Gönülçelen'nin iki oyuncusu Tuba Büyüküstün ve Onur Saylak arkadaşlıklarının nasıl aşka dönüştüğünü anlayamamışlar..
Onlar "Gönülçelen" dizisinin başrol oyuncularıydı... Set arkadaşlıkları aşka dönüştü, şimdi çok iyi anlaşan iki sevgili olarak karşımızdalar. Set yorgunluğunu atmak ve hayatın tadını çıkarmak için bir süre dizi piyasasından uzak kalmaya karar veren Tuba Büyüküstün ile Onur Saylak, planlarını, Monte Carlo Televizyon Festivali'nde yaşadıklarını ve özel hayatlarını anlattılar.
* Tuba Hanım, "Asi" dizisiyle yurtdışına açıldınız, geçtiğimiz günlerde de Monte Carlo Televizyon Festivali ödül törenindeydiniz. Nasıl bir histi o salonda olmak?
- Tuba Büyüküstün: Monte Carlo çok ilginçti... "Asi", tüm dünyanın yıllardır izlediği "Cesur ve Güzel"le aynı kategoride yarıştı. Biz burada 90 dakikalık dizi çekiyoruz. Haliyle her şeyi aceleyle, koştura koştura yapıyoruz. Orada ise milyon dolarlık işler yapıyorlar. Onlarla aynı katagoride olmak çok şaşırtıcı ve gurur verici bir durum tabii...
* Onur Saylak: Bu arada ilk kez bir Türk yapımı oraya gitmiş.
Bu durum, dizi sektöründe bugüne kadar süregelen bir başarısızlığin göstergesi mi sizce?
- Tuba Büyüküstün: Nedenini az önce söyledim; yeteri kadar zaman, para ve emek harcayamıyoruz ne yazık ki!
ÜÇ GÜN UYUMADAN ÇALIŞTIĞIM OLDU
* Orada neler yaşadınız?
- Onur Saylak: Tam festival alanıydı. Bütün ekipler birbirleriyle kaynaştı. Biz masamızı İngiliz haber ekibiyle paylaştık mesela...
- Tuba Büyüküstün: Dizi konusunu sordular bize... Hatta bir ara Antakya hakkında konuşmaya başladık. Gurur verici tabii...
- Onur Saylak: Türkiye'de televizyon ve sinema için yapılan işler için yerel düşünülüyor. Yaptığımız işi Türk halkı beğendi, tamam! Bu yüzden de neyi, nasıl, ne için yaptığımızı irdelemiyoruz. Her şey hızla olup bitiyor, yeter ki reyting alsın. Orada şartlarımızı anlattık, insanlar inanamadılar. Dalga geçtiğimizi sandılar.
- Tuba Büyüküstün: Ben üç gün hiç uyumadan çalıştığımı bilirim. Bu noktada, o oyuncudan ne kadar iyi performans bekleyebilirsin ki... Kameraman, yönetmen için de aynı şey geçerli. Sonuçta organlar bile olması gerektiği gibi çalışmıyor. Orada birinin konuşmasına şahit oldum, bölüm başına 34 milyon dolarlardan bahsediyordu. ınanılır gibi değil.
- Onur Saylak: Çünkü, onlar dünyayı dolaşacak diziler yapıyorlar. Uzun vadeli düşünüyorlar.
- Tuba Büyüküstün: Bir de onlarda telif yasası oturmuş. Oyuncu da, yapımcı da, yani herkes kazanıyor. Dolayısıyla herkes daha çok çaba sarfediyor.
Siz, burada her hafta 90 dakikalık bir bölüm tamamlamak adına onlardan daha çok çabalıyorsunuz ama...
- Onur Saylak: Zamanla oturacak bu iş. Oyuncu sendikası kuruldu şimdi... Ama sadece oyuncuların çabasıyla olacak şey değil. Bütünüyle sektörün oturup karar vermesi, kanun çıkması lazım.
İNSANLIĞA DÖNMEK İSTİYORUZ ARTIK
* İki yılın sonunda "Gönülçelen" bitiyor. Neler söyleyeceksiniz?
- Tuba Büyüküstün: Evet, bitiyor. Final bölümünü çektik zaten.
* Yeni sezon için ufukta yeni projeler göründü mü?
