Fransa'da Sarkozy cumhurbaşkanlığı seçimini kaybederse Almanya Başbakanı Merkel'in 2013 planı zora girecek.
Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimini anketlerin işaret ettiği gibi Sosyalist aday François Hollande kazanırsa kaybedenlerden biri de Almanya Başbakanı Angela Merkel olacak.
Merkel, AB içindeki Alman-Fransız eksenini, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'le yakaladığı uyumla güçledirdi ve Avrupa'daki borç kriziyle mücadelede öne çıkarak Birliğin gayriresmi lideri haline geldi.
Alman ekolünün güçlü bir temsilcisi olarak krizde AB'deki ortaklarını kemer sıkmaya zorlayan ve bu konuda Sarkozy'nin tam desteğini alan Merkel'in bütçe disiplini konusundaki tavizsiz tutumu ve Merkez Bankası imkanlarını kullanmaya mesafeli duruşu Avro Bölgesi'nde borç krizini büyütürken, sonuncusu Hollanda'da olmak üzere birçok hükümetin sonunu hazırladı.
Yunanistan örneği nedeniyle Alman halkının kendi vergileriyle başka ülkelerin kurtarılmasına tepkisinin çok iyi farkında olan Merkel, krizde en büyük darbeyi alan AB'nin güney kanadından gelen Avro Bölgesi'nde ortak tahvil çıkarılması ve büyümeye öncelik verilmesi gibi önerilere direnerek ülkesinde gelecek yıl yapılacak genel seçimlere avantajlı girmeyi hedefledi.
Merkel bu amaçla İngiltere ve Çek Cumhuriyeti'ni dışarda bırakmak pahasına, bütçe disiplinini güçlendiren yeni bir hükümetler arası anlaşmayı AB'deki diğer ortaklarına kabul ettirip imzalatırken, bir anlamda kendi siyasi geleceğinin teminatını hazırladı.
Tam bu süreçte başlayan Fransa'daki seçim kampanyası, Sosyalist aday Hollande'a Sarkozy üzerinden Alman hegemonyasını sorgulama fırsatını sundu. Böylece Fransa'da ve Avrupa genelinde geniş kesimleri rahatsız eden krizle mücadele politikalarını tartışmaya açan Hollande, bir yandan içerde destek toplarken diğer taraftan kurduğu dış ittifaklarla Merkel'i kısmen izole edebildi. Öyle ki Hollanda'da hükümetin düşmesiyle Finlandiya ve Slovenya haricinde AB'de Merkel'in kemer sıkma politikalarını destekleyen ülke kalmadı.
Seçilmesi halinde AB'nin bütçe disiplini anlaşmasını yeniden müzakereye açarak büyümeye öncelik verilmesini sağlayacak yeni maddeleri metne dahil ettirmeyi taahhüt eden Hollande, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin de aynı anlama gelen açıklamalarıyla tabanını genişletti.
Bu süreçte geri adım atmayan ve bütçe anlaşmasının "müzakere edilemez" olduğunu vurgulayan Merkel'in Avro Bölgesi'ndeki krizle ilgili son konuşmalarında yapısal reformlar ve büçe disiplini yanında büyüme ve istihdama daha fazla vurgu yapmaya başlaması, ısınma hareketleriyle Hollande dönemine hazırlandığı şeklinde yorumlandı.AA
Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimini anketlerin işaret ettiği gibi Sosyalist aday François Hollande kazanırsa kaybedenlerden biri de Almanya Başbakanı Angela Merkel olacak.
Merkel, AB içindeki Alman-Fransız eksenini, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'le yakaladığı uyumla güçledirdi ve Avrupa'daki borç kriziyle mücadelede öne çıkarak Birliğin gayriresmi lideri haline geldi.
Alman ekolünün güçlü bir temsilcisi olarak krizde AB'deki ortaklarını kemer sıkmaya zorlayan ve bu konuda Sarkozy'nin tam desteğini alan Merkel'in bütçe disiplini konusundaki tavizsiz tutumu ve Merkez Bankası imkanlarını kullanmaya mesafeli duruşu Avro Bölgesi'nde borç krizini büyütürken, sonuncusu Hollanda'da olmak üzere birçok hükümetin sonunu hazırladı.
Yunanistan örneği nedeniyle Alman halkının kendi vergileriyle başka ülkelerin kurtarılmasına tepkisinin çok iyi farkında olan Merkel, krizde en büyük darbeyi alan AB'nin güney kanadından gelen Avro Bölgesi'nde ortak tahvil çıkarılması ve büyümeye öncelik verilmesi gibi önerilere direnerek ülkesinde gelecek yıl yapılacak genel seçimlere avantajlı girmeyi hedefledi.
Merkel bu amaçla İngiltere ve Çek Cumhuriyeti'ni dışarda bırakmak pahasına, bütçe disiplinini güçlendiren yeni bir hükümetler arası anlaşmayı AB'deki diğer ortaklarına kabul ettirip imzalatırken, bir anlamda kendi siyasi geleceğinin teminatını hazırladı.
Tam bu süreçte başlayan Fransa'daki seçim kampanyası, Sosyalist aday Hollande'a Sarkozy üzerinden Alman hegemonyasını sorgulama fırsatını sundu. Böylece Fransa'da ve Avrupa genelinde geniş kesimleri rahatsız eden krizle mücadele politikalarını tartışmaya açan Hollande, bir yandan içerde destek toplarken diğer taraftan kurduğu dış ittifaklarla Merkel'i kısmen izole edebildi. Öyle ki Hollanda'da hükümetin düşmesiyle Finlandiya ve Slovenya haricinde AB'de Merkel'in kemer sıkma politikalarını destekleyen ülke kalmadı.
Seçilmesi halinde AB'nin bütçe disiplini anlaşmasını yeniden müzakereye açarak büyümeye öncelik verilmesini sağlayacak yeni maddeleri metne dahil ettirmeyi taahhüt eden Hollande, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin de aynı anlama gelen açıklamalarıyla tabanını genişletti.
Bu süreçte geri adım atmayan ve bütçe anlaşmasının "müzakere edilemez" olduğunu vurgulayan Merkel'in Avro Bölgesi'ndeki krizle ilgili son konuşmalarında yapısal reformlar ve büçe disiplini yanında büyüme ve istihdama daha fazla vurgu yapmaya başlaması, ısınma hareketleriyle Hollande dönemine hazırlandığı şeklinde yorumlandı.AA