HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, darbeye karşı bu zamana kadar sürdürdükleri tavrı bundan sonra da kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayarak, “Tarihimiz boyunca darbelere karşı mücadele ederek darbeler içerisinde demokrasiyi var etmeye çalışarak yürüdük, ilerledik. Dün nasıl hiçbir darbeye boyun eğmediysek bugün de aynı yolda ilerleyeceğiz” dedi.
Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında konuştu. 15 Temmuz darbe girişimini kınayarak konuşmasına başlayan Yüksekdağ, “bir kere daha böyle bir süreç, böyle bir gün yaşamamamızı diliyorum. Türkiye halkları, bizler darbe ve antidemokratik rejimlerle yönetilmeyi hak etmiyoruz. Türkiye halkları 15 Temmuz günü ve onu takip eden günlerde çok zor bir süreç yaşadı. Bu 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum” diye konuştu.
Darbeye karşı bu zamana kadar sürdürdüğü tavrı bundan sonra da kararlı bir biçimde sürdüreceklerini vurgulayan Yüksekdağ, “Tarihimiz boyunca darbelere karşı mücadele ederek darbeler içerisinde demokrasiyi var etmeye çalışarak yürüdük, ilerledik. Dün nasıl hiçbir darbeye boyun eğmediysek bu gün de aynı yolda ilerleyeceğiz” dedi.
TBMM’deki bombalı saldırı gerçekleştirilmesi nedeniyle oluşan hasara da değinen Yüksekdağ, meclise yönelik saldırıyı kınadı.
Böyle bir darbe girişiminin yaşanmasının sadece sonuçlarından bakılarak değerlendirilemeyeceğini savunan Yüksekdağ, “Sadece sonuçları, sadece hesaplaşma düzeyinde ele alınamaz. Eğer darbe ve darbe ve darbecilikle güçlü, köklü bir hesaplaşma içine girmek istiyorsak darbeyi yaratan koşulla yüzleşmeli ve hesaplaşmalıyız” diye konuştu.
“Bu savaş uçaklarıyla, tanklarla, toplarla yapılan bir darbe değildir” diyen Yüksekdağ, “Bu tam anlamıyla sivil siyaset merkezinin gücü tek elde toplama ihtirasıyla ve iktidarını pekiştirme ihtirasıyla hareket eden sivil bir siyasi iktidar eliyle bu gerçekleştirildi” ifadelerini kullandı.
Kaostan ve şiddetten beslenen siyasetin “trajedisinin” Türkiye vatandaşlarına yaşatıldığını ileri süren Yüksekdağ, “bunun yıkımı yaşanıyor dört bir yanda. Böyle olmak zorunda mıydı? Hayır böyle olmak zorunda değildi. Bu dönem içerisinde darbeci yapı tam da kurt bulanık havayı sever hesabı bu bulak hava içerisinde güç kazandı. Adı konulmamış sivil siyasi darbe bir askeri darbeyi doğurdu” dedi.
Darbe tehlikesinin bertaraf edilmesi gerekliliğine vurgu yapan Yüksekdağ konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eğer darbeye karşı gerçek bir çözüm üretilecekse demokratik bir yolda birleşilmesi gerekiyor. Eğer darbeyi gerçek anlamda savuşturmak istiyorsak darbenin antitezini yani demokrasiyi inşa etmek zorundayız. Bugün siyasi iktidarın izleyeceği yol çok önemlidir. Çok büyük bir tehlike, çok büyük bir yıkım süreciyle karşı karşıya kaldık. Bizler asla bir darbe rejimine geçit vermeyecek, asla darbecilerin amacına ulaşmasına izin vermeyecek bir siyasi bilinci ve toplumsal duruşu da oluşturmak durumundayız.”
Darbe girişiminde bulunanların halkı yanında bulamadığını söyleyen Yüksekdağ, “Sokağa çıkanlardan bahsediliyor sadece ama emin olun sokağa çıkmayanlar da sokağa çıkmayarak, darbecilere destek vermeyerek çok önemli bir politik duruş sergilemiştir. Bu Türkiye halklarının darbe ve cunta rejimleri karşısındaki bilinç düzeyinin çok önemli bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Ama bizler Türkiye halklarının ulaştığı bu seviyeye siyaset kurumunu da çekmek zorundayız. Siyaset ve iktidar yapısı Türkiye toplumunun seviyesinde değil ne yazık ki” diye konuştu.
