Donald Trump’ın Section 232 imzası dünya ticaretinde dengeleri değiştiriyor. Dünya genelinde gümrük duvarlarının yükseleceği ve korumacı önlemlerin artacağı tahmini gerçekleşiyor. Bununla ilgili ilk hamle Avrupa Birliği’nden geldi. AB, Section 232’nin tetiklemesi ile oluşacak muhtemel arzın kendi iç piyasasına zarar verebileceğine dair isabetsiz hesaplarıyla 26 Mart 2018’de 26 ayrı çelik ürün grubunda bir Korunma Önlemi Soruşturması (SafeGuard Investigation) başlattı. AB’nin soruşturma kapsamında ele aldığı 26 ayrı çelik ürün grubunda geçen yılki ithalatı 29,4 milyon ton olurken, Türkiye’den ithalatı 4,6 milyon ton oldu. Soruşturma sonucunda Türkiye’ye karşı korunma önlemi uygulanırsa sektörün ağır darbe alacağını belirten Türk çelik sektörünün temsilcileri, Çelik İhracatçıları Birliği öncülüğünde bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması uyarınca AB’ye sıfır gümrükle ihracat yapan Türk çelik sektörü, bu uygulamanın dışında tutulmak istiyor.
Avrupa Birliği, ABD’nin yürürlüğe koyduğu Section 232 önleminin yaratacağı etkinin iç pazarına karşı tehdit oluşturacağı gerekçesiyle 26 çelik ürün grubunda Korunma Önlemi Soruşturması başlattı. Türk çelik sektörü, bölgeler bazlı ihracatında önemli bir yeri olan AB’deki bu yeni gelişmeyi yakından izliyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin AB’ye yaptığı 5,6 milyon tonluk çelik ihracatının 4,6 milyon tonunu soruşturma kapsamındaki 26 ürün grubu oluşturdu. Aynı dönemde AB’den 5 milyon tonluk çelik ithal edildi.
Türk çelik sektörünün önde gelen temsilcileri Çelik İhracatçıları Birliği öncülüğünde bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. Çelik İhracatçıları Birliği, Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD), Çelik Dış Ticaret Derneği, Çelik Federasyonu (ÇELFED) ile Yassı Çelik İthalat, İhracat ve Sanayicileri Derneği (YİSAD)’nin bir araya geldiği toplantıda sektör temsilcileri; Türkiye’nin Gümrük Birliği, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)anlaşmaları dolayısıyla AB’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek bu uygulamanın Türkiye’yi dışarıda bırakacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söylediler. Açıklamada Türkiye ile AB’nin ortak çıkarları ve ticaret hacmine de vurgu yapılırken, Section 232 sonrası AB ülkelerinde yaşanan tedirginliğin Türkiye için de geçerli olduğunun altı çizildi. Ayrıca AB’nin, Türkiye’yi üçüncü bir ülke olarak değil kendi safında bir ülke olarak değerlendirmesi gerekliliği vurgulandı. Sektör temsilcilerine göre Türkiye de iç pazarını korumak için benzer koruma önlemlerine başvurmak zorunda kalabilir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Section 232 ile dünya ticaretinin dengesini bozduğunu ifade eden Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, AB’nin iç pazarını korumak gerekçesi ile başlattığı Korunma Önlemi Soruşturmasının ciddi sonuçlar doğuracağına işaret ederek şunları söyledi: “Çelik sektörümüzün önde gelen STK temsilcileri ile AB’nin başlattığı soruşturmanın Türkiye’ye olası etkilerini ve alınması gereken tedbirleri enine boyuna değerlendirdik. Ortak kanaatimiz, Avrupa Birliği’nin ayrılmaz bir parçası olan Türkiye’nin bugüne kadar AKÇT ve Gümrük Birliği kapsamında üzerine düşeni yapması sebebi ile bu uygulamanın dışında tutulmasıdır. ABD’nin NAFTA kapsamında Kanada ve Meksika’yı Section 232’den muaf tutması gibi, AB’nin de Türkiye’yi muaf tutması beklenmektedir. Hatta Gümrük Birliği ülkesi olarak AB, bizi de kendi yanında değerlendirerek 3. ülkelere karşı birlikte hareket etmemize imkân tanımalıdır. Türk çelik sektörü, AB için tehdit değil yakın bir ticari ortaktır. AB ile Türkiye arasında ciddi bir ticaret hacmi bulunmaktadır. Gümrük Birliği çerçevesinde karşılıklı ticaretimize baktığımızda; AB’den 85,4 milyar dolarlık ithalata karşın ihracatımız 73,9 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’nin aleyhine, AB’nin ise lehine bir ticaretten bahsediyoruz. Çelik dış ticaretinde AB ile Türkiye arasında bugüne kadar dengeli bir dış ticaretin olduğunu görüyoruz. Geçen yıl AB ülkelerine 4 milyar dolar değerinde toplam 5,6 milyon tonluk çelik ihraç ederken, aynı dönemde AB’den 4,5 milyar dolar değerinde 5 milyon ton seviyesinde çelik ithal ettik. Bundan sonra da çelik dış ticaretindeki bu dengenin sürmesi gerektiğine inanıyoruz”Haber Merkezi
Avrupa Birliği, ABD’nin yürürlüğe koyduğu Section 232 önleminin yaratacağı etkinin iç pazarına karşı tehdit oluşturacağı gerekçesiyle 26 çelik ürün grubunda Korunma Önlemi Soruşturması başlattı. Türk çelik sektörü, bölgeler bazlı ihracatında önemli bir yeri olan AB’deki bu yeni gelişmeyi yakından izliyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin AB’ye yaptığı 5,6 milyon tonluk çelik ihracatının 4,6 milyon tonunu soruşturma kapsamındaki 26 ürün grubu oluşturdu. Aynı dönemde AB’den 5 milyon tonluk çelik ithal edildi.
