Önce bilgi sahibi olmak gerek…
CHP, Gaziantep’in sahip olduğu tarihi mirasın tanıtımının gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında yeterince yapılamadığından dolayı turizm pastasından hak ettiği payı alamadığı için TBMM’ne Bakan Ömer Çelik’in cevaplandırması için soru önergesi vermiş.
Önerge sahibi biraz araştırsaydı, Gaziantep’in önemli bir turizm merkezi haline gelmesinin tarihçesinin ancak 10 yıl olduğunu, bu kazanımında AK Partili yerel yönetimlerin başarısı olduğunu görür, rakibin değirmenine su taşımazdı.
Gaziantep’e ilk turist grupları 2000’li yılların başında gelmeye başladılar.
Pek yoğun olmamakla birlikte gözde kültür tatili rotası Mardin idi.
Zeugma’daki kazı çalışmaları The New York Times tarafından II. Pompei olarak lanse edilince Gaziantep tarihinde ilk kez 2 bin yılının yaz ve sonbaharında inanılmaz bir turist patlaması yaşadı.
Kebapçılar, lokantalar ve oteller ilk kez seyahat acentaları ile muhatap olup ‘grup fiyatı’ verme tecrübesi yaşadılar.
Bundan 15 sene önce birisi kalkıp ‘Gaziantep bir turizm kenti olacaktır’ deseydi, aklından şüphe edilirdi. Ama bugün gelinen nokta hayallerin bile ötesinde oldu.
Dünyanın en büyük mozaik müzesi Zeugma’nın yapılması, yeni otellerin devreye girmesi, çeşitli müzelerin açılması, tarihi anıt, çarşı ve binaların restore edilerek kültürümüze sahip çıkılması Gaziantep’i marka kent yapan etkenler oldu.
Şimdi gelelim turizm potansiyelimizin yeteri kadar tanıtılmadığı iddiasına…
Önce bu potansiyelin yaratıcısı yerel yönetimlerin hakkını vermek lazım. Onların sayesinde oldu her şey.
Zeugma 2 bin senedir orada duruyordu. Diğer iktidarların elini kolunu tutan mı oldu?
İyi veya gerektiği gibi tanıtılmadığı iddiası da doğru değil.
Zeugma’yı, Gaziantep’i ve mutfağımızı dünyaya tanıtan ünlü gazeteci Steven Kinzer’dir.
Dünyanın en ünlü 10 gazetecisinden biri olan Stephen Kinzer, son olarak geçen sene Mayıs ayında yine gazetemizin davetlisi olarak Gaziantep’teydi. Dr. Asım Güzelbey bizzat kendisi müzeyi gezdirdi. Kinzer, her gün milyonlara hitabeden olanaklara sahip ve sık sık da Gaziantep’i sütünuna konuk eden bir kahramanımız.
Yine geçen sene Çin’in en ünlü gazetecilerinden biri olan Albert Yuan gelmişti. Çin’de 8 ayrı merkezde basılan ve Çinliler’in en çok okuduğu dergiye bizi kapak yapmıştı. 120 sayfalık derginin 34 sayfası bize ayrılmıştı. Çinliler ilk kez yazılı medyalarında Gaziantep ve Türkiye ile tanıştılar.
Gaziantep’e geçen sene gelen Çinli turist belki terör nedeniyle yoktu, ama bundan sonra çok sayıda Çinli turist ağırlayacağımızdan eminim.
Asıl büyük bomba Karkamış ile geliyor.
Karkamış, ‘Antik Dünya’nın halihazırda en önemli merkezi. Mayınlardan arındırıldı, arkeolojk kazılar yapılıyor.
Buradaki buluntuların antik dünya tarihini değiştireceği, bilinmeyen sırların meydana çıkacağı tahmin ediliyor. Hatta geçen sene çok merak edilen kayıp bir bilgiye ulaşılmıştı. Hitit uzmanı bir İngiliz profesör Antep’e gelerek bulunan ‘Stel’i okumuş ve ulaşılan bilgiler arkeoloji dünyasının gözlerinin Karkamış’a çevrilmesine neden olmuştu.
İşte, birçok bilim adamına göre Zeugma’dan çok daha önemli bir merkez olan Karkamış’a Şahinbey Belediyesi sponsor oluyor. Böylece kazılar daha da hızlanacak.
Geçen yıl Gaziantep’e bir milyon turist geldiği varsayılıyor. Ancak bunun önemli kısmı günübirlik turist, kayıt altına alınmaları zor. Geceleyen turist sayısının ise 150 bine yaklaştığını biliyorum. Bu da son derece önemli bir rakam.
Bence, asıl yapılması gereken, turizmden nemalanan esnafın ve sektörün daha iyi bilgilendirilerek, eğitilerek vizyonlarının genişletilmesi.
Hep almaya, hep kazanmaya alıştıkları için nerede ve nasıl fedakarlık yapacaklarını bilmiyorlar. Daha doğrusu işlerine gelmiyor!
Dünyanın her yerinde, sektörden kazananlar oluşturulan tanıtım fonuna katkıda bulunurlar. Ama bizde öyle değil! Başkaları yatırım yapsın, biz hep kazanalım kafa yapısındalar. Herşey Allah’tan oldu zannediyorlar. Bol bol turist geliyor, alış veriş yapıyor, yiyip içiyor, bunların hepsi Allah’tan ve Allah onları diğer kullarına göre daha çok sevdiği için oluyor!
Sektörün açık ara en çok kazanan yeme içme duayeni bile tanıtım için elini cebine atıp da katkıda bulunamıyor. Hep başkaları kendilerine hizmet etsin istiyor.
Tanıtımın sağlıklı olabilmesi için önce eğitim lazım, ama bunu kim nasıl yapacak, çok zor!
Gelelim şu baklava meselesine…
CHP de, Dr. Güzelbey de aynı fikirde buluşuyorlar:
“Gaziantep hâlâ baklavası, Antepfıstığı ve yemek kültürü ile anılıyor, bunu değiştirmeliyiz!”
İşte bu mantığa diyebilecek bir sözüm yok! Daha birkaç gün önce İstanbul’da bir toplantıya katılan dünyanın bir numaralı gastronomu, Los Angeles Times ve birçok kitabın yazarı Charles Perry, “Dünyanın her yerinde Gaziantep’i anlatıyorum. Gidin baklavayı orada yiyin ve Gaziantep gibi muhteşem bir kenti ziyaret edin” diyor.
Görüyor musunuz, Gaziantep’i dünyada kimler, hergün medyada görünme imkanı olan ne kadar önemli insanlar, Antep dostları tanıtıyor?
Ama siyasetçilerin kafası bu işe maalesef basmıyor! Yemek kültürünü küçümsüyorlar.
Ama lütfen artık anlayın, Gaziantep’e, bu kadar uzun yola gelecekler için kültürel varlıklarımızı gezmenin yanında yemek kültürümüzü de tanıtıp, damaklarında güzel tadlar bırakmanın zararı mı var?
Bunlar birbirini tamamlayan unsurlar. Buraya gelmeyi planlayanlar, “Gaziantep’e gidelim, hem Zeugma Müzesi’ni gezeriz, hem baklava yeriz, hem de ünlü çarşılarından biraz alış veriş yaparız” diye geliyorlar.
Ama bu baklava edebiyatı hiç biteceğe benzemiyor!
Ah, bir bilseler ki, çıkarın baklavayı Antep’ten, bakın geriye ne kalıyor?