Seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elde ettiği zaferin yurtdışındaki yankıları sürüyor. ABD’li düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü’nde biraraya gelen Türkiye uzmanları, seçim sonuçlarını masaya yatırırken,Türkiye’nin bundan sonra nasıl bir yol haritası izleyeceği öngörülerini de paylaştı.
Amerikan İlerleme Merkezi’nden Türkiye uzmanı Alan Makovsky’ye göre, Türkiye’deki seçim “bir istikrar oylamasıydı ancak istikrar getirmeyecek.” Buna karşın “Erdoğan bunu öyle okumayacak ve Erdoğan bunu kendisine verilmiş bir yetki olarak görecek. Bu "kaygı verici" savını da dile getiren Makovsky, seçimden çıkarılması gereken en önemli sonucun ise her ne kadar seçim kampanyası sırasında düşük profilli bir duruş sergilese de Erdoğan’ın “oyuna geri döndüğünü” savundu.
Hükümetin bir süre daha PKK operasyonlarına devam edeceği tahmininde bulunan Makovsky, VOA tarafından yansıtılan değerlendirmesinde seçim Türk-Amerikan ilişkilerinin bundan sonraki seyri konusunda “ABD için güçlü bir AKP iktidarının geri gelmesi olumlu. Ama Suriye'de hedeflerimiz farklı” diyor ancak IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyonda daha etkili bir Türkiye olacağına da dikkat çekiyor.
Woodrow Wilson Merkezi Ortadoğu Programı Direktörü Prof. Henri Barkey, Türkiye’nin demokratik bir görünümde ama “giderek daha fazla otoriterleşen” bir ülke olduğunu savunurken “İstikrar sadece bir partinin iktidarı demek değildir. İstikrar bundan çok daha fazlası anlamına gelir” şeklinde konuştu.
Seçim sürecinde basına yönelik “baskıların kaygı verici” olduğunu belirten Henri Barkey, “Bugün ülke basınının yüzde 70-80’i hükümet veya Erdoğan’a yakın bir kesim tarafından idare ediliyor” görüşünü dile getirdi.
Henri Barkey, HDP oylarına en büyük zararı özerk yönetimde ısrar eden, sokaklara bariyer kuran ve çatışma ortamı yaratan PKK’nın verdiğini söylerdi. Barkey, Kürt seçmenin PKK’nın bu tutumunu düşünmeye başlaması sonucu AK Parti’ye oy verdiğini savunan uzman “Demirtaş da kaybetti ama artık PKK’ya karşı önce olduğundan daha güçlü” dedi.ANKA
Amerikan İlerleme Merkezi’nden Türkiye uzmanı Alan Makovsky’ye göre, Türkiye’deki seçim “bir istikrar oylamasıydı ancak istikrar getirmeyecek.” Buna karşın “Erdoğan bunu öyle okumayacak ve Erdoğan bunu kendisine verilmiş bir yetki olarak görecek. Bu "kaygı verici" savını da dile getiren Makovsky, seçimden çıkarılması gereken en önemli sonucun ise her ne kadar seçim kampanyası sırasında düşük profilli bir duruş sergilese de Erdoğan’ın “oyuna geri döndüğünü” savundu.
Hükümetin bir süre daha PKK operasyonlarına devam edeceği tahmininde bulunan Makovsky, VOA tarafından yansıtılan değerlendirmesinde seçim Türk-Amerikan ilişkilerinin bundan sonraki seyri konusunda “ABD için güçlü bir AKP iktidarının geri gelmesi olumlu. Ama Suriye'de hedeflerimiz farklı” diyor ancak IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyonda daha etkili bir Türkiye olacağına da dikkat çekiyor.
Woodrow Wilson Merkezi Ortadoğu Programı Direktörü Prof. Henri Barkey, Türkiye’nin demokratik bir görünümde ama “giderek daha fazla otoriterleşen” bir ülke olduğunu savunurken “İstikrar sadece bir partinin iktidarı demek değildir. İstikrar bundan çok daha fazlası anlamına gelir” şeklinde konuştu.
Seçim sürecinde basına yönelik “baskıların kaygı verici” olduğunu belirten Henri Barkey, “Bugün ülke basınının yüzde 70-80’i hükümet veya Erdoğan’a yakın bir kesim tarafından idare ediliyor” görüşünü dile getirdi.
Henri Barkey, HDP oylarına en büyük zararı özerk yönetimde ısrar eden, sokaklara bariyer kuran ve çatışma ortamı yaratan PKK’nın verdiğini söylerdi. Barkey, Kürt seçmenin PKK’nın bu tutumunu düşünmeye başlaması sonucu AK Parti’ye oy verdiğini savunan uzman “Demirtaş da kaybetti ama artık PKK’ya karşı önce olduğundan daha güçlü” dedi.ANKA