ANASAYFA arrow right Siyaset

“Seçmen CHP-MHP koalisyonu isteseydi, iki partinin oyları buna yeterdi”

“Seçmen CHP-MHP koalisyonu isteseydi, iki partinin oyları buna yeterdi”
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.27
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.27
MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, koalisyon konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, koalisyon konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bir koalisyon ortaklığı için ortaya koyduğu kırmızı çizgilerle ilgili eleştirileri değerlendiren Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Bu kırmızı çizgiler aynı zamanda Milliyetçi Hareket Partisi’nin olmazsa olmaz ilkeleridir. Hepsi de Anayasanın emrettiği hususlardır” dedi.

7 Haziran’da AKP’nin ciddi bir oy kaybına uğradığını, CHP’nin yerinde saydığını, MHP’nin oyunun arttığını, HDP’nin de önemli bir oy aldığını belirten Özdağ,” Siyaset mümkün olanın sanatıdır. 7 Haziran’da da seçmen ortaya böyle bir sonuç koydu.AKP çok ciddi bir oy kaybına uğradı.AKP 2 milyonun üzerinde bir oy kaybetti.Oransal olarak da yüzde 10’a yakın bir kaybı var. CHP yerinde saydı.MHP’nin oyu 2 milyona yakın arttı.HDP’nin de önemli bir oy aldığı bir tabloyu ortaya çıkardı.Bu tablodan da tek parti hükümeti çıkmıyor. O zaman yapılması gereken, bu tablodan bir koalisyon hükümeti çıkartmak”dedi.

Seçim akşamı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin hangi şartlarda nasıl bir koalisyona yaklaşması gerektiğini açıklayan ilk parti lideri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Genel Başkanımızın altını çizdiği husus, koalisyonun seçim bildirgesi ve programları birbirlerine yakın olan partiler arasında öncelikle gerçekleştirilmesi gerektiğiydi. Oslo’dan Dolmabahçe bildirgesine kadar, çözüm süreci adını verdikleri bir çerçevede Türkiye’nin anayasal yapısını değiştirmek üzere belirli bir programı birlikte yürüten AKP ve HDP’nin böyle bir koalisyonu kurabileceklerini ifade etti. İkinci ihtimal olarak da yine çözüm süreci konusunda aralarında uygulamayla ilgili uzlaşmazlıklar olmasına rağmen esasta uzlaştıklarını söyleyen CHP ile AKP’nin de bir koalisyon ihtimali oluşturduklarına dikkat çekti.Bir üçüncü ihtimal de; AKP-CHP-HDP olarak Türkiye’nin karşısına çıkıyor dedi. Bahçeli, bu ihtimallerin gerçekleşmemesi durumunda da Milliyetçi Hareket Partisi’nin şartlarının kabul edilmesi durumunda bir koalisyon ortağı olarak sürecin parçası olabileceğini ifade etti. Son günlerde, Bahçeli ve MHP’ye yönelik olarak haksız bir saldırı ve psikolojik operasyon başlatılmıştır.Sanki MHP Genel Başkanı Bahçeli bir koalisyonu engelliyormuş gibi gösterilmek istenmektedir. Oysa, genel başkanımız koalisyonun şartlarını açıklarken “Milliyetçi Hareket Partisi’nin kırmızı çizgileri var” dedi ve bu sözleri eleştirilere neden oldu” diye konuştu.

MHP’nin kırmızı çizgilerinin Anayasa’da yazan maddeler olduğunu ve bu kırmızı çizgilerden asla taviz vermeyeceğini dile getiren Özdağ,” İlk önce nedir bu kırmızı çizgiler neler diye bakmak gerekiyor. Birincisi; AKP ile HDP’nin yürütmekte olduğu ve vatandaşın içeriğini tam anlamadığı, en azından bir bölümünü anlamadığı “çözüm süreci” denen bir süreç var. MHP diyor ki; “Bu süreç Türkiye’yi parçalanmaya götürüyor! MHP eğer bir koalisyonun parçası olacak ise, sadece PKK’ya yarayan bu süreç durdurulacak ve tasfiye edilecektir.” Bunu daha da geniş izah edersek, Türkiye’nin bir bölümünde adı özerk veya federasyon şeklinde bir bölgenin PKK terör örgütü veya bir başka örgüte terk edilmesi, MHP’nin asla kabul edeceği bir husus değildir. Bu duruş aynı zamanda anayasanın 3.maddesidir. MHP; çözüm süreci adı verilen politikalara karşıyız derken, anayasanın 3.maddesini savunmaktadır.

