Suriye batağına saplandık bile

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

 AKP iktidarı, Suriye konusunda izlediği politika ile, özellikle sınır kentlerinin başını çok ciddi anlamda sıkıntılara soktu.

Sınır kentlerinde kurulan mülteci kampları ayrı, bu kentlere yerleşen Suriyeliler ayrı bir sorun.

İngiliz The Guardian gazetesi, Türkiye’den Suriye’deki El Kaideci gruplara katılan gençlerin ailelerinin yaşadıkları dramı sayfalarına taşıdı. Habere göre yalnızca Adıyaman’dan 200 civarında genç cihatçılara katılmak üzere Suriye’ye geçmiş.

Suriye sınırında her gece kaçakçılarla asker arasında inanılmaz bir mücadele sürüyor.

Şimdi de ciddi bir sağlık sorunu gündemde.

Suriye’deki çocuklarda çocuk felcinin yaygın olarak görülmesi üzerine, sınır boyundaki tüm illerde aşı kampanyası başlatıldı.

 

Irak Başbakan Yardımcısı Hüseyin El Şehristani, Lübnanlı “El Meyadin” kanalına yaptığı açıklamalarda Suriye’deki silahlı gruplara yollanan silahların Irak halkını üzdüğünü, zira bu silahların Iraklılar’ın da öldürülmesinde kullanıldığını söylüyor. 


Irak ile Türkiye arasındaki ilişkilerden de söz eden El Şehristani, 
“Aradaki ilişkilerin gergin olmasının bir sebebi, iki ülkenin Suriye kriziyle ilgili farklı yaklaşımlarıdır. Irak, Suriye için siyasi çözüme inanıyor. Zaman aşımı bu bakış açısının doğru olduğunu da ispatladı. Halbuki Türkiye, Suriye’deki karşıt gruplara silah yolluyor” diyor.

                            ***

Amerika, “Suriye batağına saplanmayacağım” dedi ama, Başbakan Erdoğan sayesinde Türkiye olarak biz Suriye batağına gırtlağımıza kadar saplanmış durumdayız.

Urfa’da, Adıyaman’da, Antep’te, Hatay’da, Kilis’te kurulmuş olan kamplar ayrı bir sorun, bu kentlerin merkezine yerleşip, kendilerine yeni bir hayat kuran Suriyeliler ayrı.

Kentlerin, sosyal ve ekonomik dengesi alt üst edildi.

Bugün çoğu, “Savaş bitse bile burada kalacağız”ın hesabını yapıyor.

Yani Suriye’deki iç savaşın bitmesi, mülteciler açısından Türkiye’nin sorunlarının biteceği anlamını taşımıyor.

                                               ***

Suriye sınırında yaşananlara güler misiniz ağlar mısınız?

Genelkurmay her gün garip açıklamalar yapıyor.

200 atlı kaçakçı sınırı geçmek istedi.

Kaçakçılar kadınlar ve çocuklarla sınıra dayandı.

Kaçakçılar ateş açılarak püskürtüldü.

Yani anlayacağınız, hava kararır kararmaz, Suriye sınırında acayip bir tantana başlıyor.

                                               ***

Antep’ten, Urfa’dan, Adıyaman’dan Kilis’ten işsiz gençler Suriye’deki Başbakan Erdoğan ve AKP iktidarının, Esad yönetimine karşı savaşsınlar diye destekleyip, silah sağladığı cihatçılara katılmak için uzun bir zamandan beri Suriye’ye geçiyor. Aileler perişan.

Mesele, bu gençlerin beyninin yıkanıp yalnızca orada savaşmalarıyla mı kalacak?

Ailelerinin yaşam tarzına, inancına bile müdahale edip, tepki göstermeye başlayan bu gençlerin daha sonra içeride de başımıza sorun çıkarmayacağı ne malum?

                                               ***

Guardian gazetesi, Adıyaman’daki anne babaların, “Polis ve otoriteleri, cihatçıların gençleri çekme kampanyasını görmezlikten gelmekle suçladığına” yer verdiği haberinde çocukları Suriye’ye giden çok sayıda ailenin feryatlarını sayfalarına taşıdı.


                                               ***

Son zamanlarda Suriye’de çocuk felci salgını var gündemde. Hem kamplardaki Suriyeli çocuklar, hem de sınır kentlerinde yaşayan Türkiyeli çocuklar aşılanacak.

Durup durduk yerde bir sürü sorun.

                                               ***

Kentlerde yaşayan hangi Suriyeli ile konuşsanız, “Biz Esad yönetiminden çok memnunduk. Esad ülkede büyük yenilikler yaptı. Ama sizin Başbakan Amerika’nın emriyle ülkemizi karıştırıyor. Muhalifleri destekliyor ve silahlandırıyor” diyor.  

Iraklısı da, Avrupalısı da Suriyelisi de aynı şeyi söylüyor.

Yani Tayyip Erdoğan iktidarı, Suriye konusunda başımıza o kadar büyük işler açtı ve açmaya devam ediyor ki, adeta Suriye batağına saplanmış gibiyiz…

 

Suriye batağına saplandık bile