Türk çelik sektörünün önde gelen temsilcileri Çelik İhracatçıları Birliği öncülüğünde bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. Çelik İhracatçıları Birliği, Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD), Çelik Dış Ticaret Derneği, Çelik Federasyonu (ÇELFED) ile Yassı Çelik İthalat, İhracat ve Sanayicileri Derneği (YİSAD)’nin bir araya geldiği toplantıda sektör temsilcileri; Türkiye’nin Gümrük Birliği, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)anlaşmaları dolayısıyla AB’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek bu uygulamanın Türkiye’yi dışarıda bırakacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söylediler. Açıklamada Türkiye ile AB’nin ortak çıkarları ve ticaret hacmine de vurgu yapılırken, Section 232 sonrası AB ülkelerinde yaşanan tedirginliğin Türkiye için de geçerli olduğunun altı çizildi. Ayrıca AB’nin, Türkiye’yi üçüncü bir ülke olarak değil kendi safında bir ülke olarak değerlendirmesi gerekliliği vurgulandı. Sektör temsilcilerine göre Türkiye de iç pazarını korumak için benzer koruma önlemlerine başvurmak zorunda kalabilir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Section 232 ile dünya ticaretinin dengesini bozduğunu ifade eden Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, AB’nin iç pazarını korumak gerekçesi ile başlattığı Korunma Önlemi Soruşturmasının ciddi sonuçlar doğuracağına işaret ederek şunları söyledi: “Çelik sektörümüzün önde gelen STK temsilcileri ile AB’nin başlattığı soruşturmanın Türkiye’ye olası etkilerini ve alınması gereken tedbirleri enine boyuna değerlendirdik. Ortak kanaatimiz, Avrupa Birliği’nin ayrılmaz bir parçası olan Türkiye’nin bugüne kadar AKÇT ve Gümrük Birliği kapsamında üzerine düşeni yapması sebebi ile bu uygulamanın dışında tutulmasıdır. ABD’nin NAFTA kapsamında Kanada ve Meksika’yı Section 232’den muaf tutması gibi, AB’nin de Türkiye’yi muaf tutması beklenmektedir. Hatta Gümrük Birliği ülkesi olarak AB, bizi de kendi yanında değerlendirerek 3. ülkelere karşı birlikte hareket etmemize imkân tanımalıdır. Türk çelik sektörü, AB için tehdit değil yakın bir ticari ortaktır. AB ile Türkiye arasında ciddi bir ticaret hacmi bulunmaktadır. Gümrük Birliği çerçevesinde karşılıklı ticaretimize baktığımızda; AB’den 85,4 milyar dolarlık ithalata karşın ihracatımız 73,9 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’nin aleyhine, AB’nin ise lehine bir ticaretten bahsediyoruz. Çelik dış ticaretinde AB ile Türkiye arasında bugüne kadar dengeli bir dış ticaretin olduğunu görüyoruz. Geçen yıl AB ülkelerine 4 milyar dolar değerinde toplam 5,6 milyon tonluk çelik ihraç ederken, aynı dönemde AB’den 4,5 milyar dolar değerinde 5 milyon ton seviyesinde çelik ithal ettik. Bundan sonra da çelik dış ticaretindeki bu dengenin sürmesi gerektiğine inanıyoruz”Haber Merkezi