BDP Kadın Meclisi, içinde bulunulan sürecinin hassasiyetlerini gördüklerini belirtirken, “Lakin ‘süreç hassastır aman kriz çıkmasın’ anlayışıyla baskın çıkmaya çalışan zihniyetin neredeyse yılların haklı mücadelesini boşa çıkarmaya çalışan yaklaşımına karşı da tutum sahibi olacağız. Bu paralelde yılların mücadele deneyimi ile özgürlük taleplerimizi demokratik siyaset ile örgütleyip kendi özgürlük alanlarımızı yaratacağız” açıklamasında bulundu.
BDP Kadın Meclisi, 23-27 Mart tarihleri arasında; Kadın Meclisi, kadın milletvekilleri, kadın belediye başkanları ve kadın il eş başkanlarıyla siyasal durum, örgütlenme ve planlama gündemleriyle toplantılar yaptı. Toplantıların sonunda alınan kararlara ilişkin yapılan açıklamada, içinde bulunulan siyasal sürecin Kürt’lerin yıllardır verdiği özgürlük mücadelesinin yeni bir mücadele ve özgürlük aşamasına geçildiği bir süreç olduğu savunularak, bu yeni süreci Abdullah Öcalan’ın 21 Mart 2013’de tüm dünyaya açıkladığı belirtildi. “Öcalan özgürlük mücadelesinin yeni zemini olan fikir, ideoloji ve demokratik siyaset ile büyük bir demokratik hamle başlatma dönemi olduğunu ve bu hamlenin bir son değil yeni bir başlangıç olduğunu belirtmiştir” denilen açıklamada, şöyle devam edildi:
“Öcalan tüm kadınları ‘Mesajımı yüreğine katan yüce kadınlar’ diyerek selamlamıştır. Biz kadınlar olarak bu mesaja cevaben; Öcalan’ın başlattığı demokratik mücadele sürecinin inşasında kadınların öncülüğünde demokratik kurtuluş ve özgür yaşam mücadelesini yaratmak için Kürt halkının özgürlük mücadelesinde her zamanki gibi öncülük edeceğimizi ve gelinen aşamada Kürt sorununun demokratik mücadele ve demokratik siyaset ile çözülebilmesi ve demokratik barış mücadelesinin sonuca ulaşması için üzerimize düşen rol ve misyonu yerine getireceğimizi ifade ediyoruz.”
Öcalan’ın sadece silahların susmasını ilan etmediği, fikir ve demokratik siyaset ile demokratik modernite sisteminin ilanını da gerçekleştirildiği kaydedilen açıklamada, “Biz kadınlar olarak bu süreci; halkların, sınıfların, emekçilerin, gençlerin ve özelde de kadınların kendi özgür sistemlerini öreceği ve örgütleyeceği bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Bundan hareketle, her zamankinden daha güçlü bir ideolojik mücadele yürüterek demokratik siyaset sürecine dahil ve müdahil olacağız. Demokratik siyaset karakteri gereği tutum sahibi olmayı gerektirir. Kuşkusuz ki biz kadınlar da sürecin hassasiyetlerini görüyor ve gözetiyoruz. Lakin ‘süreç hassastır aman kriz çıkmasın’ anlayışıyla baskın çıkmaya çalışan zihniyetin neredeyse yılların haklı mücadelesini boşa çıkarmaya çalışan yaklaşımına karşı da tutum sahibi olacağız. Bu paralelde yılların mücadele deneyimi ile özgürlük taleplerimizi demokratik siyaset ile örgütleyip kendi özgürlük alanlarımızı yaratacağız” denildi. Açıklamada BDP Kadın Meclisi olarak, süreci toplumsallaştırma ihtiyacından hareketle örgütlü bulunulan her ilde kadınlarla sürecin değerlendirilmesi, örgütlenme ve planlama gündemleri ile toplantılar gerçekleştirileceğine işaret edilirken, şu ifadelere yer verildi: “Toplantılarımızda, bu yılki 8 Mart ve Nevruz kutlamalarının her zamankinden daha kitlesel ve coşkulu geçtiği değerlendirilmesi de yapılmıştır. Kadın Meclisi olarak başta kadınlar olmak üzere tüm halkımıza bu yüksek katlımı nedeniyle teşekkürü bir borç biliyoruz. Kadınların kendi renkleri ile 8 Mart ve Nevruz alanlarında sergilemiş olduğu bu görkemli katılımını sürece katılım olarak değerlendiriyor ve bundan aldığımız güç ile kadın mücadelesini yükselteceğimizi belirtiyoruz. Önümüzdeki dönemi; erkek egemenlikli yaklaşımların yarattığı kimi zorluklar karşısında cins mücadelemizden bir adım bile geri adım atmayarak, bugüne kadar geliştirdiğimiz kazanımlarımızı koruyup geliştirerek ve bunun için gerekli her türlü çaba ile özgün ve özerk örgütlülüğümüzü daha da güçlendirerek karşılayacağız. Bu perspektifle, coşkumuzu ve emeğimizi 28 Nisan’da Ankara’da kitlesel bir katılımla ‘Örgütlü Kadın, Demokratik Kurtuluş, Özgür Yaşam’ şiarıyla gerçekleştireceğimiz BDP Kadın Meclisi 2. Olağan Kongresi’ne taşıyacağız. BDP Kadın Meclisi’nin de bileşeni olduğu DÖKH’ün çağrısıyla 31 Mayıs – 1-2 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek olan Ortadoğu Kadın Konferansı’na gücümüzü ve emeğimizi katarak yeni dönemi Ortadoğu’nun çeşitli ülkelerinde gelen kadın dostlarımızla paylaşacağız. ‘Kadın İçin Barış Girişim’nin demokratik çözüm sürecine kadınların sözünü, taleplerini ve çözüm gücünü dahil edebilmesi için yapacağı çalışmaları destekleyeceğiz.” Açıklamanın sonunda ise Türk ve Kürt kadınlarla demokratik barış sürecini tartışmak, birlikte güç vermek ve süreci ilerletmek için tartışmalar yapılacağının altı çizildi.