Yine MHP Türk milletinin etnik gruplara bölünmesine, etnik grupların siyasallaştırılmasına karşıdır.Bu da anayasanın 2.maddesidir. MHP, Türkçe dışında bir dilin ikinci resmi dil, üçüncü resmi dil olarak kabul edilmesine karşıdır ve bu çözüm sürecinin bir parçasıdır. Bu da yine Anayasanın 2. maddesini savunmak anlamına geliyor. MHP, İmralı’da Öcalan ile, Kandil’de başkalarıyla, Oslo’da başka bir grupla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk milletinin geleceğinin ve yeni anayasasının konuşulmasına karşıdır. Anayasanın 6. maddesinde belirtilen husustur; “Türk milletinin geleceği konusunda bir tek egemen vardır. O da Türk milletinin kendisidir”. MHP de aynı şeyi söylüyor. Diyor ki; “Terör örgütleriyle, terör örgütlerinin eski ve yeni liderleriyle Türk milletinin ve Türkiye’nin geleceğini görüşemezsiniz !” Özetle, MHP Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, bir terör örgütüne teslim olunmamasını ve bir terör örgütünün lider kadrosunun şu veya bu şekilde çıkarılacak bir genel afla serbest bırakılmamasını ve muhatap alınmamasını istiyor” şeklinde konuştu.
HDP’nin bir siyasal parti olduğunu ancak Milliyetçi Hareket Partisi’nin muhatabı olan bir siyasal parti olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ümit Özdağ yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

“HDP, adayları terör örgütü şefleri tarafından, yani ya Kandil’den, ya da İmralı’dan belirlenmiş bir siyasal parti. HDP bir terör örgütü ile iç içe geçmiş ve sadece Türkiye’nin bugününe değil, tarihine de düşman olan bir siyasal parti! Bakın HDP Ermeni sözde soykırımının Türkiye’deki lobisini oluşturuyor. HDP’li belediyeler, ki Van Belediyesi de dahil olmak üzere Güneydoğu Anadolu’da bu tür sözde soykırım iddialarını kabul ediyorlar. Gaziantep’in gazilik ünvanını kabul etmiyorlar. HDP demokratik bir parti değil.Bütün seçim kampanyası boyunca Türk milletine bir algı operasyonu yaptılar.Bu algı operasyonunda sanki karşımızda insan haklarını savunan çiçekler ve böcekler partisi varmış gibi görüntü sergilediler.Ama bu tablo çizilirken Güneydoğu Anadolu’da halk üzerinde çok ağır bir baskı uyguladılar ve ben bunu bizzat yaşayıp gördüm.İkna heyetleri dedikleri PKK heyetlerinin insanları nasıl defaatle ziyaret ederek baskı altına aldıklarını, tehdit ettiklerini biliyoruz. HDP’nin kan akan çeşmeleri duvarlara poster olarak yapıştırdığını biliyoruz. Hepimiz 6-7 Ekim olaylarını hatırlıyoruz. Van’da bu süreçte 480 tane işyeri yakıldı ve yıkıldı! Bunların sadece 260 tanesini Erciş’te yaktılar ve “Eğer 7 Haziran’da sandıktan bizim istediğimiz sonuç çıkmaz ise 6-7 Ekim’i ararsınız!”

denilerek insanlar bu şekilde baskı altına alındı. Sadece Van’da, ki bu AKP Van milletvekilinin yaptığı açıklamadır; 600 tane AKP’li müşahit, uğradıkları baskıdan dolayı müşahit kartlarını seçim günü geri vermek zorunda kaldılar. Yani sandık başlarında bir tek terör örgütü hakimdi.Terör örgütünün yandaşları, ellerinde flamalarıyla okulların etrafını kuşattı. Özetle Güneydoğu Anadolu’da demokratik bir seçim olmadı. Gaziantep’te Vatan mahallesinde HDP’ye oy vermeyen kişilerin evlerinin ve araçlarının kalaşnikofla seçimden üç gün sonra tarandığını, ben Gaziantep milletvekili olarak size söyleyebilirim!

