Batı ile Ortadoğu arasındaki fark
Ben yıllardan beri yazıyorum: Gaziantep tipik bir Ortadoğu şehri, Türkiye’de bir Ortadoğu ülkesidir, diye.
Önceki gün Hürriyet’te Ertuğrul Özkök’ün yazısını okuyunca gülümsedim; şöyle bir cümle kullanmış:
“Demek ki Türkiye tam anlamıyla bir Ortadoğu ülkesiymiş...
Bunu bilip, kabul edeceğiz...”
Çok önemli bir yazar, bir vizyonist, gecikmeyle de olsa, bizim bir Ortadoğu ülkesi olduğumuzu kabul etmiş!
Batı ile Ortadoğu arasında ne fark var, derseniz, önünüze epey maddeli bir metin koyarlar. Benim yorumum tek madde ve tek kelime: Yalan!
Batı’da işleyebileceğiniz en büyük suç (kriminaller hariç), başınızı en büyük belaya sokacak, sizi sürüm sürüm süründürecek ve asla sicilinizden silinmeyecek hata, yalan söylemektir. Bunun affı yoktur!
Ortadoğu’da ise yalan söylemenin hiçbir mahzuru yoktur, ayıp ta değildir, suç da değildir, kötü bir şey hiç değildir! Herkesin yalan söylediği bilindiği için üzerinde durulmayan sıradan bir söylemdir!.. Hatta en inandırıcı yalanı söyleyen takdir bile edilir!
Olayları bu gözle değerlendirirseniz, teşhis koymanız kolaylaşabilir. Teşhis koyduktan sonra da, kaderciliğimizi, mütevekkil olmamızı net bir şekilde açıklayan o ünlü deyişimizi mırıldanırsanız, en azından içinize her şey oturmaz: Her işte bir hayır vardır…
modern bir kent biliyor…
Amerikan Koleji’nden sınıf arkadaşım, Sogman Sakarya çok uzun yıllardır Kanada, Toronto’da yaşıyor. Eşi de Kanadalı. 1 Nisan’da doğum günüydü; şakayla karışık doğum gününü kutlayan ileti gönderdim. Verdiği cevabı okurlarımla paylaşmak istedim. Nedeni yanıtın içinde…
“Sevgili Aykut merhabalar,
Taa Gaziantep'ten gönderdiğin değerli mesajın için teşekkürlerimi sunar, ben de sana nice mutlu ve
sağlıklı seneler dilerim...Aksam evde inan ki senin lafını ettim.. Bizim hanım internetten Gaziantep'e kadın bir belediye reisi seçildiğini okuduğunu dolayısiyle Antep'in memleketin modern şehirlerinden birisi olması gerektiğini soyledi... İnan ki ben de aynen ‘Aykut, memleketini bunca sene terk etmemişse bir kerameti vardır heralda’ dedim…”
Bu iş böyle!
Hayatında Gaziantep’i görmemiş, tanımamış bir Kanadalı, internetten okuduğu bir haber üzerine, Antep’in modern bir kent olduğunu kabul ediyor.
Zannetmeyin ki bu öngörü yalnız Kanadalılar da olsun. Dünyanın herhangi bir yerinde “Gaziantep, yerel seçimlerde belediyesini bir kadına teslim etti” haberini okursa, aynı şeyi düşünecektir.
Gaziantepliler’in doğru tercih yaptıklarını taa Kanada’dan yazıyorlar…
Bir garip CHP…
Gaziantep Büyükşehir Belediye Meclisi 53 üyeden oluşuyor.
Bunun 5’i CHP’li, 2’si MHP’li, 46 üye de AK Partili.
Demokratik açıdan pek hoş değil!
Hepsi de seçilmiş üyeler, tamam!
Ama, bir tarafın kahir ekseriyeti, belediye başkanlarını çok da memnun ettiğini zannetmiyorum. Muhalefet biraz daha güçlü olsaydı, daha huzurlu, daha demokratik olurdu , diye düşünüyorum.
Ama sohbet sırasında bu düşüncemi paylaştığım arkadaşlarım gülümsediler, “Yani, 5 değil de 15 CHP’li olsaydı, bir şeyin değişeceğini mi söylemek istiyorsun! Sakın öyle düşünme!” dediler.
Arkadaşlarım bir örnek veriyorlar…
Belediye meclisinde park içine okul yapılması için CHP’li üyenin de olumlu katkısı ile karar alınıyor.
Ertesi gün CHP’liler, parkın içine nasıl okul yapılır, diye ayaklanıyor, parkın içinde protesto yürüyüşü yapıyorlar.
İşte CHP bu diyorlar.
Nasıl Ankara’da ‘Germeyan Oğulları’ndan (!) beri görev yapan AK Partili bir belediye başkanı varsa, Gaziantep’te de CHP’nin ‘Hititler’den (!) beri mecliste bulunan bir üyesi var! Değiştirmeyi de düşünmemişler olsa gerek ki, yine seçilmiş!..