Öcalan’ın sadece silahların susmasını ilan etmediği, fikir ve demokratik siyaset ile demokratik modernite sisteminin ilanını da gerçekleştirildiği kaydedilen açıklamada, “Biz kadınlar olarak bu süreci; halkların, sınıfların, emekçilerin, gençlerin ve özelde de kadınların kendi özgür sistemlerini öreceği ve örgütleyeceği bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Bundan hareketle, her zamankinden daha güçlü bir ideolojik mücadele yürüterek demokratik siyaset sürecine dahil ve müdahil olacağız. Demokratik siyaset karakteri gereği tutum sahibi olmayı gerektirir. Kuşkusuz ki biz kadınlar da sürecin hassasiyetlerini görüyor ve gözetiyoruz. Lakin ‘süreç hassastır aman kriz çıkmasın’ anlayışıyla baskın çıkmaya çalışan zihniyetin neredeyse yılların haklı mücadelesini boşa çıkarmaya çalışan yaklaşımına karşı da tutum sahibi olacağız. Bu paralelde yılların mücadele deneyimi ile özgürlük taleplerimizi demokratik siyaset ile örgütleyip kendi özgürlük alanlarımızı yaratacağız” denildi. Açıklamada BDP Kadın Meclisi olarak, süreci toplumsallaştırma ihtiyacından hareketle örgütlü bulunulan her ilde kadınlarla sürecin değerlendirilmesi, örgütlenme ve planlama gündemleri ile toplantılar gerçekleştirileceğine işaret edilirken, şu ifadelere yer verildi: “Toplantılarımızda, bu yılki 8 Mart ve Nevruz kutlamalarının her zamankinden daha kitlesel ve coşkulu geçtiği değerlendirilmesi de yapılmıştır. Kadın Meclisi olarak başta kadınlar olmak üzere tüm halkımıza bu yüksek katlımı nedeniyle teşekkürü bir borç biliyoruz. Kadınların kendi renkleri ile 8 Mart ve Nevruz alanlarında sergilemiş olduğu bu görkemli katılımını sürece katılım olarak değerlendiriyor ve bundan aldığımız güç ile kadın mücadelesini yükselteceğimizi belirtiyoruz. Önümüzdeki dönemi; erkek egemenlikli yaklaşımların yarattığı kimi zorluklar karşısında cins mücadelemizden bir adım bile geri adım atmayarak, bugüne kadar geliştirdiğimiz kazanımlarımızı koruyup geliştirerek ve bunun için gerekli her türlü çaba ile özgün ve özerk örgütlülüğümüzü daha da güçlendirerek karşılayacağız. Bu perspektifle, coşkumuzu ve emeğimizi 28 Nisan’da Ankara’da kitlesel bir katılımla ‘Örgütlü Kadın, Demokratik Kurtuluş, Özgür Yaşam’ şiarıyla gerçekleştireceğimiz BDP Kadın Meclisi 2. Olağan Kongresi’ne taşıyacağız. BDP Kadın Meclisi’nin de bileşeni olduğu DÖKH’ün çağrısıyla 31 Mayıs – 1-2 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek olan Ortadoğu Kadın Konferansı’na gücümüzü ve emeğimizi katarak yeni dönemi Ortadoğu’nun çeşitli ülkelerinde gelen kadın dostlarımızla paylaşacağız. ‘Kadın İçin Barış Girişim’nin demokratik çözüm sürecine kadınların sözünü, taleplerini ve çözüm gücünü dahil edebilmesi için yapacağı çalışmaları destekleyeceğiz.” Açıklamanın sonunda ise Türk ve Kürt kadınlarla demokratik barış sürecini tartışmak, birlikte güç vermek ve süreci ilerletmek için tartışmalar yapılacağının altı çizildi.