Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda bugün oylanacak olan Türkiye Raporu, sertlikle AB medyasının dikkatini çekti
“Son yılların en sert üsluplu Türkiye raporu” nitelemesini yapan Alman medyası, raporda “başta medya özgürlüğü olmak üzere Türkiye’de demokratikleşme ve hukuk devletinin gerilediği not ediliyor” diyor.
Alman medyası, raporu irdelerken “Türkiye-AB ilişkilerinin Avrupa kamuoyu gözünde dibe vurmuş olduğunu gösterdi. Avrupa Komisyonu'nun üyelik müzakerelerini destekleyen tavrına rağmen, bugüne kadar Türkiye’nin üyeliğini savunan Avrupalı liberaller dahi Ankara ile üyelik müzakerelerinin durdurulması çağrısında bulundu” diyor.
DWelle, AP’de yapılan oturumda yapılan konuşmaları aktarırken AB dönem başkanı sıfatıyla söz alan Hollanda Savunma Bakanı Jeanine Hennis-Plasschaert’ın Türkiye ile AB’nin önemli ilişkilere sahip olduklarını belirtmekle birlikte, Türkiye’de hukuk devleti ve temel haklar konusunda kaygı verici gelişmeler yaşandığına işaret ettiğine dikkat çekiyor.
Hollandalı bakanın Türk vatandaşlarına AB vizesinin kaldırılmasının ancak Türkiye'nin gerekli şartları yerine getirmesiyle mümkün olabileceğini söylediğini de aktarak DWelle, Avrupa Komisyonu adına söz alan Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri’nden sorumlu komiser Johannes Hahn’ın da vizenin kalkmasının Türkiye’nin AB üyesi olacağı anlamına gelmeyeceğini ifade ettiğini de vurguluyor.
AP’nin sayıca en büyük grubu olan Hıristiyan Demokratlar adına söz alan ve AP’nin gölge Türkiye raportörü olan Alman parlamenter Renate Sommer’ın da Türkiye vatandaşlarına vize konusunda iyimser konuşmadığı belirtiliyor.
Liberal grup adına konuşan Alexander Lambsdorff’un ise Avrupa’da Türkiye’nin AB üyesi olacağına inanan kimse kalmadığını savunduğuna, Türkiye ile yeni müzakere başlıklarının açılmasına karşı çıktığına dikkat çekiliyor. DWelle, raporun içeriğine ilişkin olarak da “Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletinin gerilediğine işaret edilip, medya özgürlüğü alanında yaşanan gelişmeler kaygı verici olarak tanımlanıyor. Türkiye’de yolsuzlukla mücadeleye öncelik verilmesi, terörle mücadele alanındaki yasal mevzuatın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla uyumlu hale getirilmesi talep ediliyor” diyor.
Kürt sorununun şiddet yoluyla çözümlenemeyeceğine vurgu yapılan raporda, Türk hükümetinden yeniden müzakerelere başlaması ve Güneydoğu’daki sokağa çıkma yasaklarına son vermesi istendiğine dikkat çekilirken de Kürt sorununa kalıcı çözüm için TBMM'de özel bir komisyon oluşturulmasını talep eden AP’nin Kürt sorununa barışçıl çözüm için dilekçe imzalayan akademisyenlere yönelik yasal yaptırımları da kınadığının altı çiziliyor.
Türkiye ile AB arasında sığınmacılar konusunda varılan anlaşmanın, Ankara’nın AB ile üyelik müzakerelerinden ayrı tutulması talep edildiği raporda Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar için yaptıkları memnuniyetle karşılanmakla birlikte, yasadışı göç kaynağı olan ülkelerin vatandaşlarına daha sıkı vize politikası uygulanması ve göçmen ticareti yapan şebekelerle daha aktif mücadele edilmesi talep edilmesi de vurgulayan unsurlar arasında bulunuyor.ANKA
“Son yılların en sert üsluplu Türkiye raporu” nitelemesini yapan Alman medyası, raporda “başta medya özgürlüğü olmak üzere Türkiye’de demokratikleşme ve hukuk devletinin gerilediği not ediliyor” diyor.
Alman medyası, raporu irdelerken “Türkiye-AB ilişkilerinin Avrupa kamuoyu gözünde dibe vurmuş olduğunu gösterdi. Avrupa Komisyonu'nun üyelik müzakerelerini destekleyen tavrına rağmen, bugüne kadar Türkiye’nin üyeliğini savunan Avrupalı liberaller dahi Ankara ile üyelik müzakerelerinin durdurulması çağrısında bulundu” diyor.
DWelle, AP’de yapılan oturumda yapılan konuşmaları aktarırken AB dönem başkanı sıfatıyla söz alan Hollanda Savunma Bakanı Jeanine Hennis-Plasschaert’ın Türkiye ile AB’nin önemli ilişkilere sahip olduklarını belirtmekle birlikte, Türkiye’de hukuk devleti ve temel haklar konusunda kaygı verici gelişmeler yaşandığına işaret ettiğine dikkat çekiyor.
Hollandalı bakanın Türk vatandaşlarına AB vizesinin kaldırılmasının ancak Türkiye'nin gerekli şartları yerine getirmesiyle mümkün olabileceğini söylediğini de aktarak DWelle, Avrupa Komisyonu adına söz alan Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri’nden sorumlu komiser Johannes Hahn’ın da vizenin kalkmasının Türkiye’nin AB üyesi olacağı anlamına gelmeyeceğini ifade ettiğini de vurguluyor.
AP’nin sayıca en büyük grubu olan Hıristiyan Demokratlar adına söz alan ve AP’nin gölge Türkiye raportörü olan Alman parlamenter Renate Sommer’ın da Türkiye vatandaşlarına vize konusunda iyimser konuşmadığı belirtiliyor.
Liberal grup adına konuşan Alexander Lambsdorff’un ise Avrupa’da Türkiye’nin AB üyesi olacağına inanan kimse kalmadığını savunduğuna, Türkiye ile yeni müzakere başlıklarının açılmasına karşı çıktığına dikkat çekiliyor. DWelle, raporun içeriğine ilişkin olarak da “Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletinin gerilediğine işaret edilip, medya özgürlüğü alanında yaşanan gelişmeler kaygı verici olarak tanımlanıyor. Türkiye’de yolsuzlukla mücadeleye öncelik verilmesi, terörle mücadele alanındaki yasal mevzuatın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla uyumlu hale getirilmesi talep ediliyor” diyor.
Kürt sorununun şiddet yoluyla çözümlenemeyeceğine vurgu yapılan raporda, Türk hükümetinden yeniden müzakerelere başlaması ve Güneydoğu’daki sokağa çıkma yasaklarına son vermesi istendiğine dikkat çekilirken de Kürt sorununa kalıcı çözüm için TBMM'de özel bir komisyon oluşturulmasını talep eden AP’nin Kürt sorununa barışçıl çözüm için dilekçe imzalayan akademisyenlere yönelik yasal yaptırımları da kınadığının altı çiziliyor.
Türkiye ile AB arasında sığınmacılar konusunda varılan anlaşmanın, Ankara’nın AB ile üyelik müzakerelerinden ayrı tutulması talep edildiği raporda Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar için yaptıkları memnuniyetle karşılanmakla birlikte, yasadışı göç kaynağı olan ülkelerin vatandaşlarına daha sıkı vize politikası uygulanması ve göçmen ticareti yapan şebekelerle daha aktif mücadele edilmesi talep edilmesi de vurgulayan unsurlar arasında bulunuyor.ANKA
RSS