Suriyeliler’in Türkiye’deki “kara” yolculuğunu izleyen El Cezire, Ege'de art arda facialar meydana gelirken, Türkiye'nin Avrupa ülkelerine kara sınırı olan kentleri, Edirne ve Kırklareli'de de sığınmacı trafıgının arttığına dikkat çekerek “ Bu yolu daha güvenli bulan sığınmacılar sınırı geçmek için her çareyi deniyor” ifadelerini kullandı.
Bulgaristan ve Yunanistan sınırının tarihinin en yoğun yasadışı geçişlerine sahne olduğunu anlatan El Cezire, sınır hattı boyunca edindiği izlenimler ve karşı tarafa geçmeyi bekleyen sığınmacılar ve bölge halkının sözlerini yansıttığı geniş haberinde, “Geçtiğimiz günlerde bir ilk yaşandı. Edirne Valiliği'nin 10 Eylül'deki açıklamasına göre, sadece bir günde, sınırı yasadışı yollardan geçmeye çalışan tam 712 kişi yakalandı” dedi.
Yaşanan bu ani yükselişe bazı Avrupa ülkelerinin sığınmacı kabul ettiğini duyurmasının sebep olduğunun belirtildiğini söyleyen El Cezire, Bulgaristan sınırının en sarp arazi koşullarına sahip olup mevsiminde gelen tatilciler dışında çok sakindir olan, Kırklareli'ye bağlı dağlık İğneada bölgesi için “bu yıl durum farklı. Çoğunluğu Suriyeli yüzlerce sığınmacı bu bölgede. Tek amaçları bir yolunu bulup sınırın diğer tarafına geçmek” diye anlatıyor.
İğneada’nın Sislioba köyü sakinlerinden birinin, “Özellikle havaların ısınmasıyla birlikte beş aydır hareketlilik en üst düzeyde. Akın akın geliyorlar” sözleri aktaran El Cezire, köylülere dayanarak gelen sığınmacıların büyük bir bölümü çocuklu ailelerden oluştuğunu, Ege Denizinden botla Yunanistan’a geçmeyi riskli görenlerin İğneada’nın ormanlık sınır hattını daha güvenli gördüğünü ifade ediyor.
“Ormanın derinliklerinde uzun bir yürüyüşün ardından sınır hattına ulaşıyoruz. Yol boyunca gördüğümüz çocuk bezleri, yedek çocuk giysileri, biberonlar ve mama kutuları köylülerin anlattıklarını doğrular nitelikte” diyen El Cezire, şunları da anlatıyor:
“Yasadışı sınır geçişlerinin daha yoğun olduğu Edirne’de ise polis ve jandarma ekipleri 24 saat nöbette. Valilik yasal belgesi olmayan yabancıların kente girişini engellemeye çalışıyor. İçişleri Bakanlığı'na bağlı İl Göç İdaresi’nin kampına sabahın ilk saatleriyle birlikte sınırda yakalanan gruplar taşınmaya başlanıyor. Buraya gelen sığınmacılardan kimlik tespiti tamamlananlar, otobüslerle kent dışına çıkartılıyor. Suriyeliler kayıtlı oldukları illere veya kamplara gönderilirken, başka ülke vatandaşları için sınır dışı işlemleri başlatılıyor.”
El Cezire, haberinde “Türkiye-Yunanistan sınırının büyük bir bölümünü oluşturan Meriç’in, Edirne kent merkezi ile Uzunköprü ilçesi arasında kalan kısmı en çok yasadışı sığınmacı kaçakçılığının yapıldığı bölge. Hava karardıktan sonra sığınmacıları taşıyan araçlar ile güvenlik güçleri arasında kovalamaca başlıyor” diye anlatıyor. (ANKA)
Bulgaristan ve Yunanistan sınırının tarihinin en yoğun yasadışı geçişlerine sahne olduğunu anlatan El Cezire, sınır hattı boyunca edindiği izlenimler ve karşı tarafa geçmeyi bekleyen sığınmacılar ve bölge halkının sözlerini yansıttığı geniş haberinde, “Geçtiğimiz günlerde bir ilk yaşandı. Edirne Valiliği'nin 10 Eylül'deki açıklamasına göre, sadece bir günde, sınırı yasadışı yollardan geçmeye çalışan tam 712 kişi yakalandı” dedi.
Yaşanan bu ani yükselişe bazı Avrupa ülkelerinin sığınmacı kabul ettiğini duyurmasının sebep olduğunun belirtildiğini söyleyen El Cezire, Bulgaristan sınırının en sarp arazi koşullarına sahip olup mevsiminde gelen tatilciler dışında çok sakindir olan, Kırklareli'ye bağlı dağlık İğneada bölgesi için “bu yıl durum farklı. Çoğunluğu Suriyeli yüzlerce sığınmacı bu bölgede. Tek amaçları bir yolunu bulup sınırın diğer tarafına geçmek” diye anlatıyor.
İğneada’nın Sislioba köyü sakinlerinden birinin, “Özellikle havaların ısınmasıyla birlikte beş aydır hareketlilik en üst düzeyde. Akın akın geliyorlar” sözleri aktaran El Cezire, köylülere dayanarak gelen sığınmacıların büyük bir bölümü çocuklu ailelerden oluştuğunu, Ege Denizinden botla Yunanistan’a geçmeyi riskli görenlerin İğneada’nın ormanlık sınır hattını daha güvenli gördüğünü ifade ediyor.
“Ormanın derinliklerinde uzun bir yürüyüşün ardından sınır hattına ulaşıyoruz. Yol boyunca gördüğümüz çocuk bezleri, yedek çocuk giysileri, biberonlar ve mama kutuları köylülerin anlattıklarını doğrular nitelikte” diyen El Cezire, şunları da anlatıyor:
“Yasadışı sınır geçişlerinin daha yoğun olduğu Edirne’de ise polis ve jandarma ekipleri 24 saat nöbette. Valilik yasal belgesi olmayan yabancıların kente girişini engellemeye çalışıyor. İçişleri Bakanlığı'na bağlı İl Göç İdaresi’nin kampına sabahın ilk saatleriyle birlikte sınırda yakalanan gruplar taşınmaya başlanıyor. Buraya gelen sığınmacılardan kimlik tespiti tamamlananlar, otobüslerle kent dışına çıkartılıyor. Suriyeliler kayıtlı oldukları illere veya kamplara gönderilirken, başka ülke vatandaşları için sınır dışı işlemleri başlatılıyor.”
El Cezire, haberinde “Türkiye-Yunanistan sınırının büyük bir bölümünü oluşturan Meriç’in, Edirne kent merkezi ile Uzunköprü ilçesi arasında kalan kısmı en çok yasadışı sığınmacı kaçakçılığının yapıldığı bölge. Hava karardıktan sonra sığınmacıları taşıyan araçlar ile güvenlik güçleri arasında kovalamaca başlıyor” diye anlatıyor. (ANKA)