Neden değişmesin ve değiştirilmesin!
Efendim bu anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemezmiş, değiştirilmesi bile teklif edilemezmiş!
Neden?
Dünyada her şey değişirken bizim anayasanın ilk üç maddesini tanrı mı yazdı da değişmeyecek, değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek!
Baksanıza, bir zamanlar Ahmet Kaya için yönettiği gazetede, “Vay Şerefsiz!” diye çok büyük vebal ve insanlık suçu taşıyan başlığı atan Ertuğrul Özkök bile, Paris’teki Pere Lachaise Mezarlığı’ndaki Ahmet Kaya’nın mezarının başına gidip helallik isteyecek kadar değişmişken, anayasanın üç maddesinin esamesi mi okunur?
***
Seçimden birkaç gün önce ünlü sanatçı Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya buradaydı.
Akın Birdal’a destek vermek için geldiği Gaziantep’te iki kız kardeşiyle birlikte gazetemize geldi. Bir süre Türkiye’nin siyasetini konuştuk.
Çekilen onca acıya ve haksızlığa rağmen, vakur ve asil duruşundan hiçbir şey kaybetmeden ülkesinin demokrasi mücadelesine katkı sunmaya devam ediyor Gülten Kaya.
***
Dün Hürriyet Gazetesi’nin Pazar ekinde eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün, Paris’te Pere Lachaise Mezarlığı’ndaki Ahmet Kaya’nın mezarı başında çekilmiş fotoğrafı ve yazısı vardı.
Doğrusunu söylemek gerekirse, onu o mezarın başında görmek içimi sızlattı..
Bir program nedeniyle gittiği Paris’teki mezarlıkta takım elbise giyip, eline çiçek alarak Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret ettiğini ve helallik istediğini yazıyordu.
Ertuğrul Özkök, bir dönem Türkiye’nin en güçlü gazetesinin genel yayın yönetmeni olarak etkin bir güçtü ve tam da o dönemde, Ahmet Kaya için “Vay Şerefsiz!” diye manşet atmış ve ünlü sanatçıya ülkesini dar etmişti.
***
Eşi Gülten Kaya o manşetten sonraki kabus günlerini, “O manşetten sonra bizim hayatımız bitti” diye anlatıyordu.
“O başlıktan sonra inanılmaz şeyler oldu bizim hayatımızda. Sokağa çıkamaz olduk. Açıkçası çok konuşmadık böyle şeyleri. Yüzüne yerleşen ifadeyi unutmuyorum ben. Hayatım boyunca da unutmayacağım. Çok kısa mesafeler arasında olan evimizle ofisimiz arasında gidip gelememeye başladı Ahmet. Sokaktaki insanlar gazeteler bir şey yazınca onu tartışmasız doğru kabul ediyorlar.”
Evet, böyle büyük bir vebalin sahibi Ertuğrul Özkök, şimdi bilmeyerek yaptığını söylediği bu kötülüğün üzerindeki yükünü hafifletmeye çalışıyor.
Hedef gösterilmesine, ülkeyi terk etmesine ve ülkesinden yüzlerce kilometre uzakta yaşamını yitirmesine neden olan birinin bu helalleşme çabası Ahmet Kaya’nın ezilen, incinen ruhunda ve tanrı katında bir karşılık bulur mu bilemem.
Ancak Türkiye’de birçok şey süratle değişiyor ve değişmeye devam edecek.
***
Yeni meclis, 30 yıl aradan sonra darbe anayasasını değiştirmeye soyunacak.
Yeni ve sivil bir anayasa yapılacak. Bu demokrasi açısından son derece önemli bir adım.
Ancak, malum kesimler daha şimdiden “Anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilmesini kabul edemeyiz” diye bayrağı açmış durumda.
Yani bu ilk üç madde neden değiştirilmesin, değiştirilemesin ki?
Neden yeni bir anayasa yapılıyor?
Çünkü toplumun daha demokratik, daha özgür bir ülkede yaşama talebi var.
Demokrasinin önündeki engellerin kalkması, hukukun üstünlüğün esas alınması isteniyor.
Yapılacak anayasa; dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin anayasası olacak.
O zaman yeni anayasa hazırlanırken, ülkenin tüm unsurlarının hassasiyetinin göz önüne alınması ve darbe anayasasında onları rahatsız eden unsurlara yeni anayasada yer verilmemesinden daha normal ne olabilir.
***
Bu ülkede artık daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlükten korkmamak gerekiyor.
Dünya değişiyor, dünyadaki her şey değişiyor, neden anayasanın ilk üç maddesi değişmeyecekmiş!
O Anayasayı yaptıran darbecileri bugün hakim karşısına çıkarmıyor muyuz?
Onların yaptırdığı anayasanın bazı maddelerine niye dokunamıyoruz?
Bakın Ertuğrul Özkök bile değişmiş!