Maggie (2)

YAYINLAMA: 18 Nisan 2013 / 20.00 | GÜNCELLEME: 18 Nisan 2013 / 20.00

Dün Vatan Gazetesi’nin cenaze töreni haberinde Margaret Thatcher için kullandığı başlık, ‘Demir Leydi’yi adeta özetliyordu:
Seveni de çok, sevmeyeni de”.

İşte gerçek demokrat ve başarılı bir politikacının arkasından böyle denmeliydi.

Herkesin sevdiği bir politikacının ilkeli, kişilikli ve karizmatik olması mümkün değildi! İdeali ve doğrusu da buydu: Seveni kadar da sevmeyeni olmalıydı!

 

Kraliçe II. Elizabeth’in 1965’teki Churchill’in cenazesinden bu yana ilk kez bir başbakanın cenazesine katılması çok anlamlı. Bu arada cenaze törenine 11 eski başbakanın katıldığı belirtildi. Thatcher’ın istifasından 23 yıl sonra hala hayatta 11 başbakanın bulunması demokratik açıdan nasıl yorumlanmalı acaba?

 

Konuya tekrar dönmemin nedeni sevdiğim bir arkadaşımın ikazı oldu. Thatcher’ın nasıl ve neden istifa ettiği demokratik teammüllere ve ‘Demir Leydi’nin vizyonuna ışık tutacak değerde.

Maggie’nin iktidara gelişinin 11’inci yılında parti içi politikada önemli bir bölünme meydana geldi.

Bugünün Avrupa Birliği’nin (AB) o zamanki adı Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) idi. Hem Thatcher’in Muhafazakar Partisi’ndeki bir grup miletvekili, hem de muhalefet AET ile daha yakın ilişkiler içine girilmesini istiyordu.

Hatta, Thatcher’ın sağ kolu, başbakan yardımcısı Sir Geoffrey Howe, daha da ileri gidiyor, Avrupa Ekonomik Topluluğu ile para birliğine gidilmesi için müzakerelere katılınmasını savunuyordu.

 

Sir Geoffrey Howe, hazine ve dışişleri bakanlıkları yapmış çok değerli bir politikacıydı.

Howe, Maggie’nin sadık dostu, aynı zamanda ‘Thatcherism’in de mimarıydı.

Avrupa Birliği konusundan sonra yeni vergi politikasında da derin anlaşmazlığa düşünce Howe istifa etti, fikir ayrılıklarının nedenlerini de Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada anlattı.

Thatcher, Howe’ın bu tavrını yaşamı boyunca hiç affetmedi!

 

Bu istifa parti içindeki muhalifleri tetikledi.

Avrupa yanlısı tutumuyla öne çıkan muhalif Michael Heseltine, Sir Geoffrey Howe’un istifasını da fırsat bilerek Thatcher’e bayrak açtı.

Parti Kongresi’nde Thatcher 204, Heseltine 152 oy aldı.

Ancak parti tüzüğüne göre, Thatcher 4 oy eksik aldığı için ikinci bir oylamaya gidilmesi elzem oldu.

Bu kez, diğer başkan adayları da seçime katılabilecekti.

Maggie mücadeleye hazırdı, bu onun yaşam tarzıydı. Ama yakın arkadaşları Thatcher’a partinin bölünmemesi için istifa etmesini tavsiye ettiler.

 

Muhafazakar Parti’de de, halkın nezdinde de hala saygınlığı ve itibarı yüksek düzeydeydi.

Buna rağmen bir gecede kararını verdi, ertesi gün kimseye danışmadan Kraliçe II. Elizabeth’ten randevu talep ederek ona gitti ve kabinesinin istifasını verdi.

Yerine parti başkanı seçilen John Major, halkın oyunu kazanmadan, kolaydan İngiltere Başbakanı oldu. Ama aradan 23 yıl geçmiş, John Major’ın adını hatırlayan kalmamış, hala Margaret Thatcher konuşuluyor. Hep te konuşulacak…

 


 

Eyüp Bartık nihayet…

 

Gaziantep Ticaret Odası seçimlerinde Mehmet Aslan’ın karşısına çıkan Eyüp Bartık, dün bir basın toplantısı ile ilk kez Gaziantep kamuoyunun önünde konuştu ve adaylığını açıkladı.

 

Bartık, basın toplantısına eli boş gelmemiş.

Önce ev ödevimizi yaptık, dersimize iyi çalıştık, şimdi de sıra medya ile tanışmaya geldi” diyerek basın toplatısında sempatik tavırları ile ekrana yansıtılan metni düzgün okumuş.

 

Basın toplantısında gazetecilere dağıttığı ev ödevinin (kitapçık) başlığı, “Odana, Mesleğine, Gaziantep’e Sahip Çık”.

Gaziantep Ticaret Odası, Değişim Grubu’ tarafından hazırlanan kitapçıkta Bartık, seçimi kazanırsa hayata geçireceği projelerini anlatıyor.

Bunları Pazartesi günü yorumlayacağım.

Ancak, ‘Odana, Mesleğine, Gaziantep’e Sahip Çık’ sloganını beğenmedim.

Niye bunlar sahipsiz mi ki?

Meslek Odaları veya Sivil Toplum Kuruluşları için böyle bir slogan atılacaksa, en son adres Gaziantep Ticaret Odası olmalıydı!

Gaziantepspor için bile böyle slogan atılmamışken, GTO’ya böyle bir hatanın reva görülmüş olması bence yanlış.

Pazartesi’yi bekleyelim…

 

Maggie (2)