- Tuba Büyüküsütün: Yok, ben biraz ara vermek istiyorum. "Çemberimde Gül Oya"dan beri neredeyse hiç durmadan çalışıyorum. Biraz kendime gelmem lazım.
Dizi işine girdiğinizde, o dizi tutarsa iki sene aralıksız aynı rolde, hiç mola almadan çalışmak durumundasınız. Ama sinema filmi olursa, o başka...
- Onur Saylak: Çok teklif geliyor ama hayat denen bir şey de var, biraz yaşamak ve yeni şeyler yapmak lazım. Dizi temposu o kadar ağır ki, bir diziye başladığınızda iki yıl yaşamamayı göze alacaksınız! Ben kendi adıma biraz insanlığa dönmek istiyorum! O yüzden ikimiz de duracağız bir süre...
BU YAZ KENDİMİZE ZAMAN AYIRACAĞIZ
* Uzun süre aynı karakteri oynamak, sosyal hayatınızı etkiliyor mu?
- Tuba Büyüküstün: Hayır... Sete geldiğim anda Hasret'in ya da Asi'nin mimikleri oturur yüzüme. Onlar benden başkadır. Bazen kendim de şaşırıyorum hatta, nereden çıkıyor bunlar diye!
* Kendinizi televizyonda izlemeyi seviyor musunuz?
- Tuba Büyüküstün: Ne yapmışım, ne etmişim diye izliyorum. Daha iyi olabilmesi için, insanın kendini izlemesi gerek...
* Yaz için planlarınız neler?
- Onur Saylak: Tatil yapacağız ve dediğim gibi kendimize biraz zaman ayıracağız.
ARKADAŞLIĞIMIZ NASIL AŞKA DÖNÜŞTÜ ANLAMADIK
* Bunca yıllık dostluk nasıl aşka dönüştü?
- Tuba Büyüküstün: Valla biz de anlamadık...
- Onur Saylak: Ama sonuca bakmak lazım; her şey çok güzel gidiyor.
* Yakın arkadaştan, daha mı iyi sevgili oluyor?
- Tuba Büyüküstün: Evet, kesinlikle öyle oluyor. Bizim arkadaşlığımız aşka dönüştü ve ilişkimiz çok güzel gidiyor.
Onlar "Gönülçelen" dizisinin başrol oyuncularıydı... Set arkadaşlıkları aşka dönüştü, şimdi çok iyi anlaşan iki sevgili olarak karşımızdalar. Set yorgunluğunu atmak ve hayatın tadını çıkarmak için bir süre dizi piyasasından uzak kalmaya karar veren Tuba Büyüküstün ile Onur Saylak, planlarını, Monte Carlo Televizyon Festivali'nde yaşadıklarını ve özel hayatlarını anlattılar.
* Tuba Hanım, "Asi" dizisiyle yurtdışına açıldınız, geçtiğimiz günlerde de Monte Carlo Televizyon Festivali ödül törenindeydiniz. Nasıl bir histi o salonda olmak?
- Tuba Büyüküstün: Monte Carlo çok ilginçti... "Asi", tüm dünyanın yıllardır izlediği "Cesur ve Güzel"le aynı kategoride yarıştı. Biz burada 90 dakikalık dizi çekiyoruz. Haliyle her şeyi aceleyle, koştura koştura yapıyoruz. Orada ise milyon dolarlık işler yapıyorlar. Onlarla aynı katagoride olmak çok şaşırtıcı ve gurur verici bir durum tabii...
* Onur Saylak: Bu arada ilk kez bir Türk yapımı oraya gitmiş.
Bu durum, dizi sektöründe bugüne kadar süregelen bir başarısızlığin göstergesi mi sizce?
- Tuba Büyüküstün: Nedenini az önce söyledim; yeteri kadar zaman, para ve emek harcayamıyoruz ne yazık ki!
ÜÇ GÜN UYUMADAN ÇALIŞTIĞIM OLDU
* Orada neler yaşadınız?
- Onur Saylak: Tam festival alanıydı. Bütün ekipler birbirleriyle kaynaştı. Biz masamızı İngiliz haber ekibiyle paylaştık mesela...
- Tuba Büyüküstün: Dizi konusunu sordular bize... Hatta bir ara Antakya hakkında konuşmaya başladık. Gurur verici tabii...
