Serindağ: “İnsanlar acıların bile paylaşamıyor”
Önceki gün hayatını kaybeden 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dün Antakya’da yapılan cenaze törenine katılan CHP Milletvekili Ali Serindağ, Korkmaz’ın ailesine de taziye ziyareti yaptıktan sonra yaptığı yazılı açıklamada “iktidar uygulamalarıyla insanlar acıların bile paylaşmasına tahammül edemiyor” dedi.
Ali İsmail Korkmaz’ın ölümü Gezi olayları sonrası yaşanan beşinci ölümdür.İnsanları “bana oy verenler vermeyenler” diye ayıran, kullandıkları dille topluma nefret dili aşılayan, insanların en demokratik haklarını bile kullanmasına tahammül edemeyen bu hükümet ölümlerden doğrudan sorumludur.
2 Haziran akşamı uğradığı saldırıdan sonra “eve gönderilen” Ali İsmail Korkmaz’ın yaklaşık 24 saat sonra beyin kanaması geçirdiği tespit edilmiş ve bugün görldüğü gibi Ali İsmail’in ölümüne daha o zaman davetiye çıkartılmıştır. Babası Şahap Korkmaz’ın bu konudaki iddiaları da oldukça dikkat çekicidir: Acılı Baba, oğlunun “polis ve sivillerin kurduğu tuzakta feci bir biçimde dövüldüğünü, Yunus Emre Devlet Hastanesi’nin de komaya girmesine neden olduğunu” iddia etmektedir.
Bu iddialar karşısında ciddi bir soruşturma başlatılması gerekirken, Eskişehir Valisi’nin açıklamaları her insanı dehşete düşürecek kadar vahimdir. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Olay kasten yaralama şeklinde oluştuğu için, olayın öğrenilmesi ile soruşturma derhal başlatılmıştır” diye açıklama yapmasına ve bu soruşturmanın “Ali İsmail Korkmaz'ın yaralanması olayında ihmali olduğu iddia edilen Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesinde görevli polis memurları ve doktorlar hakkında da açıldığı” belirtilmesine rağmen, Eskişehir Valisi’nin CNN Türk televizyonunda “olayın münferit olduğu” ve ölümle ilgili olarak “bazı grupların kendi arkadaşlarına zarar verip suçu polise atmak istediğini" iddia etmesi ise ibret vericidir. İçişleri Bakanı, Eskişehir Valisinin bu sözlerini hemen incelemeye
almalı ve soruşturma başlatmalıdır!
Mevcut iktidar sorunları anlayıp, 76 milyonun hükümeti olmaya çalışacağına ayrımcılık yaptığı için ölümlere sebep olanlar bile yakalanıp ortaya çıkartılmıyor. Ethem Sarısülük’ün vurulma anı görüntülerinde olduğu gibi, Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme anlarındaki kamera kayıtları karartılmak istenmekte ve kamuoyu yanlı yönlendirilmektedir.Delilerin karartılmasına yönelik iddialar giderek artmaktadır, bu nedenle adli makamlar bu konunun üzerinde ciddi durmalı ve delilerin karartılmasının önüne geçilmelidir.
İçişleri Bakanı da bu gayri ciddi duruma derhal müdahale etmeli ve Gezi olayları sırasında yaşanan 5 ölümü bir an önce aydınlatmalı, sorumlular yargı önüne çıkartılmalıdır. Gelişmeler karşısında hükümet bu sorumsuz ve yanlı tavrını sürdürdüğü sürece yeni ölümlere sebebiyet verebilir.Nitekim Ali İsmail Korkmaz’ın cenazesi öncesi ve sonrası yapılan polis saldırıları bunu göstermektedir. Hükümet kendi korkusunun esiri olmuş, insanların acılarını bile paylaşmalarına müdahale eder hale gelmiştir.
Hükümet, Suriye ve Mısır üzerinden bize demokrasi dersi vermeye kalkacağına, kendi adaletsizliğini, hukuksuzluğunu, baskısını artık görmeli ve gencecik insanların katillerini bir an önce bulup ortaya çıkarmalıdır.
