Mustafa Süzer
'Marka kent' olarak kalabilmek için promosyonu her vesile ile sürdürmek lazım.
Festivaller, kent kimliğini daha iyi tanıtabilmek için mükemmel fırsattır. Tahir Tekin Öztan'ın organize ettiği yeme içme, şire festivali güzel bir başlangıç oldu. Gaziantep'i tadıyla tanıtan bu festivalin yükünü gelecekte yalnız Öztan'ın üzerinde bırakmayıp, paylaşmak yerel yönetimler için bir görev olmalıdır.
Yenilen içilen ve yaşanan yerel bazda kalırsa 'Antep'in içi kahkenin üçü' deyişinin ötesine geçmez.
Bu güzel fırsatları değerlendirmenin yolu ulusal basını davet edip, Gaziantep'in tanıtımını sürekli hale getirmek lazım. Ama bu kolay değildir, güç ve beceri ister.
Gazetelerin muhabirlerini davet edersiniz, gelirler. Ama ünlü köşe yazarlarını Antep'e getirmek hiç de kolay değildir. Bunlarla, davet etmenin ötesinde, özel dostluk ilişkilerinin olması gerekir. Nazaketle mazeret beyan edip kibarca reddederler! Ama bu yalnız bizde değil, bütün dünyada böyledir. Daveti yapan insanın kişiliği ve konumu önemlidir.
Ulusal basında kaç gündür Gaziantep bombardımanı var. Ünlü yazarlar genelde gittikleri yeri bir gün için köşelerine konuk ederler. Bu kez bakıyorum da, çoğu iki yazı kaleme alırken, üçüncü yazıyı yazanlar da var. Bunun bir nedeni de, Gaziantep'le iligili yazılanlar bayağı okunuyor.
Türkiye'nin seçkin ve saygın işadamlarının önderlerinden birisi olan Mustafa Süzer, ünlü gazetecileri ve işadamlarını kendi özel organizasyonu ile Gaziantep'e getirerek kentin tanıtımının sürekli olmasına büyük katkı sağladı. Gelenlerin bazıları ile konuştum, hepsi çok etkilenmişti. Köşelerinde de duygularını zaten dile getiriyorlar.
Unutulmamak, sürekli gündemde kalmanın Gaziantep'e büyük ekonomik yararının dışında, stratejik konumumuzun beyinlere mesaj gondermek gibi önemli bir ozelliği de vardır. Ortadoğu'nun en önemli kentinin çeşitli vasilelerle gündeme gelmesi büyüklüğümüzün hatırlatılmasını ve kalıcı olmasını sağlar.
Teşekkürler Mustafa Süzer.