İlacın yüzde 5’I yurtdışından geitirliyor… Hayati önem taşıyan 500 ilaç piyasada bulunmuyor
İstanbul, Bursa, Diyarbakır, Mersin, Van, İzmir, Gaziantep, Tekirdağ, Kocaeli ve Amasya Eczacı Odaları tarafından yapılan ortak açıklamada, “Dışa bağımlılığı her geçen gün artan ilacın bulunamaması ile ilgili yaşanan sorunlar halkımızın sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır” denildi.
Bulunmayan ilaçların önemli bir
bölümü kanser ve kalp ilaçları
İlaç harcamalarını baskılama amaçlı uygulamaların olumsuz etkilerinin, son dönemde kendini iyice gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Sayısı her gün değişmekle beraber bugün yaklaşık 500 ilaç piyasada bulunmamaktadır. Bunların önemli bir bölümünü kanser, kalp ilaçları ve aşılar gibi yaşamsal öneme sahip ilaçlar oluşturmaktadır.İlaç yokluğu, biz eczacılara sağlık hizmeti sunmada, hastalara ise ilaca ulaşmada büyük sorun yaşatmaktadır” denildi.
Yeni jenerasyon ilaçlar
artık Türkiye’ye getirilmiyor
Oda başkanlarının yaptığı ortak açıklamada, ilaçların bulunmama nedenleri, “İlaca yalnızca ticari meta, sağlık hizmetlerine de sadece devletin gider kalemi olarak bakılmasının sonucunda, özellikle kronik hastalıklarda ve kanser gibi ağır hastalıkların tedavilerinde kullanılan yeni jenerasyon ilaçlar artık Türkiye’ye getirilmemektedir. Bu grup ilaçların fiyatlandırılmasında ısrar edilen düşük döviz kuru nedeniyle, birçok hastanın umudu olacak bu ilaçlar için firmalar da ruhsat başvurusu dahi yapmamaktadır.Fiyatları deyim yerinde ise sakız fiyatına düşürülen ama her biri insan sağlığı için ayrı önem taşıyan bazı yerli ilaçlarımız da düzenli olarak üretilmemektedir.Yine aynı gerekçeyle, üretimi yurtdışında yapılan ve ülkemizde kullanılan ancak zarar ettikleri gerekçesi ile artık ithalatçı firmalar tarafından getirilmeyen, yani ithal edilmeyen ilaçlar da yokluğun bir başka sebebidir.Her üç durumda da yani, yeni ilaçların ülkeye girmemesi, üretimin durdurulması ya da yavaşlatılması ve ithalatın yapılmaması halinde de hasta mağdurdur, tedavisi aksamaktadır, çaresizdir ve ilaç aramaktadır.
Yıllarca “İlaç bulunabilir, ucuz ve kaliteli olmalıdır” diyen eczacı, çaresizlik içinde hastasına “bu ilaç eczanemizde yok” demektedir” şeklinde açıklandı.
Global bütçe
Bu durumun en önemli nedeninin ilaçta ekonomi yönetimi tarafından uygulamaya konulan “Global Bütçe” olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Nüfus artışı, ortalama yaşam süresinin uzaması, tedavide yaşanan yenilikler, döviz kurundaki artış, girdilerdeki yükselişler… İlaç harcamalarını etkileyen bu faktörlerin hiçbiri dikkate alınmadan, tek taraflı ve sınırlanmış bir bütçe ile sabit bir rakama bağlı ödeme yapmak ve yalnızca “ilacı ucuzlatalım” anlayışı bugünleri getirmiştir.