Güneydoğu Anadolu’da geçmişteki AKP hükümetinin teslimiyetçi politikalarından dolayı PKK terör örgütü ile oluşturulmuş bir ikili iktidar var! Gelinen nokta; Güneydoğu Anadolu’nun PKK’nın kontrolüne bırakılmış olmasıdır.Önümüzdeki dönemde PKK Türkiye içerisinde büyük bir ayaklanmaya girmeyecek.Çünkü 80 tane milletvekilini içeri soktu ve bunu kendisi de beklemiyordu. Suriye’de daha tamamlanacak işi olduğu için, belli bir süre daha Türkiye içerisinde siyaset yollarını deneyecek ve bu arada hem devlet yönetmeyi, hem de kent savaşını öğrenecek. Çünkü buradaki deneyimli kadrolarını daha sonra Türkiye içerisindeki bir kent savaşına aktarmak için zemin oluşturmak istiyor! MHP diyor ki; Türkiye’nin her bir santimetrekaresine Türkiye Cumhuriyeti Devleti geri dönecektir.PKK terör örgütünün bu coğrafyada yaşama şansı yoktur.Bu da milli ve anayasal bir talep.

Bunun dışında MHP’nin koalisyon kurulması için yine anayasanın Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini düzenleyen maddeleri olan 101,102,103,104’üncü maddeleri ihlal etmemesi talebi var. MHP, Cumhurbaşkanı bu anayasa maddelerine göre yetkilerini kullansın diyor. Davutoğlu, Erdoğan’ın meşruluğunu tartıştırmayız diyerek konuyu çarpıtıyor.Kimse Erdoğan’ın meşru cumhurbaşkanı olmadığını söylemiyor. Erdoğan’ın Anayasayı ihlal etmemesi gerektiğini söylüyoruz. Ana muhalefet partisi de aynı şeyi söylüyor… Normali budur çünkü. Yani adına ister kırmızı çizgi deyin, ister ilke deyin, ister şart deyin; MHP’nin bir koalisyon görüşmesine girmek için ortaya koyduğu temel hususlar, aslında Türkiye Cumhuriyeti anayasasının emrettiği hususlardır. MHP’nin bir koalisyon için son ön şartı, Anayasanın 138. Maddesinin uygulanması. 138. madde “yargı bağımsızdır” diyor. Bugün Türkiye’de yargı bağımsızlığı da engellenmektedir.MHP, yolsuzluk iddialarının da bağımsız yargı tarafından araştırılmasını istiyor.MHP; tekrar Hukuk devletinin kurulmasını savunuyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir konuşmasında,“Bu akil adamlar ve açılım lobicileri neden ortada değiller ve zaten ortada olan bir AKP-HDP koalisyonunu savunmuyorlar da, neden herkes ortaya bir AKP-MHP koalisyonu ile çıkıyor?” dedi. Bu açıklamadan yola çıkarak, benim de bildiğim kadarıyla MHP’nin halen yürürlükte olan gizli, açık, ya da kapalı AKP ile hiçbir koalisyon görüşmesi yok.

