Tanrı gülümsermiş…
Gaziantep’in önceki gün TİM tarafından açıklanan Eylül ayı ihracat rakamlarını incelerken takıldığım nokta Irak’a yapılan ihracat oldu. Birkaç seneden beri Gaziantep’in ihracatı istikrarlı bir şekilde artıyor. Bir önceki yılın aynı ayına göre yapılan yüzdelik kıyaslamalarla değerlendirilen ihracat rakamları hep Türkiye’nin genel ihracatının iki misli olurdu. Ama Eylül ayında Gaziantep’in ihracatı yüzde 8,4 artarken Türkiye’nin artış yüzdesi 11,1 oldu. Irak, Gaziantep’in bir numaralı ticaret partneri. Önceki seneler ihracatımızın hep yüzde 35-40’ını bu ülkeye yapardık. Son zamanlarda bu tılsım bozuldu. Eylül ayında Irak’a gerçekleştirilen ihracat tutarı 128 milyon 339 bin dolar. İhracatımız içindeki yüzdesi de 23! Dokuz aylık Irak performansımız ise 1 milyar 184 milyon 157 bin dolar. İhracatımızın içindeki yüzdesi de 25! Ortadoğu’daki pazarımız Suudi Arabistan’a da ihracatımız aynı şekilde istikrarsız! İşin içine siyaset girmese, Gaziantepli ihracatçılar Ortadoğu pazarını tarumar edecek! Bu kadar huzursuzluğa ve komşularla ülke bazında iyi olmayan ilişkilere rağmen yine de bu rakamlar büyük başarı. Anlayamadığım bir başka nokta ise ihracatımızla, ithalatımız arasındaki dengesizlik! Gaziantep’in 8 aylık ihracat toplamı 4 milyar 191 milyon 902 bin dolar. İthalatı ise 4 milyar 712 milyon 963 bin dolar. (Eylül ayı ithalat rakamı henüz açıklanmadığı için ilk 8 ayı baz aldım.) Önceki senelerde ithalat rakamı hep ihracatın altında kalırdı, artık önüne geçmeye başladı! Aylık ithalatımız ortalama 550 milyon dolar bandında seyrederken, Mayıs ayı ithalatı 800 milyon 802 bin dolar, Haziran ayı ithalatı da 654 milyon 565 bin dolar olunca araştırmak icabetti. (Ayrı bir yazı konusu!) Yatırım malları dışında asıl rakamı hammadde ithalatı oluşturuyor. Rakamların ifadesi, son zamanlarda iç pazara daha fazla ağırlık verdiğimizi gösteriyor. Böylesinin daha karlı olduğu anlaşılıyor. Cari açık sorununun teskin edici ilacı yabancı yatırım neden gelmiyor sorusuna yanıt arayan ABFT’nin hazırladığı ‘Türkiye’deki yatırım iklimi’ raporunu okuyunca epey güldüm! Amerikan Şirketler Derneği’nin (ABTF) görüşlerinden birisi şu: “Vergilerin yüksekliği ve haksız dağılımı büyük bir sorun. Vergisini dürüstçe ödeyenler, yüksek vergi cezası gibi uygulamalara tabi olurken, neredeyse pazarın yüzde 50’si kayıt dışı ekonomi nedeniyle çok büyük haksız kazanç elde ediliyor.” Elin adamı bizi, bizden iyi biliyor! Neden güldüğüme gelince, ABTF ölçümlemeyi hangi verilere göre yaptığını bilmiyorum. Ama Antep’e gelip yapsalardı, mazallah yüzde 80 veya daha fazla olduğunu anlar, arkalarına bakmadan kaçarlardı, herhalde!.. Bilenler hatırlayacakladır, 1980’lerde telefon Türkiye’nin önemli bir sorunuydu, özellikle de İstanbul’da. Ahizeyi kaldırıp numarayı çevirmek için dakikalarca çevir sesini beklerdiniz. Çevirince de karşı meşgul çıkarsa, ki öyle olurdu, tekrar bekleme süresi başlardı. Tam bir bela! O zaman bu konuda dünyanın bir numarası Alman Siemens şirketini İstanbul’a davet etmişler. Uzmanları Tahtakale’deki santral binasına götürüp inceletmişler. Sonra da adamlardan rapor istemişler. Adamlar raporu yazmazdan önce bazı sorular sormuşlar, en önemlisi, “Bu sistem hala hazırda çalışıyor mu?” Bizimkiler de, çok ağır ama çalışıyor, demişler. Almanlar hemen, “Aman kapısını kapatın, ellemeyin, çalıştığı yere çalışsın!..” demişler. Bizim sistem de, kayıt içi, kayıt dışı her neyse bir şekilde çalışıyor! Ellememek lazım! Bir bakarsınız 2023 ihracatımız planlandığı gibi 30 milyar dolar olmaz da, 50 milyar dolar olur. İnsanlar hep plan yaparlarmış, Tanrı da gülümsermiş!