Bulunmayan ilaçlar karaborsa
ve sahte ürün sonuçlarını doğurdu
Gelinen noktada, sürdürülebilirlik sorunları ile ilacı ucuza mal etme çabaları kalitesiz ya da etkisiz ilaç tartışmasının başladığına dikkat çekilen açıklamada, “Bulunmayan ilaçlar karaborsa ve sahte ürün sonuçlarını doğurmuştur.Bulunmadığı için reçetelendirilmeyen ilaçlar da aslında hastaların ulaşamadığı fark edilmeyen ürünler arasındadır.Çünkü artık ne bulunuyorsa tedavi bu yönde olmaktadır.Ucuzlayan sadece ilaç değil, aynı zamanda insan sağlığının önemi ve 25 bin eczacının emeği olmuştur Bugün halen yürürlükte olan İlaç Fiyat Kararnamesinin fiyatlandırma ile ilgili hükümlerinin uygulanması, ilaçta yaşanan bu sorunu büyük ölçüde ortadan kaldırmaya yetecektir. Kararnamede ilacın fiyatının belirlenmesinde esas alınan kur değeri hala 1.9595 iken bugün kur 3.00 liraya dayanmıştır.İşte sorunun esas kaynağı buradadır” şeklinde görüşlere yer verildi.
Şirketlere kıyak, kamuya ve
vatandaşa pahalıya patlayacak!
Sağlık Bakanlığı’nın son yaptığı açıklamaya göre; siyasi otoritenin çözüm olarak bulunmayan ilaçları ihale yöntemiyle yurtdışından getirmeyi planladığına dikkat çeken eczacılar, “ 2013 yılı itibariyle bulunamadığı için Türk Eczacıları Birliği aracılığıyla yurtdışından getirilen ilaç tutarı, ülkemizde tüketilen ilacın yüzde 5’ini bulmuştur. Bu oran sürekli artma eğilimindedir. Sorunun doğru çözümü, bu ilaçların ülkemizde üretimini teşvik etmek ve doğru fiyat politikaları uygulamaktır.Bunun yerine yanlış politikalarda ısrar ederek, bulunmayan ilaç sayısının artışına neden olmak ve devamında birkaç şirkete kıyak iş olanağı sağlayacak ama vatandaşa çile çektirecek böyle bir modeli önermek akılcı değildir.Ayrıca, yasaya aykırılık içeren bu modelde sorunlar azalmayacağı gibi, daha da artacaktır.Çünkü bu yöntemde ilaç daha ucuza değil, kamu tarafından birkaç kat daha pahalıya alınacak ve ilaca ulaşmak da güçleşecektir” denildi.
Türkiye’deki ruhsatlı fiyatı 20 lira
olan bir ürün için SGK 19 € ödüyor
Eczacılar, bugüne kadar ilacın “etiket fiyatı” ve “kamu fiyatı” olmak üzere iki fiyatı olduğuna dikkat çekerken, şu açıklamayı yaptı: “Bugün ise ilaç firmaları tarafından ülkemizde piyasaya sunulmayan ilaçları temin etmek adına, kamu üçüncü bir fiyattan alım yapmaktadır. Örneğin Türkiye’deki ruhsatlı fiyatı 20 lira olan bir ürün için SGK 19 € (Avro) ödeme yapmaktadır. Fiyat cazibesinin daha pek çok firmayı bu alana çekmesi endişemizdir.Ucuz ilaç politikaları nedeni ile Türkiye pazarına sunulmayan, tedavide yeni umutlar sağlayan ilaçların ve Türkiye’de ruhsatlı olduğu halde bulunamayan ilaçların bu tip palyatif çözümler yerine hastanın rahatlıkla ulaşabileceği eczanelerde bulunmasını sağlamak gerçek çözümdür.Çünkü Türkiye’de var olan sağlık sistemi içinde eczaneler halka en yakın birinci basamak sağlık merkezleridir.Oluşan arızaları gidermek yerine, sistemin arkasından dolanarak çözüm aramak sağlık sisteminin tüm bileşenlerini; sanayiciyi, depocuyu, eczacıyı ve sonuçta hastayı mağdur etmektir. Bu uygulama piyasanın başka bir alana kaymasına neden olacak ve sağlıkta büyük bir yıkım oluşturacaktır.”
Bir yerlere kaynak aktarılırken
eczanelerin içi boşaltılıyor!
Eczzacılar, “İnsan hayatı değerlidir ve kutsaldır. Sağlık hizmeti ve hasta tedavisi dönem dönem beklemeye alınacak, duraklamalar yaşatılacak bir olgu değildir.Bu nedenle ilaç hizmeti kesintisiz ve sürdürülebilir olmak zorundadır. Yanlış ilaç-fiyat politikaları, bir yandan insan yaşamını ve hasta sağlığını kesintiye uğratırken, diğer yandan yok olan ilaçları, bu geçici yöntemlerle, aracılar tarafından ithal ederek hastaya ulaştırmaya çalışmak, bir yerlere kaynak sağlarken eczanelerimizin içini boşaltmaktır” diye konuştu.
Eczacıyı sistemin dışına taşıyan
hiçbir uygulamaya sessiz kalmayacağız!
Çözümün, yerli ilaç sanayinin desteklemmesi ve teşviki yanında ilaç fiyat kararnamesinin revize edilerek doğru uygulanması olduğuna da dikkat çekilirken, “Hastanın ilaca kesintisiz ve zamanında ulaşmasını sağlamak; ilaç firmalarının, Türk Eczacıları Birliği’nin, Sağlık Bakanlığı’nın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öncelikli görevidir. Bu bileşenler biraraya gelerek, halk sağlığını önceleyen, ilacı erişilebilir hale getiren bir yaklaşımla, ilaç fiyatlarında sürdürülebilir yeni bir düzenlemeyi hayata geçirmelidir.Üzerine düşen tüm fedakârlığı yapan, vatandaşlık görevlerini eksiksiz yerine getiren ve sağlık hizmeti alırken her geçen gün cebinden daha fazla ödeme yapan sevgili halkımızın hak ettiği nitelikli sağlık hizmetine kavuşması temel dileğimizdir.
Sağlık Bakanlığı’nı ilaçla ilgili sorunları akılcı ve sosyal devlet anlayışı içinde çözmeye ve “İlaç hastaya eczaneden, eczacı tarafından verilir” evrensel ilkesi içinde hareket etmeye davet ediyor, halkımızın ilaca erişimini zorlaştıran, eczacıyı sistemin dışına taşıyan hiçbir uygulamaya sessiz kalmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz” dedi. Sabah
İstanbul, Bursa, Diyarbakır, Mersin, Van, İzmir, Gaziantep, Tekirdağ, Kocaeli ve Amasya Eczacı Odaları tarafından yapılan ortak açıklamada, “Dışa bağımlılığı her geçen gün artan ilacın bulunamaması ile ilgili yaşanan sorunlar halkımızın sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır” denildi.
Bulunmayan ilaçların önemli bir
bölümü kanser ve kalp ilaçları
İlaç harcamalarını baskılama amaçlı uygulamaların olumsuz etkilerinin, son dönemde kendini iyice gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Sayısı her gün değişmekle beraber bugün yaklaşık 500 ilaç piyasada bulunmamaktadır. Bunların önemli bir bölümünü kanser, kalp ilaçları ve aşılar gibi yaşamsal öneme sahip ilaçlar oluşturmaktadır.İlaç yokluğu, biz eczacılara sağlık hizmeti sunmada, hastalara ise ilaca ulaşmada büyük sorun yaşatmaktadır” denildi.
Yeni jenerasyon ilaçlar
artık Türkiye’ye getirilmiyor
Oda başkanlarının yaptığı ortak açıklamada, ilaçların bulunmama nedenleri, “İlaca yalnızca ticari meta, sağlık hizmetlerine de sadece devletin gider kalemi olarak bakılmasının sonucunda, özellikle kronik hastalıklarda ve kanser gibi ağır hastalıkların tedavilerinde kullanılan yeni jenerasyon ilaçlar artık Türkiye’ye getirilmemektedir. Bu grup ilaçların fiyatlandırılmasında ısrar edilen düşük döviz kuru nedeniyle, birçok hastanın umudu olacak bu ilaçlar için firmalar da ruhsat başvurusu dahi yapmamaktadır.Fiyatları deyim yerinde ise sakız fiyatına düşürülen ama her biri insan sağlığı için ayrı önem taşıyan bazı yerli ilaçlarımız da düzenli olarak üretilmemektedir.Yine aynı gerekçeyle, üretimi yurtdışında yapılan ve ülkemizde kullanılan ancak zarar ettikleri gerekçesi ile artık ithalatçı firmalar tarafından getirilmeyen, yani ithal edilmeyen ilaçlar da yokluğun bir başka sebebidir.Her üç durumda da yani, yeni ilaçların ülkeye girmemesi, üretimin durdurulması ya da yavaşlatılması ve ithalatın yapılmaması halinde de hasta mağdurdur, tedavisi aksamaktadır, çaresizdir ve ilaç aramaktadır.
Yıllarca “İlaç bulunabilir, ucuz ve kaliteli olmalıdır” diyen eczacı, çaresizlik içinde hastasına “bu ilaç eczanemizde yok” demektedir” şeklinde açıklandı.
Global bütçe
Bu durumun en önemli nedeninin ilaçta ekonomi yönetimi tarafından uygulamaya konulan “Global Bütçe” olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Nüfus artışı, ortalama yaşam süresinin uzaması, tedavide yaşanan yenilikler, döviz kurundaki artış, girdilerdeki yükselişler… İlaç harcamalarını etkileyen bu faktörlerin hiçbiri dikkate alınmadan, tek taraflı ve sınırlanmış bir bütçe ile sabit bir rakama bağlı ödeme yapmak ve yalnızca “ilacı ucuzlatalım” anlayışı bugünleri getirmiştir.
Bulunmayan ilaçlar karaborsa
ve sahte ürün sonuçlarını doğurdu
Gelinen noktada, sürdürülebilirlik sorunları ile ilacı ucuza mal etme çabaları kalitesiz ya da etkisiz ilaç tartışmasının başladığına dikkat çekilen açıklamada, “Bulunmayan ilaçlar karaborsa ve sahte ürün sonuçlarını doğurmuştur.Bulunmadığı için reçetelendirilmeyen ilaçlar da aslında hastaların ulaşamadığı fark edilmeyen ürünler arasındadır.Çünkü artık ne bulunuyorsa tedavi bu yönde olmaktadır.Ucuzlayan sadece ilaç değil, aynı zamanda insan sağlığının önemi ve 25 bin eczacının emeği olmuştur Bugün halen yürürlükte olan İlaç Fiyat Kararnamesinin fiyatlandırma ile ilgili hükümlerinin uygulanması, ilaçta yaşanan bu sorunu büyük ölçüde ortadan kaldırmaya yetecektir. Kararnamede ilacın fiyatının belirlenmesinde esas alınan kur değeri hala 1.9595 iken bugün kur 3.00 liraya dayanmıştır.İşte sorunun esas kaynağı buradadır” şeklinde görüşlere yer verildi.
Şirketlere kıyak, kamuya ve
vatandaşa pahalıya patlayacak!
Sağlık Bakanlığı’nın son yaptığı açıklamaya göre; siyasi otoritenin çözüm olarak bulunmayan ilaçları ihale yöntemiyle yurtdışından getirmeyi planladığına dikkat çeken eczacılar, “ 2013 yılı itibariyle bulunamadığı için Türk Eczacıları Birliği aracılığıyla yurtdışından getirilen ilaç tutarı, ülkemizde tüketilen ilacın yüzde 5’ini bulmuştur. Bu oran sürekli artma eğilimindedir. Sorunun doğru çözümü, bu ilaçların ülkemizde üretimini teşvik etmek ve doğru fiyat politikaları uygulamaktır.Bunun yerine yanlış politikalarda ısrar ederek, bulunmayan ilaç sayısının artışına neden olmak ve devamında birkaç şirkete kıyak iş olanağı sağlayacak ama vatandaşa çile çektirecek böyle bir modeli önermek akılcı değildir.Ayrıca, yasaya aykırılık içeren bu modelde sorunlar azalmayacağı gibi, daha da artacaktır.Çünkü bu yöntemde ilaç daha ucuza değil, kamu tarafından birkaç kat daha pahalıya alınacak ve ilaca ulaşmak da güçleşecektir” denildi.
