Türkiye’de seçimde iktidar partisinin büyük zaferine“ Brüksel'in sevinemediği” yorumları yapılıyor.
DWelle’nin Brüksel muhabiri Barbara Wesel, “Brüksel’in sevinemediği seçim zaferi” dediği 1 Kasım seçimi sonuçları için “AB’nin gönlünde koalisyon yatıyordu. Ama şimdi, yardımını istediği takdirde Erdoğan’ın dediği olacak. Son derece tatsız bir durum” dedi.
Avrupa Birliği’nin Pazar günkü seçimden önce Türkiye'nin istikrarlı bir yönetime kavuşmasını arzuladığını duyurduğunu ancak “AKP'nin böylesine açık farkla oylamayı kazanacağını doğrusu Brüksel’in de tahmin edemediğini” söyleyen Wesel, “AB'nin ‘Boğazların Sultanı'yla tartışmayı uzun yıllar ihmal etmiş olması tarihin bir cilvesi sayılmalıdır” sözleriyle kullandığı yorumunda şöyle devam ediyor: “Şimdi Avrupalıların ona daha fazla ihtiyacı varken Erdoğan'ın Avrupa'ya o kadar ihtiyaç duymaması Avrupa'yı kötü duruma düşürdü. Birliği dağılmanın eşiğine getiren mülteci krizi onsuz çözülemez. Böylece cumhurbaşkanı siyasi baskıdan kurtulmuş oluyor.”
Barbara Wesel, kıdemli bir politikacının “AB'nin Erdoğan'ın insafına kaldığını” söylediğini belirtirken “Maalesef bu doğrudur. Cumhurbaşkanı da bu durumun tadını çıkaracaktır” görüşünü de dile getirdiği yorumunda mülteciler konusunda yardım karşılığında Türkiye’nin talep edeceği taviz pazarlığının “tatsız” geçeceğini savunuyor.
“AB'nin elindeki tek koz,cumhurbaşkanının ekonomik bakımdan önem verdiği vize kolaylığıdır. Mülteci krizinde ondan taviz koparmanın tek başlığı zaten ekonomik ilişkiler olabilir” diyen Wesel, şöyle devam ediyor:
“Bu pazarlıkta Avrupa'nın kırmızı çizgisi Kürtlere yapılan muamele olmalıdır. Erdoğan Kürtlere yumuşamazsa Avrupalılar masadan kalkıp mülteci krizini kendi aralarında çözmelidirler. Enteresan zamanlarda yaşayanın başı dertten kurtulmaz mealindeki Çin atasözü Avrupa'da bir kez daha doğrulanmış oluyor.”ANKA
DWelle’nin Brüksel muhabiri Barbara Wesel, “Brüksel’in sevinemediği seçim zaferi” dediği 1 Kasım seçimi sonuçları için “AB’nin gönlünde koalisyon yatıyordu. Ama şimdi, yardımını istediği takdirde Erdoğan’ın dediği olacak. Son derece tatsız bir durum” dedi.
Avrupa Birliği’nin Pazar günkü seçimden önce Türkiye'nin istikrarlı bir yönetime kavuşmasını arzuladığını duyurduğunu ancak “AKP'nin böylesine açık farkla oylamayı kazanacağını doğrusu Brüksel’in de tahmin edemediğini” söyleyen Wesel, “AB'nin ‘Boğazların Sultanı'yla tartışmayı uzun yıllar ihmal etmiş olması tarihin bir cilvesi sayılmalıdır” sözleriyle kullandığı yorumunda şöyle devam ediyor: “Şimdi Avrupalıların ona daha fazla ihtiyacı varken Erdoğan'ın Avrupa'ya o kadar ihtiyaç duymaması Avrupa'yı kötü duruma düşürdü. Birliği dağılmanın eşiğine getiren mülteci krizi onsuz çözülemez. Böylece cumhurbaşkanı siyasi baskıdan kurtulmuş oluyor.”
Barbara Wesel, kıdemli bir politikacının “AB'nin Erdoğan'ın insafına kaldığını” söylediğini belirtirken “Maalesef bu doğrudur. Cumhurbaşkanı da bu durumun tadını çıkaracaktır” görüşünü de dile getirdiği yorumunda mülteciler konusunda yardım karşılığında Türkiye’nin talep edeceği taviz pazarlığının “tatsız” geçeceğini savunuyor.
“AB'nin elindeki tek koz,cumhurbaşkanının ekonomik bakımdan önem verdiği vize kolaylığıdır. Mülteci krizinde ondan taviz koparmanın tek başlığı zaten ekonomik ilişkiler olabilir” diyen Wesel, şöyle devam ediyor:
“Bu pazarlıkta Avrupa'nın kırmızı çizgisi Kürtlere yapılan muamele olmalıdır. Erdoğan Kürtlere yumuşamazsa Avrupalılar masadan kalkıp mülteci krizini kendi aralarında çözmelidirler. Enteresan zamanlarda yaşayanın başı dertten kurtulmaz mealindeki Çin atasözü Avrupa'da bir kez daha doğrulanmış oluyor.”ANKA