Matematik CHP-MHP koalisyonuna izin vermiyor ve CHP ile kurulacak bir koalisyon ihtimalinde HDP desteği gerekiyor. Anladığım o ki; bu model de imkansız! Eğer en çok istenen koalisyon CHP-MHP koalisyonu olsaydı, oylar bu iki partinin bir hükümet kurmasına yetecek kadar çıkardı. Milliyetçi Hareket Partisi buna alternatif gösterilen CHP-MHP-HDP bloğunu kabul etmiyor. Yani böyle bir blok yok. Bu tamamen sanal olarak oluşturulan bir blok. Birileri bize “siyasette kırmızı çizgiler olmaz” diyor.Biz Türk milliyetçileri olarak, MHP olarak, siyasetin oportünist bir uğraş değil, ilke, inanç ve programları hayata geçirme aracı olduğunu düşünüyoruz.İlkelerimizi hayata geçiremeyeceğimiz bir iktidarda biz kendimizi inkar etmiş oluruz. Sayın Bahçeli de ilk akşam yaptığı değerlendirmede bunu açık ve net olarak ifade etti. Toplumun bazı kesimleri bunu belki tam olarak anlamadı, ya da bu açıklama tam anlamıyla ortaya konulmadı, içinden bazı cümleler cımbızla çekilerek ön plana çıkarıldı.Oysa açıklamanın vurguladığı şey; önce diğer partiler bir araya gelip denerler, olmazsa bize gelirler, biz kendi ilkelerimizi ortaya koyarız, bunlar üzerinden mutabakat sağlanırsa koalisyon görüşmelerine başlayabiliriz şeklindeydi.

Ben sadece bir MHP milletvekili olarak değil, aynı zamanda bir siyaset bilimi profesörü olarak değerlendirme yaptığımda, Türkiye’nin bir hükümet kuracağını düşünüyorum. Çünkü seçmen yeni bir seçim istemiyor.
Deniz Baykal-Tayyip Erdoğan görüşmesini hiç yorumlamadım.Ancak, Cumhurbaşkanı’nın siyasi parti liderleri ile de görüşme talebi oldu ve ilk cevap Sayın Bahçeli’den geldi. Kendisine anayasayı hatırlattı! Bir cumhurbaşkanının siyasi parti liderleri tarafından Anayasaya atıfta bulunularak geri çevrilmesi başlı başına hüzün vericidir. Ama Erdoğan için bir hüzün verici husus da; Baykal’ın Saray’a gitmeyi kabul etmemesidir. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı’nın Dışişleri konutunda muhalefetin bir lideriyle konuşmayı kabul etmesi, aslında oturduğu saraya resmiyet değil, gecekonduluk hüviyeti vermesinin kendisi tarafından da teyit edilmesidir.Adem Kesenek

İlginizi Çekebilir
Ankara'da tarihi gün: 6 muhalefet partisi liderleri imzayı attı
Ankara'da tarihi gün: 6 muhalefet partisi liderleri imzayı attı
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partisi genel başkanları, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'' üzerine Ankara'da bir araya geldi. Liderler...
#Siyaset / 28 Şubat 2022
Altı muhalefet partisinin açıkladığı Mutabakat Metninde 25 kritik madde
Altı muhalefet partisinin açıkladığı Mutabakat Metninde 25 kritik madde
CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi'nin aylardır süren “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışmasında uzlaştıkları Mutabakat...
#Siyaset / 28 Şubat 2022
6 parti, parlamenter sisteme dönüş çalışmasını kamuoyu ile paylaşacak
6 parti, parlamenter sisteme dönüş çalışmasını kamuoyu ile paylaşacak
Ekim ayından bu yana hazırlığı devam eden metin 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümde parlamenter sisteme dönüşün nedenleri anlatılacak.
#Siyaset / 27 Şubat 2022
DEVA Partisi’ne katıldılar
DEVA Partisi’ne katıldılar
Aslen Halfetili olan ve Şehitkamil ilçesinde ikamet eden Arslan ailesi 8 Şubat Mahallesinde bir salonda düzenlenen törenle AK Parti’den istifa ederek DEVA Partisi’ne katı...
#Siyaset / 18 Şubat 2022
6 partinin genel başkanları 12 Şubat'ta bir araya gelecek
6 partinin genel başkanları 12 Şubat'ta bir araya gelecek
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Güçlendirilmiş parlamenter sistemin son hali için Genel Başkanımızın daveti üzerine 6 partinin genel başkanları 12 Şubat Cumartesi günü bir aray...
#Siyaset / 06 Şubat 2022
Milletvekilleri, vatandaşın fatura sıkıntısını dile getirdi
Milletvekilleri, vatandaşın fatura sıkıntısını dile getirdi
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün partisinden bir grup milletvekiliyle gerçekleştirdiği kahvaltılı toplantının ana gündemi ekonomiydi...
#Siyaset / 04 Şubat 2022
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *