HDP, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin, “1 Eylül birilerinin kanlı ve kirli siyasi hesapları uğruna her gün insanların öldürüldüğü bir coğrafyada ‘akan kan dursun, silahlar sussun’ deme günüdür” açıklamasında bulundu.
HDP Hukuk Komisyonu’ndan 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, “1 Eylül, işte bu hayali, hep birlikte ve daha yüksek sesle dile getireceğimiz gündür. 1 Eylül birilerinin kanlı ve kirli siyasi hesapları uğruna her gün insanların öldürüldüğü bir coğrafyada “akan kan dursun, silahlar sussun deme günüdür” denildi.
Bugünün vatandaşların barışa ve kardeşliğe, kucaklaşmaya her günkünden daha fazla ihtiyaç duyduğu gün olduğu belirtilen açıklamada, “İnsanlarımız daha fazla özgürlük, adalet ve eşitlik istiyor; güçlü merkez ve ‘Tek adam’ yönetimi değil güçlü parlamento ve yerel demokrasi, yerinden yönetim istiyor. Büyük insanlık değerlerinin yeniden hâkim kılınmasını hedefliyor. Ezilenler kaderlerini ellerine almak, ‘Yeni Yaşam’ın temellerini atmak için güçlerini birleştiriyor. Artık, başta yakınlarını kaybeden asker, polis, sivil ve gerilla yakınları olmak üzere, Türkiye halkları savaşa ve kayıplara tahammülü kalmadığını haykırıyor. O nedenle ‘barış seçimden önemlidir’ diyoruz. O nedenle ‘sonuna kadar savaş’ diyen Saray’a karşı, ‘sonuna kadar barış’ diyoruz. Bu 1 Eylül’de de barışa, eşitliğe ve demokrasiye olan özlemimizi haykırıyoruz. Geçmişte büyük acılara ve ağır bedellere neden olmuş ‘sonuna kadar savaş’ çizgisi derhal terk edilmeli, Kürt sorununun diyalog ve müzakere ile çözümü çizgisine dönülmelidir” vurgusu yapıldı.
“Türkiye’de yaşayan halklar barışı, eşitliği, kardeşçe ve özgürce yaşamayı, yerel demokrasiyi hayal ediyor” denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı, Ermeni’si, Rum’u, Pomak’ı, Ezidi’si, Süryani’si, Gürcü’sü, Roman’ı her kimlikten ve kültürden; kadın, erkek, LGBTİ’si her cinsiyetten; genç, yaşlı her yaştan; Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi her inançtan insanlar bu hayali düşlüyor. Bizler bunu sağlamak için, Türkiye’de ve bölgede barışı kurmanın ve demokratik çözümü sağlamanın takipçisiyiz. O nedenle farklı halklar ve inançlar arasında barış, eşitlik ve demokrasiyi elde etme mücadelemizi bu 1 Eylül’de de pekiştirerek sürdürüyoruz.”
HDP açıklamasında şu çağrıda bulunuldu:
“Sorunlarımız siyasidir, çözüm yolları da demokratik siyaset alanında yaratılmalıdır. Türkiye’de karşılıklı çatışmasızlığın yaşandığı ve tahkim edildiği, ellerin tetiklerden çekildiği, görüşmeler ve müzakereler yoluyla sorunlarımızı konuşup çözeceğimiz günlere derhal geri dönmek mümkündür. Çözüm ve barış yolunda somut sonuçlara ulaşılabilmesi için her türlü yasal ve fiili düzenlemenin yapılması, halklarımızın demokratik, haklı ve meşru taleplerinin karşılanması için adım atılmalıdır. Katliamlar ve saldırılar karşısında Türkiye demokrasi ve barış güçlerinin el ele vermesi ve insanlık dramının yaşanmasına son vermek için ortak mücadele etmesi, susmaması ve gerçekleri konuşması mümkündür.”
Açıklamada, “2015 1 Eylül’ü, geleceğimiz açısından kritik bir eşiktir” denilerek, “Bu 1 Eylül de demokratik hak ve özgürlük taleplerini dillendirme, barış yolunun müzakereden ve demokratikleşmeden geçtiğini haykırma günüdür. Kürt halkı eşitlik, adalet ve özgürlük için 30 yıldan fazla süren ve ağır bedeller ödenen bir dönemin sonrasında onurlu bir barış için büyük bir adım atmıştır. 2013 Nevrozunda ortaya konan, daha sonra 2015’te Dolmabahçe Mutabakatı ile geliştirilen, demokratik s1iyasetin güçlenmesi ile gerçekleşecek demokratik barış sürecini olumlu bir sonuca ulaştırabiliriz. Artık insanlarımızın yaşamını yitirmediği bir dönemi kalıcı hale getirebiliriz. Şimdi bu adımı geliştirme ve Sayın Abdullah Öcalan ile eşit ve özgür koşullarda müzakere ortamına yeniden dönme zamanıdır” ifadeleri de kullanıldı. (ANKA
HDP Hukuk Komisyonu’ndan 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, “1 Eylül, işte bu hayali, hep birlikte ve daha yüksek sesle dile getireceğimiz gündür. 1 Eylül birilerinin kanlı ve kirli siyasi hesapları uğruna her gün insanların öldürüldüğü bir coğrafyada “akan kan dursun, silahlar sussun deme günüdür” denildi.
