Yeni kesilmiş etin tüketilmesi midede şişkinlik ve hazımsızlığa yol açar
Lokman Hekim Hastaneleri Diyetisyeni Merve Demir, kurban etlerinin kesildikten sonra 8 saat bekletilerek tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Lokman Hekim Sincan Hastanesi Diyetisyenlerinden Merve Demir, Kurban Bayramında yeni kesilmiş etin tüketilmesinin midede şişkinlik ve hazımsızlığa yol açabileceği uyarısında bulunarak, “Etler kesilip, en az 8 saat bekletildikten sonra tüketilmelidir. Özellikle mide şikayetleri olan bireyler ise etleri 24 saat bekletmeden tüketmemelidirler” dedi.
Uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlıklarda, şarbon, tüberküloz ve salmonella gibi hastalıkların bulaşma riskinin yüksek olduğunu söyleyen Demir, et tüketiminin artmasının diyabet, hipertansiyon, kolesterol, kalp-damar ve böbrek hastalıkları gibi kronik hastalıklara sahip ve yüksek risk taşıyan (çocuklar ve yaşlılar) bireylerin daha dikkatli davranmasını gerektiği uyarısında bulundu. Kurban Bayramında da sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, porsiyon kontrollerin, yiyecek seçimlerine ve besin gruplarının dengeli olmasına özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Demir, “Etler proteinde zengin besinler oldukları için sıcağa karşı duyarlıdırlar. Bu yüzden büyük parçalar yerine, kuşbaşı ve kıyma gibi küçük parçalar halinde tek kullanımlık bölünüp, buzdolabı poşetlerine konularak buzdolabının buzluk ve ya derin dondurucu kısmında saklanmalıdır. Etler buzdolabında yağlı kağıt ve ya buzdolabı poşetlerine sarılmış bir şekilde 3 gün saklanırken, buzlukta -2 derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda -18 derecede maksimum 3 ay saklanabilirler” dedi.
Kırmızı etin, hayvansal proteinin yanı sıra demir, çinko, forfor ve magnezyum gibi mineraller ile B1, B6, B12 ve folik asit içerdiğini ifade eden Demir, etler pişirilirken içerisine iç yağı, kuyruk yağı ve tereyağı gibi ekstra yağların eklenmemesini, kendi sularında kısık ateşte pişirilmesi tavsiyesinde bulundu. Kızartma ve kavurma yerine; ızgara, fırın, haşlama ve az yağlı sote olarak pişirme yöntemleri tercih edilmesini isteyen Demir, “Kurban bayramında et tüketimi ile birlikte sakatat tüketimi de artar. Başta karaciğerde olmak üzere diğer organlarda da birçok toksik madde birikimi vardır. Özellikle kalp-damar hastaları içerdiği yüksek miktardaki kolesterolden dolayı sakatatlardan uzak durmalıdır” dedi. Kurban Bayramı için beslenme önerisinde bulunan Demir, şunları kaydetti:
Güne 2 bardak su içerek ve hafif bir kahvaltı yaparak başlanmalı. Proteinlerin sindirimi zor ve uzun sürede olduğu için et tüketimi öğlen tercih edilmeli, akşama sebze ve kuru baklagil gibi posadan zengin besinler tercih edilmeli. Etlerin yanına rafine edilmiş pirinç / makarna yerine, glisemik indeksi düşük olan bulgur / esmer pirinç, asitli içecekler yerine ise yoğurt, cacık, ayran tercih edilmeli. Etler C ve E vitamini içermez. Eetlerin yanına sebze ve ya bol limonlu salatalar tercih ederek hem besin çeşitliliği sağlanır hem de sebzelerin içerdiği C vitamininden dolayı demir emilimi arttırılır. Et tüketimi öğünlerde 2-3 porsiyon (60-90 gr) ile sınırlandırılmalı. Kalp-damar rahatsızlığı olan bireyler ise günde 100 gr et tüketimini geçmemeli.Hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlılar tercih edilmeli. Eğer şerbetli tatlı tüketilecekse gün aşırı 1-2 dilim baklavanın yanında 1 çay bardağı süt ile birlikte tüketilmemeli. Günde mutlaka 2 -2.5 litre su tüketilmeli. Mümkünse günde 30 dakika tempolu yürüyüşler yapılmalı. Bağırsak şikayetleri için özellikle kivi, ayva, elma, armut gibi meyveler iyi yıkanarak kabukları ile birlikte tüketilmeli.”ANKA
Lokman Hekim Hastaneleri Diyetisyeni Merve Demir, kurban etlerinin kesildikten sonra 8 saat bekletilerek tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Lokman Hekim Sincan Hastanesi Diyetisyenlerinden Merve Demir, Kurban Bayramında yeni kesilmiş etin tüketilmesinin midede şişkinlik ve hazımsızlığa yol açabileceği uyarısında bulunarak, “Etler kesilip, en az 8 saat bekletildikten sonra tüketilmelidir. Özellikle mide şikayetleri olan bireyler ise etleri 24 saat bekletmeden tüketmemelidirler” dedi.
Uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlıklarda, şarbon, tüberküloz ve salmonella gibi hastalıkların bulaşma riskinin yüksek olduğunu söyleyen Demir, et tüketiminin artmasının diyabet, hipertansiyon, kolesterol, kalp-damar ve böbrek hastalıkları gibi kronik hastalıklara sahip ve yüksek risk taşıyan (çocuklar ve yaşlılar) bireylerin daha dikkatli davranmasını gerektiği uyarısında bulundu. Kurban Bayramında da sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, porsiyon kontrollerin, yiyecek seçimlerine ve besin gruplarının dengeli olmasına özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Demir, “Etler proteinde zengin besinler oldukları için sıcağa karşı duyarlıdırlar. Bu yüzden büyük parçalar yerine, kuşbaşı ve kıyma gibi küçük parçalar halinde tek kullanımlık bölünüp, buzdolabı poşetlerine konularak buzdolabının buzluk ve ya derin dondurucu kısmında saklanmalıdır. Etler buzdolabında yağlı kağıt ve ya buzdolabı poşetlerine sarılmış bir şekilde 3 gün saklanırken, buzlukta -2 derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda -18 derecede maksimum 3 ay saklanabilirler” dedi.
Kırmızı etin, hayvansal proteinin yanı sıra demir, çinko, forfor ve magnezyum gibi mineraller ile B1, B6, B12 ve folik asit içerdiğini ifade eden Demir, etler pişirilirken içerisine iç yağı, kuyruk yağı ve tereyağı gibi ekstra yağların eklenmemesini, kendi sularında kısık ateşte pişirilmesi tavsiyesinde bulundu. Kızartma ve kavurma yerine; ızgara, fırın, haşlama ve az yağlı sote olarak pişirme yöntemleri tercih edilmesini isteyen Demir, “Kurban bayramında et tüketimi ile birlikte sakatat tüketimi de artar. Başta karaciğerde olmak üzere diğer organlarda da birçok toksik madde birikimi vardır. Özellikle kalp-damar hastaları içerdiği yüksek miktardaki kolesterolden dolayı sakatatlardan uzak durmalıdır” dedi. Kurban Bayramı için beslenme önerisinde bulunan Demir, şunları kaydetti:
Güne 2 bardak su içerek ve hafif bir kahvaltı yaparak başlanmalı. Proteinlerin sindirimi zor ve uzun sürede olduğu için et tüketimi öğlen tercih edilmeli, akşama sebze ve kuru baklagil gibi posadan zengin besinler tercih edilmeli. Etlerin yanına rafine edilmiş pirinç / makarna yerine, glisemik indeksi düşük olan bulgur / esmer pirinç, asitli içecekler yerine ise yoğurt, cacık, ayran tercih edilmeli. Etler C ve E vitamini içermez. Eetlerin yanına sebze ve ya bol limonlu salatalar tercih ederek hem besin çeşitliliği sağlanır hem de sebzelerin içerdiği C vitamininden dolayı demir emilimi arttırılır. Et tüketimi öğünlerde 2-3 porsiyon (60-90 gr) ile sınırlandırılmalı. Kalp-damar rahatsızlığı olan bireyler ise günde 100 gr et tüketimini geçmemeli.Hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlılar tercih edilmeli. Eğer şerbetli tatlı tüketilecekse gün aşırı 1-2 dilim baklavanın yanında 1 çay bardağı süt ile birlikte tüketilmemeli. Günde mutlaka 2 -2.5 litre su tüketilmeli. Mümkünse günde 30 dakika tempolu yürüyüşler yapılmalı. Bağırsak şikayetleri için özellikle kivi, ayva, elma, armut gibi meyveler iyi yıkanarak kabukları ile birlikte tüketilmeli.”ANKA
RSS