Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün duruşmasını takip eden konsoloslara “Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Burası senin ülken değil, Türkiye” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic’ten cevap geldi
Cumhuriyet gazetesine konuşan AB Komisyonu Sözcüsü Kocijancic, Türkiye’ye AB’ye “aday ülke” olduğunu anımsattı ve “O yüzden davaları izliyoruz” dedi. Demokratik standartların yerine getirilip getirilmediğinin gözlemlenmesinin AB diplomatlarının “olağan görevi” olduğunu vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby de günlük basın toplantısında davanın izlenmesinin diplomatik prosedürlere uygun olduğunu söylerken, davanın kapalı görülmesini eleştirdi.
AB: Bu onların olağan görevi
AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic’in açıklaması şöyle: “Avrupa Birliği, Türkiye bir aday ülke ve stratejik ortak olduğu için, Türkiye’deki yargı reformu, ifade özgürlüğü ve medyanın bağımsızlığı ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmektedir.
“İfade ve basın özgürlüğü, eleştirileri-görüşleri ifade edebilme ve bununla ilgili bilgilendirebilme, demokratik tartışmanın vazgeçilmez parçalarıdır. Özgür, farklı ve bağımsız medya, bilgilerin ve fikirlerin akışını kolaylaştırarak, şeffaflık ve hesap verilebilirliği sağlayarak, demokratik toplumun temel taşını oluşturur.
“İşte bu temele dayanarak, AB Delegasyonu ve üye ülkelerin diplomatları, Dündar ve Gül’ün davasında yer aldılar.
“AB diplomatları, düzenli olarak dünyada gözlemci olarak davalara katılır; özellikle de aday ülkelerde. Kopenhag Kriterleri ve AB müktesebatıyla uyumlu olacak şekilde, Avrupa standartlarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini sağlayacağının, en üst demokratik standartları yerine getireceğinin sözünü vermiş olan Türkiye’de, bu onların olağan görevidir.
“AB geçmişte de, özel duruşmalarda ve özellikle de bu olayda, diğerlerinin yanı sıra gazetecileri de etkileyen uzun tutukluluk süreciyle ilgili endişelerini belirtmiştir. Türkiye ile AB arasındaki devam eden yapıcı diyaloğun bir parçası olarak, AB bu önemli konulara işaret etmeye devam etmesinin önemli olduğuna inanmaktadır.”
ABD: Diplomatik prosedürlere uygundur
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby'nin açıklaması şöyle:
“Evet, o duruşmanın açılışında Amerikan temsilcileri de vardı. Ve ev sahibi ülkenin siyasi, yargısal ve diğer gelişmelerini izleme ve hakkında rapor hazırlamak tamamen normal diplomatik prosedürlere uygundur. Bu ilk defa olmadı ve emin olun ki bu tür yargısal prosedürleri izlememiz son defa da olmayacak.’
“Kişisel olarak bu davanın kamu, medya ve diplomatik erişime kapatılarak özel şekilde yapılmasını da esefle karşılıyoruz. Bu esef verici bir durum. Ve üçüncü olarak da bunu benim daha önce söylediğimi duydunuz, biz Türk hükümetinin kendi anayasasında da korunan adli yargı, yargısal bağımsızlık ve basın özgürlüğü de dahil olmak üzere ifade özgürlüğüne bağlı kalmaları çağrısını yapmaya devam ediyoruz.”
Kirby, AKP’ye yakın medyanın ABD hükümeti ve Başkan Obama’yı, Erdoğan’ı devirmekle suçlamasının hatırlatılması üzerine ise “O kadar saçmasapan bir iddia ki buna cevap vererek şereflendirmeyeceğim” dedi.
Cumhuriyet gazetesine konuşan AB Komisyonu Sözcüsü Kocijancic, Türkiye’ye AB’ye “aday ülke” olduğunu anımsattı ve “O yüzden davaları izliyoruz” dedi. Demokratik standartların yerine getirilip getirilmediğinin gözlemlenmesinin AB diplomatlarının “olağan görevi” olduğunu vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby de günlük basın toplantısında davanın izlenmesinin diplomatik prosedürlere uygun olduğunu söylerken, davanın kapalı görülmesini eleştirdi.
AB: Bu onların olağan görevi
AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic’in açıklaması şöyle: “Avrupa Birliği, Türkiye bir aday ülke ve stratejik ortak olduğu için, Türkiye’deki yargı reformu, ifade özgürlüğü ve medyanın bağımsızlığı ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmektedir.
“İfade ve basın özgürlüğü, eleştirileri-görüşleri ifade edebilme ve bununla ilgili bilgilendirebilme, demokratik tartışmanın vazgeçilmez parçalarıdır. Özgür, farklı ve bağımsız medya, bilgilerin ve fikirlerin akışını kolaylaştırarak, şeffaflık ve hesap verilebilirliği sağlayarak, demokratik toplumun temel taşını oluşturur.
“İşte bu temele dayanarak, AB Delegasyonu ve üye ülkelerin diplomatları, Dündar ve Gül’ün davasında yer aldılar.
“AB diplomatları, düzenli olarak dünyada gözlemci olarak davalara katılır; özellikle de aday ülkelerde. Kopenhag Kriterleri ve AB müktesebatıyla uyumlu olacak şekilde, Avrupa standartlarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini sağlayacağının, en üst demokratik standartları yerine getireceğinin sözünü vermiş olan Türkiye’de, bu onların olağan görevidir.
“AB geçmişte de, özel duruşmalarda ve özellikle de bu olayda, diğerlerinin yanı sıra gazetecileri de etkileyen uzun tutukluluk süreciyle ilgili endişelerini belirtmiştir. Türkiye ile AB arasındaki devam eden yapıcı diyaloğun bir parçası olarak, AB bu önemli konulara işaret etmeye devam etmesinin önemli olduğuna inanmaktadır.”
ABD: Diplomatik prosedürlere uygundur
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby'nin açıklaması şöyle:
“Evet, o duruşmanın açılışında Amerikan temsilcileri de vardı. Ve ev sahibi ülkenin siyasi, yargısal ve diğer gelişmelerini izleme ve hakkında rapor hazırlamak tamamen normal diplomatik prosedürlere uygundur. Bu ilk defa olmadı ve emin olun ki bu tür yargısal prosedürleri izlememiz son defa da olmayacak.’
“Kişisel olarak bu davanın kamu, medya ve diplomatik erişime kapatılarak özel şekilde yapılmasını da esefle karşılıyoruz. Bu esef verici bir durum. Ve üçüncü olarak da bunu benim daha önce söylediğimi duydunuz, biz Türk hükümetinin kendi anayasasında da korunan adli yargı, yargısal bağımsızlık ve basın özgürlüğü de dahil olmak üzere ifade özgürlüğüne bağlı kalmaları çağrısını yapmaya devam ediyoruz.”
Kirby, AKP’ye yakın medyanın ABD hükümeti ve Başkan Obama’yı, Erdoğan’ı devirmekle suçlamasının hatırlatılması üzerine ise “O kadar saçmasapan bir iddia ki buna cevap vererek şereflendirmeyeceğim” dedi.
RSS