddeden yobazları gösterip, "Bu kelleler hiçbir şeye yaramaz" dediği için tutuklandı.  Aynı gün de yargılanıp, giyotinle ölüme mahkum edildi.

Lavoisier, ünlü matematikçi Lagrange'i çağırdı ve "Kafam sepete düşğünde gözlerime bak.  Eğer iki kere göz kırparsam, insanın kafası kesildikten sonra bir süre daha beyin düşünmeye devam etmekte  demektir" dedi. 

Lavoisier'in kafası kesildi, sepete düştü ve gülerek iki kere göz kırptı. 

 

İtalyan asıllı Fransız matematikçi Joseph Louis Lagrange (1736-1813) diyor ki: "Lavoisier'in son saniyedeki ispat arayışı, bilimselliğin yüzyıllar  sürecek meşalesidir.  Ama o yobaz kafalar asırlarca karanlıkta  sürünecekler, insanlığı da süründürecekler!"

 


 

 

Sanko bu işe fena alıştı!

 

Geçen hafta Perşembe günü Dünya Gazetesi’nde Sanko ile ilgili haberi okuyunca gülümsedim.

“Sanko Holding bünyesinde 2006 yılında kurulan Sanko Enerji, 2013 yılında Bursa'da gerçekleştireceği rüzgar enerjisi santrali yatırımı ile 1.7 milyar kWh'lık enerji gücünü 2.7 milyar kWh'a çıkarmayı hedefliyor. Sanko Enerji, tamamen yenilenebilir kaynakları kullanan ve temiz enerji üreten yatırımlara yoğunlaşacak. Sanko Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanko Enerji Satış ve Pazarlama Grup Başkanı Turgut Konukoğlu, ‘2011 yılı içerisinde toplam gücü 313 MW olan 7 rüzgar santrali ihalesi kazanıldı. 2013 yılı için öngördüğümüz 313 MW  kurulu güce sahip olacak 7 adet santralin yapılması ile yıllık elektrik üretiminin 2650 GWh mertebesinde olması hedefleniyor. Amaçladığımız bu yatırımlar Karaman, Bursa, İzmir, Çanakkale ve Kırklareli'de olacak’ dedi.”

 

Sanko, rüzgar enerjisine girdiğinde ilk haberi gazeteniz Sabah vermişti. Haberle birlikte bir de Abdülkadir Konukoğlu’ndan duyduğumuz bir hikayeyi anlatmıştık. 

Konukoğlu’nun dedesi olmayacak şeyler için şaka olarak, “Sana Havabank’tan bir çek keseyim…” dermiş.

Gün geldi, geçmişin şakası zamanımızda gerçek oldu.

Gülümsememin nedeni, Havabank iyi iş yapıyor olmalı ki durmadan yeni şubeler açılıyor!..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘Yılbaşı’nın makus talihi!..