“Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” iddiası bir safsatadır
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, son derece üzgün ve mahcup bir eda ile yaptı açıklamayı. "Maalesef Reyhanlı'daki bu patlamayı meydana getiren, vatandaşlarımızın hayatına kast edenlerin hepsi bizim vatandaşımız, Suriyeli değil."
Böylece, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” iddiasının da bir safsata olduğu, bizzat devlet erki tarafından dile getirilmiş oldu.
***
Güya Başbakan çok tepki göstermişti, hatta üstünü çizmişti.AKP’nin yönetici kadroları onun adına özür bile dilemişti. Ancak, Kamer Genç’e ettiği galiz küfürlerle meclis çatısı altına yakışmayan Zeyid Aslan, partinin Disiplin Kurulu’nda “beraat” ettirildi.
Böylece AKP, “terbiye” kalitesini tescil etti.
***
İki günden beri yer yerinde oynuyor adeta.Vatan ve Milliyet Gazeteleri’nin sahibi Enver Demirören, Rum asıllı Arşimidis’i öldürmek ve servetine konmakla suçlanıyor.
Boşa dememişler, “Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz” diye….
Neyse ki bir ilahi adalet var!
Bazen küçücük menfaati için memleketi bile satar.
Nitekim, Reyhanlı’da resmi açıklamalara göre 51, iddialara göre 150’den fazla insanın hayatına malolan patlamayı yapanların tamamının Türk olması çok fazla garipsenecek bir durum değil.Ellerine geçecek 2-3 kuruş para için gözlerini kırpmadan patlatmışlar bombaları.
Suriyeli muhalifler aptal mı, maşa dururken ellerini yaksınlar?
Bu memlekette iki kuruş için bomba patlatacak, cinayet işleyecek o kadar çok adam var ki!
Son yıllarda ne kadarsilahlı suç örgütü var meydanda görmüyor musunuz?
Bunlar düşmana karşı mı kuruluyor?
Kendi ülkesinde, kendi vatandaşının namusuna, canına, malına kastetmek için organize oluyorlar.
***
Ayrıca, Reyhanlı’daki patlamanın failleri olarak ele geçirilenlerin tamamının Türk vatandaşıolmasının AKP açısından teselli edici bir yanı yoktur.
Şöyle veya böyle, Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesine denk getirilen patlama, AKP ve işbirliği içinde olup, her bakımdan desteklediği Suriyeli muhalifleri zan altında bırakmıştır.
Devlet; sınırını korumamış, koruyamamış, onlarca insanının yaşam hakkının elinden alınması karşısında aciz ve seyirci kalmıştır, güven kaybetmiştir.
***
Aslında ağzını bozma alışkanlığının başı Başbakan Erdoğan.Buna sık sık tanık oluyoruz. Hatta önceki gün galiba CHP genel başkanıyla iligili bir soruya, “Ona gereken cevabı verebilecek altyapımız da var, ama” gibisinden bir yanıt verdi.
Ancak, çok öfkelenip, sinirlerini kontrol edemediğinde o alt yapıyı kullanmaktan sakınmıyor.
CHP Milletvekili Kamer Genç’in Fatma Şahin’e yönelik eleştirisi üzerine, başta kadın bakanımız olmak üzere, AKP’li vekillerin etmediği hakaret ve küfür kalmadı.
Hatta içlerinden biri, seviyesini o kadar düşürdü ki normal bir insanın hicap ve hayadan yüzünün kızarıp, insan içine çıkamayacağı küfürler etti Kamer Genç’e.
AKP Disiplin Kurulu dün o adam hakkında bir işlem yapılmasına gerek olmadığına karar verdi ve son derece yanlış bir yol açtı. Meclis çatısı altında seviyenin ve kalitenin düşmesine onay ve yol verdi.
****
Aslında Ahmet Altan ayrıldıktan sonra biz de Taraf okurluğundan ayrıldık.
Ama orada hala işini iyi yapan, ortaya attıkları her olayın arkasında bilgi ve belgelerle duran genç insanlar var.
Taraf, iki günden beri Türkiye’yi Mehmet Baransu’nun manşetiyle sallıyor.
Baransu’nun Genelkurmay’ın belgesine dayandırdığı habere göre; Demirören Şirketler Gurubu’nun ve de Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören, Rum asıllı bir vatandaşın sahibi olduğu Arşimidis şirketinin ele geçirilmesinde ve bir tuğla fabrikatörünün ölümünde parmağı olmakla suçlanıyor. İki şirketin sahiplerinin öldürülmesinin ardından Demirören adamların mal varlıklarına el koymuş.
***
Nedense bu durum da pek yabancı gelmedi bana… Ermeniler’in bu topraklardan sürülmesinin, 6-7 Eylül olaylarının temelinde de yatan aynı zihniyet değil mi zaten?
Ama neyse ki bir ilahi adalet var da bizler de keser döner sap döner gün gelir hesap döner durumlarını yaşabiliyoruz.