Türkiye’deki ruhsatlı fiyatı 20 lira
olan bir ürün için SGK 19 € ödüyor
Eczacılar, bugüne kadar ilacın “etiket fiyatı” ve “kamu fiyatı” olmak üzere iki fiyatı olduğuna dikkat çekerken, şu açıklamayı yaptı: “Bugün ise ilaç firmaları tarafından ülkemizde piyasaya sunulmayan ilaçları temin etmek adına, kamu üçüncü bir fiyattan alım yapmaktadır. Örneğin Türkiye’deki ruhsatlı fiyatı 20 lira olan bir ürün için SGK 19 € (Avro) ödeme yapmaktadır. Fiyat cazibesinin daha pek çok firmayı bu alana çekmesi endişemizdir.Ucuz ilaç politikaları nedeni ile Türkiye pazarına sunulmayan, tedavide yeni umutlar sağlayan ilaçların ve Türkiye’de ruhsatlı olduğu halde bulunamayan ilaçların bu tip palyatif çözümler yerine hastanın rahatlıkla ulaşabileceği eczanelerde bulunmasını sağlamak gerçek çözümdür.Çünkü Türkiye’de var olan sağlık sistemi içinde eczaneler halka en yakın birinci basamak sağlık merkezleridir.Oluşan arızaları gidermek yerine, sistemin arkasından dolanarak çözüm aramak sağlık sisteminin tüm bileşenlerini; sanayiciyi, depocuyu, eczacıyı ve sonuçta hastayı mağdur etmektir. Bu uygulama piyasanın başka bir alana kaymasına neden olacak ve sağlıkta büyük bir yıkım oluşturacaktır.”
Bir yerlere kaynak aktarılırken
eczanelerin içi boşaltılıyor!
Eczzacılar, “İnsan hayatı değerlidir ve kutsaldır. Sağlık hizmeti ve hasta tedavisi dönem dönem beklemeye alınacak, duraklamalar yaşatılacak bir olgu değildir.Bu nedenle ilaç hizmeti kesintisiz ve sürdürülebilir olmak zorundadır. Yanlış ilaç-fiyat politikaları, bir yandan insan yaşamını ve hasta sağlığını kesintiye uğratırken, diğer yandan yok olan ilaçları, bu geçici yöntemlerle, aracılar tarafından ithal ederek hastaya ulaştırmaya çalışmak, bir yerlere kaynak sağlarken eczanelerimizin içini boşaltmaktır” diye konuştu.
Eczacıyı sistemin dışına taşıyan
hiçbir uygulamaya sessiz kalmayacağız!
Çözümün, yerli ilaç sanayinin desteklemmesi ve teşviki yanında ilaç fiyat kararnamesinin revize edilerek doğru uygulanması olduğuna da dikkat çekilirken, “Hastanın ilaca kesintisiz ve zamanında ulaşmasını sağlamak; ilaç firmalarının, Türk Eczacıları Birliği’nin, Sağlık Bakanlığı’nın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öncelikli görevidir. Bu bileşenler biraraya gelerek, halk sağlığını önceleyen, ilacı erişilebilir hale getiren bir yaklaşımla, ilaç fiyatlarında sürdürülebilir yeni bir düzenlemeyi hayata geçirmelidir.Üzerine düşen tüm fedakârlığı yapan, vatandaşlık görevlerini eksiksiz yerine getiren ve sağlık hizmeti alırken her geçen gün cebinden daha fazla ödeme yapan sevgili halkımızın hak ettiği nitelikli sağlık hizmetine kavuşması temel dileğimizdir.
Sağlık Bakanlığı’nı ilaçla ilgili sorunları akılcı ve sosyal devlet anlayışı içinde çözmeye ve “İlaç hastaya eczaneden, eczacı tarafından verilir” evrensel ilkesi içinde hareket etmeye davet ediyor, halkımızın ilaca erişimini zorlaştıran, eczacıyı sistemin dışına taşıyan hiçbir uygulamaya sessiz kalmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz” dedi. Sabah