ANASAYFA arrow right Kültür-Sanat

Eğitim sistemi öğrencileri soru bankalarına hapsetmiş durumda

Eğitim sistemi öğrencileri soru bankalarına hapsetmiş durumda
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 03.58
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 03.58

Gaziantepin en temel sorunu olan eğitimi aşma yönünde ve kenti salt mutfak kültürü ile kimlikleştirmenin ötesine bir kültür şehri haline getirme çabasına katkı sunma derdinde olan iki öğretmenin açtığı kitapevi Don Kişot Kitapevi ortaklarından Veysel Küçük gazetemize konuştu.

“Kitap insanı, insan dünyayı değiştirir” sloganı ile Nisan ayında açılan Don Kişot Kitapevi kısa bir sürede Gaziantepli okuyucuların beğenisini kazandı.Ece Temelkuran ve Murat Menteş’i okuyucuları ile buluşturan Don Kişot Kitapevi Gaziantepli okuyucuları tatmin edecek bir çok etkinlik yapacaklarını söyledi.

Veysel Küçük, “Yaklaşık 10 yıldır bu tarz bir kitapevi açmak istiyorduk. Çevremizdeki bütün insanların bundan haberi vardı. Biz şehrimizde bir kitapevinin eksikliğini hissediyorduk ve okuyucuların da bu tarz talepleri vardı. Bu kadar genç nüfusa sahip ve üç üniversitenin olduğu şehirde bir kitapçının olması gerektiğini düşündük. Şehrimizde bazı kitapevleri var, ancak bunlar daha çok kırtasiye gibi çalıştırılıyor. Rafları sbs, öss, kpss vb. gibi sınavlara hazırlık kitap ve dergiler ile dolu. Fotokopi makineleri ya da ders kitapları, kalem, silgi kağıt satıyorlar. Tabi bu tarz yerlerin ticari beklentileri var” dedi.
Kitabın ruhuna uygun
bir dekorasyon yaptık
“Biz bu kitapevini açarken okuyucunun haz alması gerektiği gibi yaptık” diyen Veysel Küçük, “Bizler de okuyucu olduğumuz için bunu iyi bir şekilde yaptığımızı düşünüyoruz. Kitapevini tamamen edebiyatın ruhuna uygun tasarladık. Sandalye masa koyduk ki insanlar kitapları incelerken bir yerde oturup kahve veya çaylarını içebilsinler. İnsanlar kitaplara bakarken kendilerini rahat hissetsin diye dekorasyonu ahşap yaptık. Bazı okuyucular buraya geldiğinde hayalimizdeki kitapevini açmışsınız deyip teşekkür ediyorlar.
Bazı arkadaşlarının ilk günlerde gelip, “Böyle işlek bir yere kitapçı açacağınıza kebapçı açsanız daha fazla kazanırsınız” dediğini dile getiren Küçük, “Bizler para kazanmak için açmadık burayı. Ancak giderlerini de karşılayabilmelidir. Açlışımızda bir çok dönerci, kebapçı, çiğköfteci gelip kart bıraktı bizlere “Nasıl olsa kitapçı açtınız, bir kaç aya batarsınız o yüzden bize haber verin biz burayı tutalım” dediler.
Okuyuculara yönelik
değişik projelerimiz var
“Gaziantepte belirli bir sayıda, az da olsa okuyucu kitlesi var, tamamen Gaziantepliler okumuyor diyemeyiz” diyen Veysel Küçük, “Bu tarz genellemeler insanı yanılgıya düşürür. Biz açılışımızı Ece Temelkuran ile yaptı, daha sonraki ay Murat Menteş’i getirdik. Her iki etkinliğimizde de bir çok insan geldi. Kitap alıp imzaladılar. Yazarlarla sohbet ettiler. Bizim planlamamızda yaz ayları içinde bir kaç yazar getirmekti ancak Gezi olayları olduğundan etkinliklerimizi erteledik. Her ay bir imza günü, söyleyişi yapmayı hedefliyoruz iletişim halinde olup buraya getirmeyi düşüündüğümüz bir çok yazar var: Emhar Serbest, Ahmet Ümit, Nazan Bakıroğlu, Hakan Günday, Murathan Mungan gibi yazarlar. Kendi aramızda konuşup anlaştığımız, ancak daha hayata geçirmediğimiz bir çok proje var. Mesele okuyucuların toplanıp roman söyleyişilerini yapmalarını düşünüyoruz. Herkes bu romanı okuyup şu gün şu saatte kitapevinde olsun ve herkes roman hakkındaki görüşlerini paylaşsın. Çağrımız herkese olacak ve bunu sosyal medya üzerinden yapmayı düşünüyoruz” dedi.
Politika okuyucuyu
yönlendirebiliyor