Önceki gün hayatını kaybeden 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dün Antakya’da yapılan cenaze törenine katılan CHP Milletvekili Ali Serindağ, Korkmaz’ın ailesine de taziye ziyareti yaptıktan sonra yaptığı yazılı açıklamada “iktidar uygulamalarıyla insanlar acıların bile paylaşmasına tahammül edemiyor” dedi.
Ali İsmail Korkmaz’ın ölümü Gezi olayları sonrası yaşanan beşinci ölümdür.İnsanları “bana oy verenler vermeyenler” diye ayıran, kullandıkları dille topluma nefret dili aşılayan, insanların en demokratik haklarını bile kullanmasına tahammül edemeyen bu hükümet ölümlerden doğrudan sorumludur.
2 Haziran akşamı uğradığı saldırıdan sonra “eve gönderilen” Ali İsmail Korkmaz’ın yaklaşık 24 saat sonra beyin kanaması geçirdiği tespit edilmiş ve bugün görldüğü gibi Ali İsmail’in ölümüne daha o zaman davetiye çıkartılmıştır. Babası Şahap Korkmaz’ın bu konudaki iddiaları da oldukça dikkat çekicidir: Acılı Baba, oğlunun “polis ve sivillerin kurduğu tuzakta feci bir biçimde dövüldüğünü, Yunus Emre Devlet Hastanesi’nin de komaya girmesine neden olduğunu” iddia etmektedir.
Bu iddialar karşısında ciddi bir soruşturma başlatılması gerekirken, Eskişehir Valisi’nin açıklamaları her insanı dehşete düşürecek kadar vahimdir. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Olay kasten yaralama şeklinde oluştuğu için, olayın öğrenilmesi ile soruşturma derhal başlatılmıştır” diye açıklama yapmasına ve bu soruşturmanın “Ali İsmail Korkmaz'ın yaralanması olayında ihmali olduğu iddia edilen Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesinde görevli polis memurları ve doktorlar hakkında da açıldığı” belirtilmesine rağmen, Eskişehir Valisi’nin CNN Türk televizyonunda “olayın münferit olduğu” ve ölümle ilgili olarak “bazı grupların kendi arkadaşlarına zarar verip suçu polise atmak istediğini" iddia etmesi ise ibret vericidir. İçişleri Bakanı, Eskişehir Valisinin bu sözlerini hemen incelemeye
almalı ve soruşturma başlatmalıdır!
Mevcut iktidar sorunları anlayıp, 76 milyonun hükümeti olmaya çalışacağına ayrımcılık yaptığı için ölümlere sebep olanlar bile yakalanıp ortaya çıkartılmıyor. Ethem Sarısülük’ün vurulma anı görüntülerinde olduğu gibi, Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme anlarındaki kamera kayıtları karartılmak istenmekte ve kamuoyu yanlı yönlendirilmektedir.Delilerin karartılmasına yönelik iddialar giderek artmaktadır, bu nedenle adli makamlar bu konunun üzerinde ciddi durmalı ve delilerin karartılmasının önüne geçilmelidir.
İçişleri Bakanı da bu gayri ciddi duruma derhal müdahale etmeli ve Gezi olayları sırasında yaşanan 5 ölümü bir an önce aydınlatmalı, sorumlular yargı önüne çıkartılmalıdır. Gelişmeler karşısında hükümet bu sorumsuz ve yanlı tavrını sürdürdüğü sürece yeni ölümlere sebebiyet verebilir.Nitekim Ali İsmail Korkmaz’ın cenazesi öncesi ve sonrası yapılan polis saldırıları bunu göstermektedir. Hükümet kendi korkusunun esiri olmuş, insanların acılarını bile paylaşmalarına müdahale eder hale gelmiştir.
Hükümet, Suriye ve Mısır üzerinden bize demokrasi dersi vermeye kalkacağına, kendi adaletsizliğini, hukuksuzluğunu, baskısını artık görmeli ve gencecik insanların katillerini bir an önce bulup ortaya çıkarmalıdır.