“Güce aç islamcı” ile başımız dertte
Türkiye şu anda tüm dünyanın gözünde “Suriye”nin konumuna geldi.
Daha düne kadar, Beşar Esad’a “Halkına antidemokratik davranma, antidemokratik uygulamaları reva görme” diye seslenen dünya, bugün aynı çağrıyı Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yapıyor.
Tayyip Erdoğan ise, tıpkı Esad gibi, halkıyla inatlaşmaya, ülkeyi germeye, halkının üzerine polis göndermeye devam ediyor.
İçişleri Bakanı’na “Bu işi 24 saat içinde bitirin” diye talimat veriyor.
Ama, ne yazık ki artık bunun bitmesinin imkanı ihtimali yok.
Mesele artık yalnızca Gezi Parkı ve Gezi Parkı’ndaki eylem değil ki!
Mesele kendisi!
Önceki gün, arkadaşım eline ulaşan bir raporu okumaya başladı.
Alman siyasetçi, gazeteci-yazar Maximilian Popp, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı ile ilgili geniş çaplı bir rapor hazırlamış.Bu rapor da geçtiğimiz günlerde The Washington Post Gazetesi’nde yayınlanmış.
Popp’un raporundaki en çarpıcı kısım, “ABD’nin, NATO müttefiki Türkiye ile ilgili olarak artık endişe duymaya başladığı” şeklindeki saptama olsa gerek.
Büyükelçiliğin Beyaz Saray’a gönderdiği gayri resmi raporlarda, “Başbakan Erdoğan’ın çevresinin, güce aç, yozlaşmış islami çevreler ve rüşvetçi, beceriksiz bakanlarla çevrili olduğundan” söz eden rapor, özet olarak, Tayyip Erdoğan hükümetinin ABD’nin gözünden düştüğünevurgu yapıyor
***
Erdoğan’ın kendisini, “Soylulara karşı halkı koruyan lider olarak tanrı tarafından seçildiğine inandığı” belirtilen raporda, “Çevresinde, demir bir halka gibi saran dalkavuklar halkı aşağılayıcı, hor gören, kibirli danışmanlar var”tespiti yapılıyor.
Erdoğan’ın çevresindeki hiç kimseye güvenmediği de belirtilirken, biraz daha ileri gidilerek, "Tayyip believes in God ... but doesn't trust him/Tayyip Allah'a inanıyor ... ama ona da güvenmiyor"deniliyor.
Ayrıca, ABD kaynaklarının sekiz İsviçre bankasında hesabı olduğundan, ancak Erdoğan ve AKP çevrelerinin bunu ısrarla reddettiğinden bahisle, “Servetinin kaynağının oğlunun düğününde getirilen takılar olduğunu söylemişti. Ancak Erdoğan’ın asıl zenginliğinin petrol rafinerisi özelleştirmesiyle başladığı” açıklanıyor.
***
Maximilian Popp’un hazırladığı raporda, ikinci büyük tehlike olarak sunulan kişi ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.
“Davutoğlu'nun kibir ve neo-Osmanlı vizyonu ABD’de endişe nedenidir” denilirken, “Onun tezi; Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu’da Osmanlı kontrolünü ve etkisini yeniden tesis etmek” denildikten sonra,Eski Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün ‘O son derece tehlikeli’yorumu yaptığına dikkat çekiliyor.
Raporda, Başbakan Erdoğan’ın gücünü kaybetme korkusu ile “Kabadayılık” yaptığından ve “Kuru sıkı atma” alışkanlığındanbile bahsedildiğine göre başka ne ayrıntılar olduğunu varın siz tahmin edin.
Arkadaşım raporun önemli kısımlarını aceleyle tercüme ettikten sonra, “Galiba Tayyip’in sonu yaklaşıyor” dedi.
***
Başbakan Erdoğan’ın gidişatından tek rahatsız olan ABD değil kuşkusuz.Avrupa Birliği Parlamentosu da Tayyip Erdoğan’ın tutumu ve Türkiye’de yaşanan geniş çaplı halk hareketini değerlendiren bir toplantı yaptı.
AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda’nın, "Başbakan'ın derin devlet yapılarıyla mücadelesinin takdir edilmesi gerekiyor. Ama gösterilerde hem üniformalı polisler hem de sivil polisleri görüyoruz.Demek derin devlet hala burada ve derin devleti kendi kullanıyor. Bu kadar çok gazeteci hapisteyse, bunun demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Erdoğan Arap dünyası için rol-model olmak istiyorsa, değişmek zorundadır. Bu haliyle, Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok"şeklindeki konuşması durumun vehametini göstermesi açısından önemli.
***
Avrupa Birleşik Sol - Kuzey Yeşil Sol Konfederal Grubu'ndan Paul Murphy ise eylemcilere “Devam edin” çağrısı yaparken, konuşmasını türkçe olarak, “Tayyip istifa” diye noktalıyor.
Dün internette izledik.İspanya’da bir televizyon kanalında Türkiye’de yaşanan olaylar anlatıldıktan sonra, spiker bozuk bir Türkçe ile konuşmaya başlayıp, AKP iktidarına göstericilere yönelik eylemlere son vermesi çağrısında bulunuyor.
***
Halkının ve dünyanın sesine kulak tıkayan bu “Güce aç islamcı” belli ki hırsına ve halkına yenilecek…