Bugünün vatandaşların barışa ve kardeşliğe, kucaklaşmaya her günkünden daha fazla ihtiyaç duyduğu gün olduğu belirtilen açıklamada, “İnsanlarımız daha fazla özgürlük, adalet ve eşitlik istiyor; güçlü merkez ve ‘Tek adam’ yönetimi değil güçlü parlamento ve yerel demokrasi, yerinden yönetim istiyor. Büyük insanlık değerlerinin yeniden hâkim kılınmasını hedefliyor. Ezilenler kaderlerini ellerine almak, ‘Yeni Yaşam’ın temellerini atmak için güçlerini birleştiriyor. Artık, başta yakınlarını kaybeden asker, polis, sivil ve gerilla yakınları olmak üzere, Türkiye halkları savaşa ve kayıplara tahammülü kalmadığını haykırıyor. O nedenle ‘barış seçimden önemlidir’ diyoruz. O nedenle ‘sonuna kadar savaş’ diyen Saray’a karşı, ‘sonuna kadar barış’ diyoruz. Bu 1 Eylül’de de barışa, eşitliğe ve demokrasiye olan özlemimizi haykırıyoruz. Geçmişte büyük acılara ve ağır bedellere neden olmuş ‘sonuna kadar savaş’ çizgisi derhal terk edilmeli, Kürt sorununun diyalog ve müzakere ile çözümü çizgisine dönülmelidir” vurgusu yapıldı.
“Türkiye’de yaşayan halklar barışı, eşitliği, kardeşçe ve özgürce yaşamayı, yerel demokrasiyi hayal ediyor” denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı, Ermeni’si, Rum’u, Pomak’ı, Ezidi’si, Süryani’si, Gürcü’sü, Roman’ı her kimlikten ve kültürden; kadın, erkek, LGBTİ’si her cinsiyetten; genç, yaşlı her yaştan; Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi her inançtan insanlar bu hayali düşlüyor. Bizler bunu sağlamak için, Türkiye’de ve bölgede barışı kurmanın ve demokratik çözümü sağlamanın takipçisiyiz. O nedenle farklı halklar ve inançlar arasında barış, eşitlik ve demokrasiyi elde etme mücadelemizi bu 1 Eylül’de de pekiştirerek sürdürüyoruz.”
HDP açıklamasında şu çağrıda bulunuldu:
“Sorunlarımız siyasidir, çözüm yolları da demokratik siyaset alanında yaratılmalıdır. Türkiye’de karşılıklı çatışmasızlığın yaşandığı ve tahkim edildiği, ellerin tetiklerden çekildiği, görüşmeler ve müzakereler yoluyla sorunlarımızı konuşup çözeceğimiz günlere derhal geri dönmek mümkündür. Çözüm ve barış yolunda somut sonuçlara ulaşılabilmesi için her türlü yasal ve fiili düzenlemenin yapılması, halklarımızın demokratik, haklı ve meşru taleplerinin karşılanması için adım atılmalıdır. Katliamlar ve saldırılar karşısında Türkiye demokrasi ve barış güçlerinin el ele vermesi ve insanlık dramının yaşanmasına son vermek için ortak mücadele etmesi, susmaması ve gerçekleri konuşması mümkündür.”
Açıklamada, “2015 1 Eylül’ü, geleceğimiz açısından kritik bir eşiktir” denilerek, “Bu 1 Eylül de demokratik hak ve özgürlük taleplerini dillendirme, barış yolunun müzakereden ve demokratikleşmeden geçtiğini haykırma günüdür. Kürt halkı eşitlik, adalet ve özgürlük için 30 yıldan fazla süren ve ağır bedeller ödenen bir dönemin sonrasında onurlu bir barış için büyük bir adım atmıştır. 2013 Nevrozunda ortaya konan, daha sonra 2015’te Dolmabahçe Mutabakatı ile geliştirilen, demokratik s1iyasetin güçlenmesi ile gerçekleşecek demokratik barış sürecini olumlu bir sonuca ulaştırabiliriz. Artık insanlarımızın yaşamını yitirmediği bir dönemi kalıcı hale getirebiliriz. Şimdi bu adımı geliştirme ve Sayın Abdullah Öcalan ile eşit ve özgür koşullarda müzakere ortamına yeniden dönme zamanıdır” ifadeleri de kullanıldı. (ANKA