Paris’teki kanlı saldırıların ardından terörle mücadelede alınacak önlemlere ilişkin olarak Avrupa'da yoğun tartışmalar sürerken Schengen kurallarının gözden geçirilmesinin “elzem” olduğu savunuluyor.
Deutsche Welle yorumcusu Bernd Riegert, “Her saldırıdan sonra aynı terörle mücadele önlemleri öneriliyor. AB artık daha farklı ve çabuk tepki gösterebilmeli” derken saldırı tehlikesini savuşturması amacıyla 2013 ve 2014 yıllarında da görüşülen önlemlerin yeniden gündemde olduğuna işaret ettikten sonra şunları söylüyor:
“Anlaşılan kararlaştırılanların pek azı yürürlüğe konmuş. Kanlı saldırıları etkili bir şekilde önleyecek adımlar atılamamış. Polis ve soruşturma makamlarına personel takviyesi yapılması ve Fransa'daki militan eğilimli gençlerin yıkıcı propagandadan korunması Başbakan Manuel Valls tarafından yeniden gündeme getirildi. Aynı önlemler ilk Paris saldırısından sonra da kararlaştırılmıştı.”
Riegert, “Yeni olan, ‘savaş' kavramının ortaya atılmış olması” dediği yorumunda “Suriye ve Irak'taki terör elebaşlarıyla savaştan söz ediliyor. Ama kaçınılmaz sayılan bu savaş Avrupa'nın kalbindeki terörizmin sona erdirilmesine yarar mı, yoksa terörü daha da tırmandırır mı? Failler aramızda yaşıyorlar. Onlar burada doğup büyüyen gençler. Belçikalı, Fransız, dolayısıyla Avrupalılar” uyarısını yapıyor.
Paris saldırılarının hazırlandığı belirtilen Belçika’daki Molenbeek kasabasının suikastçilerinin en az birinin adının Avrupa'nın arama listesinde geçtiğini, dilediği gibi yer değiştirilebildiğini söyleyen Riegert, “seyahat özgürlüğü kötüye kullanılıyor” görüşünü öne sürererek, “AB içişleri bakanlarının derhal bu noktaya parmak basmaları gereklidir. AB bünyesindeki kimlik kontrolleri yetersiz kalıyor. Hem dış sınırlarda, hem de on yıllar önce kontroller kaldırıldığı için AB vatandaşlarına daha geniş serbestlik getiren Schengen bölgesinde” diyor.
“Teröristler bu özgürlüklerden yararlanıyorlar. Bu bakımdan Schengen kurallarının gözden geçirilmesi elzemdir” ifadelerini kullanan Riegert, Schengen için “AB açısından elde edilen en önemli kazanımlardan biri olduğu şeklindeki sözler kulağa hoş çalınıyor ama pratikte AB ülkelerinin bu kazanımları yönetmekte zorlandığı anlaşılıyor” değerlendirmesini yapıyor. Riegert, yorumunu şöyle noktalıyor:
“Aramızda yaşayan suikastçıları ele geçirmek istiyorsak sert kurallar koymalıyız. Üçüncü ülke vatandaşları gibi AB'liler de sistematik kontrollere katlanmayı öğrenmelidirler. Teröristler çoktandır Avrupa içinde sınır tanımadan faaliyet gösterebiliyorlar. Takibat ve soruşturma makamları ise sadece milli sınırlar dahilinde hareket ediyor. Bu böyle sürüp gidemez.”ANKA
Deutsche Welle yorumcusu Bernd Riegert, “Her saldırıdan sonra aynı terörle mücadele önlemleri öneriliyor. AB artık daha farklı ve çabuk tepki gösterebilmeli” derken saldırı tehlikesini savuşturması amacıyla 2013 ve 2014 yıllarında da görüşülen önlemlerin yeniden gündemde olduğuna işaret ettikten sonra şunları söylüyor:
“Anlaşılan kararlaştırılanların pek azı yürürlüğe konmuş. Kanlı saldırıları etkili bir şekilde önleyecek adımlar atılamamış. Polis ve soruşturma makamlarına personel takviyesi yapılması ve Fransa'daki militan eğilimli gençlerin yıkıcı propagandadan korunması Başbakan Manuel Valls tarafından yeniden gündeme getirildi. Aynı önlemler ilk Paris saldırısından sonra da kararlaştırılmıştı.”
Riegert, “Yeni olan, ‘savaş' kavramının ortaya atılmış olması” dediği yorumunda “Suriye ve Irak'taki terör elebaşlarıyla savaştan söz ediliyor. Ama kaçınılmaz sayılan bu savaş Avrupa'nın kalbindeki terörizmin sona erdirilmesine yarar mı, yoksa terörü daha da tırmandırır mı? Failler aramızda yaşıyorlar. Onlar burada doğup büyüyen gençler. Belçikalı, Fransız, dolayısıyla Avrupalılar” uyarısını yapıyor.
Paris saldırılarının hazırlandığı belirtilen Belçika’daki Molenbeek kasabasının suikastçilerinin en az birinin adının Avrupa'nın arama listesinde geçtiğini, dilediği gibi yer değiştirilebildiğini söyleyen Riegert, “seyahat özgürlüğü kötüye kullanılıyor” görüşünü öne sürererek, “AB içişleri bakanlarının derhal bu noktaya parmak basmaları gereklidir. AB bünyesindeki kimlik kontrolleri yetersiz kalıyor. Hem dış sınırlarda, hem de on yıllar önce kontroller kaldırıldığı için AB vatandaşlarına daha geniş serbestlik getiren Schengen bölgesinde” diyor.
“Teröristler bu özgürlüklerden yararlanıyorlar. Bu bakımdan Schengen kurallarının gözden geçirilmesi elzemdir” ifadelerini kullanan Riegert, Schengen için “AB açısından elde edilen en önemli kazanımlardan biri olduğu şeklindeki sözler kulağa hoş çalınıyor ama pratikte AB ülkelerinin bu kazanımları yönetmekte zorlandığı anlaşılıyor” değerlendirmesini yapıyor. Riegert, yorumunu şöyle noktalıyor:
“Aramızda yaşayan suikastçıları ele geçirmek istiyorsak sert kurallar koymalıyız. Üçüncü ülke vatandaşları gibi AB'liler de sistematik kontrollere katlanmayı öğrenmelidirler. Teröristler çoktandır Avrupa içinde sınır tanımadan faaliyet gösterebiliyorlar. Takibat ve soruşturma makamları ise sadece milli sınırlar dahilinde hareket ediyor. Bu böyle sürüp gidemez.”ANKA