Küçük, politik olayların okuyucuları bazı kitaplara sevk ettiğini dile getirererek şöye konuştu: “Mesela buraya gelen bazı üniversite öğrencileri gezi olayları vesilesiyle daha önce pek fazla rağbet görmeyen kitapları aldılar, önceden haftada bir bile zor sattığımız kitaplar haftada 5-6’ya çıktı bu sayede bu kitapların bulunduğu raflar birazda olsun hareketlendi.”
Aileler çocukları kitaba
yönlendirmede eksik kalıyor
“Memleketimizde kitap okuma alışkanlığı olmadığı için bazı piyasaya düşmüş yeni kitaplardan haberdar olmuyorlar buna kıyasla örneğin biz burda çoçuk bölümü kitaplarımızı daha zengileştirmeye çalışıyoruz fakat yinede buna rağmen okuyucu sayımız gerçekten çok düşük. Buradaki düşüncemizde şuydu malum yaz tatlindeyiz anneler babalar çocuklarnın gelişimi için boş vakitlerini değerlendirmek isterler ve bu yüzden gerek dünya klasikleri olsun gerek türk edebiyatından değişik kitaplar getirdik ama sonuç pekte olumlu olmadı beklentilerimizi karşılamadı çocuklar kitap malesef okumuyorlar. Bu birazda aileyle ilişkili bişey anne ve babanın gündeminde hiç kitap olmayınca haliyle çocukları da öyle oluyor. Mesela anneler, babalar, abiler, ablalar çocuklarının ya da kardeşlerinin hep ders çalışmalarını isterler. Ama bunun yanı sıra çocuğu kitap alışkanlığı da aşılamak gerekli. Okusunlar diye zorlasınlar demiyoruz. Sadece amaç çocuğun elinden tutup bir kitapçıya götürüp o havayı solumalarını, daha başka o atmosferi tatmalarına, raflarda duran renkleri yazıları görmelerine yardımcı olsalar daha verimli olur. Alie rolünü oynamayınca çocuklar sokaklarda geziyor, akşama kadar internet kafeye hapsolup çağlarının karanlıklarında yaşıyorlar farkında olmadan.”
Tabletlerde okumak ile kağıt
sayfalarda okumak aynı değil
Veysel Küçük, günümüzde sosyal medyanın gerçekten çok büyük yeri olmaya başladığını, gazetelere ve daha bunun gibi olan yazılı basına ilginin azaldığını kaydederken, “İnternet haberciliğinin yanı sıra bazı edebi türdeki yazılarda büyük bir okuyucu kitlesine sahip olabiliyor. Durum öyle bir hal aldı ki artık insanlar telefonlarının o küçük ekranından bilgilere sahip olmak istiyorlar. ama bilmiyorlar ki kitap okuması farklı, o his bambaşka ne yazık ki bunu bilen de çok az kaldı. Kitaplar bizim gelecek kuşaklara aktarmamız gereken bir kültür olmalı. Ama şu durumda devam ederse tehlike yaratabilir. Örneğin okullarda bile bunun eksikliğini görüyoruz. Çocuklara kitaplar yerine tabletler verildi. Artık istedikleri bilgiye o küçük ekrandan kolayca ulaşabiliyorlar, zaten farklı gruplarda akıllı tahta bulunmakta, gereken bilgiyi oradan açıp ekrana yansıtılıyor. Kitaplara gerek dahi kalmıyor böylelikle artık çocukların çantasıda kitap bulunmayacak.
Kitap zihin
dünyasını geliştirir
“Kitap okumak bambaşka birşey bence o yazıları okurken bazen hüzülenip bazen sevinebiliyoruz ve daha farklı hislerde duyabiliyoruz işte bu zihnimizin çalışmasına büyük bir yardımcı” diyen Küçük şöyle konuştu: “Mesela bazı insanlar vücut geliştirmek için spor salonlarına giderler, çalışırlar, kas yaparlar. Bu durumu şuna benzetebiliriz, insanlar da kitap okuyarak beynini geliştirebilir. Kitabın vermiş olduğu birikim zenginliği ile çevrede gelişen olaylara yaklaşım açınız farklı olur, daha başka yönlerden bakılır ve bu insana bazı durumlarda özgüven de veren birşey. Bunlar tabi tek kitapla bağlantılı kalamaz eğitimimizle de ilgili birşey.”
Eğitim sistemi öğrencileri
soru bankalarına haps etmiş
Gençlerin beyinlerinin soru bankası gibi çalıştığını, okumanın sürekli ertelendiğini dile getiren Küçük, “Okumayı ikinci plana atma isteği oluşmuş bu da tabi ki gençlerimizin suçu değil. Kitaplar artık çok benimsenmiyor. Toplum olarak okumayı sevmiyoruz ama bunun sebebi daha önceden kazanılan bir alışkanlık olmadığı için belki de alışkanlık olsaydı çok farklı yerlerde olabilirdik” dedi. Cihan Ölmez




Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *