Gaziantep’te halının, kilimin geçmişi ne kadar ki!..
Meğerse halıcılık Gaziantep’in kaderiymiş!
‘Parça halı’da dünya üretiminin yüzde 40’ı Türkiye’de gerçekleştiriliyor.
Gaziantep de,Türkiye’de üretilen makine halısında yüzde 80 paya sahip.
Türkiye’nin, 2013 yılında 2 milyar 196 milyon 267 bin dolarlık halı ihracatının bir milyar 497 milyon 3 bin dolarlık kısmını Gaziantep yapmış. Yani, Türkiye’nin halı ihracatının yüzde 70’ini Gaziantep gerçekleştiriyor.Nereden baksanız, olağanüstü bir başarı. 6.5 milyar dolarlık ihracatımızın içindeki halının payı 1.5 milyar dolar, yani neredeyse yüzde 25’i…
Böyle büyük bir başarı tesadüf olabilir mi?
Halıcılığı bilenler, ‘Has Halı’yı hatırlayanlar, “Abartmaya gerek yok! Şunun şurasında en fazla 35 yıllık bir olay bu…” diyebilirler!
Ama yanılırlar! Halıyı ‘açkı’ olarak kabul edip, kilimi de işin içine katarsak bakın soluğu nerede alıyoruz?..
Milattan önce 1500 yılında, zamanımızdan 3500 yıl evvel Geç Hititler zamanında dokuma tezgahlarında kullanılan ‘loom/ağılık’ Taşlıgeçit kazılarında bulundu.
Kazı ekibinin başında bulunan Prof. Nicolo Marchetti’ye, o zaman, “Yani bizim burada 3500 yıl önce kilim mi dokunuyormuş?” diye sorunca, gülerek, “Bundan iyi kanıt mı olur! En az 3500 seneden beri bugünün Gaziantep’in de dokumacılık yapıldığını kanıtladık. Başka kanıtlarda bulduk” demişti.
Şurası kesin, dünyanın en eski, yaşayan şehirlerinden birisi olan Gaziantep’in genlerinde ‘dokumacılık’ var!
Şimdi bunun adına genel olarak ‘tekstil’ deniyor!
Eğer zaman gelip bütün insanlar ‘robot’ olmazsa, tekstil sonsuza kadar var olacaktır.
Sırası gelmişken, biraz da halının ekonomisine dokunalım.
Gaziantep’in 12 milyar dolar yatırım ve işletme kredisi kullandığı tahmin ediliyor.Bunun yüzde 15’inin halıcılık sektörü tarafından kullanıldığı yine tahminler arasında.Yüksek gibi gözüken rakamın ürkütücü olduğunu zannetmiyorum.Çünkü, üretim uzun vadeli pazarlanıyor. Yani, borcun karşılığı fazlası ile var!
Gaziantepli sanayicinin asıl derdi, istikrar ve huzur.
Hammaddeyi rekabet ettiği ülkelerden daha pahalıya alıyor, enerjiyi pahalı alıyor, işçi bulma konusunda sıkıntı çekiyor ama her şeye rağmen dert etmiyor! Yeter ki, eli rahat olsun, önünü görebilsin.
Çok mu şey istiyorlar dersiniz?
Küçük bir örnek vereyim.
Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu,Rusya’nın Rostov kentinde halı ve iplik üretiyor.Bu sene Amerika’da yatırıma hazırlanıyorlar.Şu anda orada bulunan bir ekibi inceleme yapıyor.Duvardan duvara halı üretecekler.Yatırım için gözlerine kestirdikleri Kuzey Karolina’nın eyalet valisi özel uçağını gönderiyor, “Gelin burada yatırım yapın, arsayı hibe verelim, enerjiyi indirimli verelim, dana da ne isterseniz oturup konuşalım” diyor.
Erdemoğlu, Şubat ayında Vali’nin davetlisi olarak özel uçağı ile gidip bizzat görüşüp yatırımı bağlayacak.
Ne dersiniz? Onların mı atırıma ihtiyacı var, bizim mi?
Teşviklere bakarsanız, onların ihtiyacı daha çok galiba!..
İşte ‘loomlar/ağırlıklar’
Sistem böyle çalışıyor!..
Meclis Genel Kurul Salonu’nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş.
Konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı göstermiş, fiyat istemiş.
Birinci marangoz: “500 TL olur bu iş” demiş. “200 TL malzeme, 200 TL işçilik, 100 TL de kar…”
Bürokrat ikinci marangoza dönmüş: “Siz aynı işi kaça yaparsınız?
“2 bin 500 TL.”
“Nasıl olur bu kadar fiyat farkı?”
“1000 TL bana, 1000 TL size, 500 TL’de bu marangoz arkadaşa veririz, kapıyı yapar” demiş.