Geride bıraktığımız kısa zaman içerisinde darbe karşıtı gösteriler içerisinde çeşitli linç girişimleri olduğuna dikkati çeken Yüksekdağ, “Bunların engellenmesi çok hayati bir önem taşıyor. Ama aynı zamanda sokağa çıkan darbeye ve linç girişimlerine karşı yaşam alanlarını savunan insanlarımıza karşı çok haksız müdahaleler gerçekleştirildi” dedi. ANKA
Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında konuştu. 15 Temmuz darbe girişimini kınayarak konuşmasına başlayan Yüksekdağ, “bir kere daha böyle bir süreç, böyle bir gün yaşamamamızı diliyorum. Türkiye halkları, bizler darbe ve antidemokratik rejimlerle yönetilmeyi hak etmiyoruz. Türkiye halkları 15 Temmuz günü ve onu takip eden günlerde çok zor bir süreç yaşadı. Bu 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum” diye konuştu.
Darbeye karşı bu zamana kadar sürdürdüğü tavrı bundan sonra da kararlı bir biçimde sürdüreceklerini vurgulayan Yüksekdağ, “Tarihimiz boyunca darbelere karşı mücadele ederek darbeler içerisinde demokrasiyi var etmeye çalışarak yürüdük, ilerledik. Dün nasıl hiçbir darbeye boyun eğmediysek bu gün de aynı yolda ilerleyeceğiz” dedi.
TBMM’deki bombalı saldırı gerçekleştirilmesi nedeniyle oluşan hasara da değinen Yüksekdağ, meclise yönelik saldırıyı kınadı.
Böyle bir darbe girişiminin yaşanmasının sadece sonuçlarından bakılarak değerlendirilemeyeceğini savunan Yüksekdağ, “Sadece sonuçları, sadece hesaplaşma düzeyinde ele alınamaz. Eğer darbe ve darbe ve darbecilikle güçlü, köklü bir hesaplaşma içine girmek istiyorsak darbeyi yaratan koşulla yüzleşmeli ve hesaplaşmalıyız” diye konuştu.
“Bu savaş uçaklarıyla, tanklarla, toplarla yapılan bir darbe değildir” diyen Yüksekdağ, “Bu tam anlamıyla sivil siyaset merkezinin gücü tek elde toplama ihtirasıyla ve iktidarını pekiştirme ihtirasıyla hareket eden sivil bir siyasi iktidar eliyle bu gerçekleştirildi” ifadelerini kullandı.
Kaostan ve şiddetten beslenen siyasetin “trajedisinin” Türkiye vatandaşlarına yaşatıldığını ileri süren Yüksekdağ, “bunun yıkımı yaşanıyor dört bir yanda. Böyle olmak zorunda mıydı? Hayır böyle olmak zorunda değildi. Bu dönem içerisinde darbeci yapı tam da kurt bulanık havayı sever hesabı bu bulak hava içerisinde güç kazandı. Adı konulmamış sivil siyasi darbe bir askeri darbeyi doğurdu” dedi.
Darbe tehlikesinin bertaraf edilmesi gerekliliğine vurgu yapan Yüksekdağ konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eğer darbeye karşı gerçek bir çözüm üretilecekse demokratik bir yolda birleşilmesi gerekiyor. Eğer darbeyi gerçek anlamda savuşturmak istiyorsak darbenin antitezini yani demokrasiyi inşa etmek zorundayız. Bugün siyasi iktidarın izleyeceği yol çok önemlidir. Çok büyük bir tehlike, çok büyük bir yıkım süreciyle karşı karşıya kaldık. Bizler asla bir darbe rejimine geçit vermeyecek, asla darbecilerin amacına ulaşmasına izin vermeyecek bir siyasi bilinci ve toplumsal duruşu da oluşturmak durumundayız.”
Darbe girişiminde bulunanların halkı yanında bulamadığını söyleyen Yüksekdağ, “Sokağa çıkanlardan bahsediliyor sadece ama emin olun sokağa çıkmayanlar da sokağa çıkmayarak, darbecilere destek vermeyerek çok önemli bir politik duruş sergilemiştir. Bu Türkiye halklarının darbe ve cunta rejimleri karşısındaki bilinç düzeyinin çok önemli bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Ama bizler Türkiye halklarının ulaştığı bu seviyeye siyaset kurumunu da çekmek zorundayız. Siyaset ve iktidar yapısı Türkiye toplumunun seviyesinde değil ne yazık ki” diye konuştu.
Geride bıraktığımız kısa zaman içerisinde darbe karşıtı gösteriler içerisinde çeşitli linç girişimleri olduğuna dikkati çeken Yüksekdağ, “Bunların engellenmesi çok hayati bir önem taşıyor. Ama aynı zamanda sokağa çıkan darbeye ve linç girişimlerine karşı yaşam alanlarını savunan insanlarımıza karşı çok haksız müdahaleler gerçekleştirildi” dedi. ANKA