Yüzde 50’nin temsilcileri bunlar!...

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

AKP, herşeyi laçkalaştırdı, ciddiyetini bozdu, usul, erkan, adap bırakmadı.

En baştaki, “devlet adamı” üslubunu kullanıp, devlet adamı gibi  davranmayınca, arkasında duran cemaatinin zaten altyapısı boş, onlar da işin tadını kaçırmaya başladı.

Mecliste kendi verdikleri yasa maddesine muhalefet “evet” oyu verdi diye reddetmek dünyanın neresinde görülmüş?

Böyle bir maskaralık, gayri ciddilik  olur mu?

Meslis çatısı altında aynı kepazeliği daha önce de sergilediler.

Bu adamlar güya Türkiye’yi temsil ediyor öyle mi?

Başbakan Erdoğan’ın tek tesellisi ve güvencesi olan yüzde 50, kimlere oy verdiğini bir anlasa!

 

AKP ne yazık ki, halkın verdiği vizeyi çok hoyratça, savurganca ve de saygısızca kullanıyor.

Meclis çatısı altında bu kadar ciddiyetsizlik, bu kadar sorumsuzluk ilk kez yaşanıyor.

Ne görüşülen yasadan haberleri var, ne o yasa teklifini kimin verdiğinden, ne de o yasanın bu ülkeye ne getirip, ne götüreceğinden.

Çoğunluğu “tın tın!”

Çoğunluğu Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzü suyu hürmetine seçilip, milletvekili olmuş cinsten.

Ne okudukları, ne ilgilendikleri, ne de bilgilendikleri var.

Zaten yasa metnini ellerine alıp okusalar büyük çoğunluğunun hiçbir şey anlamayacağından emin olun!

                                                              ***

 Torba yasa” diye bir ucube icat ettiler, akıllarına ne gelirse  içine atıp, oy çokluğu ve el çabukluğu ile geçiriyorlar meclisten.

Muhalefet “evet” mi dedi, AKP’liler “hayır” diyor. Muhalefet “Hayır” mı dedi, AKP’liler “Evet” diyor.

Yasama organında bu kadar ciddiyetsizlik ve bilinçsizlik sözkonusu iken, çıkan yasadan bu ülkeye ne hayır bekleyeceğiz?

                                                               ***

Bunların çoğunluğunun okur-yazar cahil olduğunun en somut örneklerinden biri de Çankırı Milletvekili İdris Şahin işte.  Gezi direnişcilerine yapılan “palalı” saldırının “Esnafın hukuk çerçevesinde eylemi olarak algılanması gerektiğini” savunuyor.

Hukuk çerçevesinde bir palalı eylem!

Hukuk hukuk, pala da pala olalı böyle bir cehalete ortak olmadı.

Şahin, “Özellikle de şu son günlerdeki yargıya intikal etmiş bir konuyla alakalı, oradaki esnafın içinde bulunduğu haleti ve ruhiyeyi (haleti ruhiye demek istiyor)en iyi anlaması gerekenler sizlersiniz” diyor.

Adamın sözlerinden baştan aşağı cehalet ve kültürsüzlük akıyor.

Bunun kendine çok benzeyen bir de adaşı vardı hatırlarsanız,  aylarca bu talihsiz ülkeye içişleri bakanlığı yaptı.

                                                               ***

Şimdi hepimiz, (yani AKP’ye oy vermeyen yüzde 50’yi kastediyorum), “Bu adam padişah olmak istiyor, kral olmak istiyor” diye hop oturup hop kalkıyoruz. Recep Tayyip Erdoğan, “tek adam” olmaya kalkıştığı için eleştirip, endişe duyuyoruz.

Belli ki, adam çevresindeki milletvekillerine bakıyor, görüyor ki durum bir felaket. Çoğunluğunun elle tutulur yanı yok. Adam yokluğunda ellerinden tutup sokmuş meclise..

Başbakan, “Seçmen zaten bu adamlara değil bana oy verdi. Dolasıyla zaten ben tek adam sayılırım. Halkın yüzde 50’sinin oyunu tek başıma aldığıma göre de, ben haydi haydi ‘padişah’ olabilirim” diye düşünüyor  herhalde.

                                                               ***

Başbakan Erdoğan, “demokrasi”yi sadece ve sadece “sandık” olarak görüyor.

Çünkü sandığa gidip AKP’yi tercih edenler de onların meclise gönderdikleri de gırtlağından kendisine bağlı. Onları istediği gibi yönetip, istediği yalanı yutturup, istediği gibi yönlendiriyor.

Bu yüzden meydanlara inen, “gerçek demokrasi” talep eden insanları ve yaptıklarını anlamakta zorlanıyor.

Çevresinde, “kalabalığa pala sallayan adamı hukuk çerçevesine sığdıran” ve “mecliste kendi kanun tekliflerine ret oyu veren cinsten adamlar” var.

Başbakan ülkenin diğer insanlarının da bunlar gibi olduğunu zannediyor ve o yüzden yanılıyor.

 

 

 

 

Yüzde 50’nin temsilcileri bunlar!...