- Onur Saylak: Türkiye'de televizyon ve sinema için yapılan işler için yerel düşünülüyor. Yaptığımız işi Türk halkı beğendi, tamam! Bu yüzden de neyi, nasıl, ne için yaptığımızı irdelemiyoruz. Her şey hızla olup bitiyor, yeter ki reyting alsın. Orada şartlarımızı anlattık, insanlar inanamadılar. Dalga geçtiğimizi sandılar.
- Tuba Büyüküstün: Ben üç gün hiç uyumadan çalıştığımı bilirim. Bu noktada, o oyuncudan ne kadar iyi performans bekleyebilirsin ki... Kameraman, yönetmen için de aynı şey geçerli. Sonuçta organlar bile olması gerektiği gibi çalışmıyor. Orada birinin konuşmasına şahit oldum, bölüm başına 34 milyon dolarlardan bahsediyordu. ınanılır gibi değil.
- Onur Saylak: Çünkü, onlar dünyayı dolaşacak diziler yapıyorlar. Uzun vadeli düşünüyorlar.
- Tuba Büyüküstün: Bir de onlarda telif yasası oturmuş. Oyuncu da, yapımcı da, yani herkes kazanıyor. Dolayısıyla herkes daha çok çaba sarfediyor.
Siz, burada her hafta 90 dakikalık bir bölüm tamamlamak adına onlardan daha çok çabalıyorsunuz ama...
- Onur Saylak: Zamanla oturacak bu iş. Oyuncu sendikası kuruldu şimdi... Ama sadece oyuncuların çabasıyla olacak şey değil. Bütünüyle sektörün oturup karar vermesi, kanun çıkması lazım.
İNSANLIĞA DÖNMEK İSTİYORUZ ARTIK
* İki yılın sonunda "Gönülçelen" bitiyor. Neler söyleyeceksiniz?
- Tuba Büyüküstün: Evet, bitiyor. Final bölümünü çektik zaten.
* Yeni sezon için ufukta yeni projeler göründü mü?
- Tuba Büyüküsütün: Yok, ben biraz ara vermek istiyorum. "Çemberimde Gül Oya"dan beri neredeyse hiç durmadan çalışıyorum. Biraz kendime gelmem lazım.
Dizi işine girdiğinizde, o dizi tutarsa iki sene aralıksız aynı rolde, hiç mola almadan çalışmak durumundasınız. Ama sinema filmi olursa, o başka...
- Onur Saylak: Çok teklif geliyor ama hayat denen bir şey de var, biraz yaşamak ve yeni şeyler yapmak lazım. Dizi temposu o kadar ağır ki, bir diziye başladığınızda iki yıl yaşamamayı göze alacaksınız! Ben kendi adıma biraz insanlığa dönmek istiyorum! O yüzden ikimiz de duracağız bir süre...
BU YAZ KENDİMİZE ZAMAN AYIRACAĞIZ
* Uzun süre aynı karakteri oynamak, sosyal hayatınızı etkiliyor mu?
- Tuba Büyüküstün: Hayır... Sete geldiğim anda Hasret'in ya da Asi'nin mimikleri oturur yüzüme. Onlar benden başkadır. Bazen kendim de şaşırıyorum hatta, nereden çıkıyor bunlar diye!
* Kendinizi televizyonda izlemeyi seviyor musunuz?
- Tuba Büyüküstün: Ne yapmışım, ne etmişim diye izliyorum. Daha iyi olabilmesi için, insanın kendini izlemesi gerek...
* Yaz için planlarınız neler?
- Onur Saylak: Tatil yapacağız ve dediğim gibi kendimize biraz zaman ayıracağız.
ARKADAŞLIĞIMIZ NASIL AŞKA DÖNÜŞTÜ ANLAMADIK
* Bunca yıllık dostluk nasıl aşka dönüştü?
- Tuba Büyüküstün: Valla biz de anlamadık...
- Onur Saylak: Ama sonuca bakmak lazım; her şey çok güzel gidiyor.
* Yakın arkadaştan, daha mı iyi sevgili oluyor?
- Tuba Büyüküstün: Evet, kesinlikle öyle oluyor. Bizim arkadaşlığımız aşka dönüştü ve ilişkimiz çok güzel gidiyor.