Mesele yalnızca makam değişikliği olsa neyse…

YAYINLAMA: 15 Nisan 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 15 Nisan 2014 / 20.00

Birkaç defa yazmıştım; cumhurbaşkanlığı seçimi ile tartışmalar yanlış yapılıyor, diye!..

Başbakan Erdoğan kesin aday olacak; sonrasını tartışmak gerek, demiştim.

Dün, Radikal’de Eyüp Can, “İşte son Çankaya senaryosu: Erdoğan Çankaya’ya, Gül Kongre’ye” başlığı ile yazdığı yazıda konuya ışık tuttu:

 

“…  Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimi için karşı karşıya geleceğini bekleyenler hayal kuruyor. Çünkü Erdoğan ve Gül son yaptıkları görüşmelerde Çankaya’ya kimin çıkacağı konusunda uzlaştı. Erdoğan aday olmak istiyor, Gül de Erdoğan’ın bu tercihine ‘Hakkınız’ diyerek destek veriyor. Yani Çankaya konusunda Gül ve Erdoğan arasında bir çatışma yok. AK Parti adına Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı çok kısa bir süre içinde açıklanacak. En geç mayıs başı Çankaya meselesi kamuoyuna ilan edilecek.”

 

Bu konuda zaten tereddüt yoktu. Tartışma konusu Gül’ün pozisyonu üzerineydi. Eyüp Can, o konuda da şöyle diyor:

 

Tabii bu noktada en çok merak edilen ikinci soru şu: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Çankaya’dan inince ne yapacak?Bu konuda da çok fazla senaryo üretildi…Gül’ün BM ya da NATO gibi çok uluslu bir kurumda görev alabileceğinden siyaseti tamamen bırakmak istediğine kadar çok şey söylendi. Hiçbiri doğru değil. Abdullah Gül siyasete tekrar dönmek konusunda çok kararlı. Bu düşüncesini açıkça Başbakan Erdoğan’la da paylaşmış. Kurucusu olduğu partiyi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi adına başlattıkları son zamanlarda hayli yara alan reform sürecini ortada bırakmaya hiç niyeti olmadığını açıkça söylüyor.

Bu yüzden ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra görevi yeni seçilecek kişiye devretmeye ve eylül/ekim ayında yapılacak olağanüstü parti kongresinde AK Parti Genel Başkanlığı için mücadele etmeye hazırlanıyor.”

 

İş burada bitmiyor, asıl tartışma bundan sonrası için!.. Önce Eyüp Can’ın söylediklerine bakalım:

 

Eğer Tayyip Erdoğan birinci ya da ikinci turda seçilirse hem başbakanlığı hem de parti genel başkanlığı son bulacak. Abdullah Gül milletvekili olmadığı için istese de hemen başbakan olamıyor. Zaten Gül de milletvekilliğinden önce AK Parti Genel Başkanı seçilmeyi daha çok önemsiyor. Çünkü Erdoğan’dan sonra bileğinin hakkıyla seçilerek AK Parti’nin başına geçmek ona başbakanlığın yolunu da doğal olarak açacak.

Eğer partiye hâkim olamazsa zaten halk tarafından seçilen yeni cumhurbaşkanına karşı ‘güçlü ve icracı bir başbakan’ olamayacağını kendisi de çok iyi biliyor. Bu yüzden Erdoğan bundan sonra Çankaya planları yaparken Gül AK Parti Kongresi’ne odaklanıyor.”

 

Böylece tartışma bitmiş mi oluyor?

Yok canım nerede! Asıl merak edilen aradaki 10 ay da (2014 Eylül-2015 Haziran) neler olacak?

 

Eyüp Can’ın haber kaynağı bunu da şöyle yorumluyor:

 

Başbakan Erdoğan’ın, halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olması durumunda fiili yarı başkanlık uygulamasına gitmek istediği sır değil.

İşte bu noktada Gül ve Erdoğan ayrışıyor.

Çünkü Gül, cumhurbaşkanı ilk defa halk tarafından seçiliyor olmasına rağmen parlamenter sisteme ve icracı başbakanlığa inanıyor.

Bu yüzden Erdoğan’ın, Çankaya’ya çıkarsa AK Parti’yi ‘perde arkasından’ kendisine rağmen dizayn etme projesine hiç sıcak bakmıyor.

Beklentisi herhangi bir pazarlık ya da çatışmaya girmeden Çankaya yolunu açtığı Erdoğan’ın, eğer cumhurbaşkanı olursa resmi sınırları içinde yani partisiyle hiçbir ilişkisi olmadan Çankaya’ya çıkması.”

 

Ben Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı yetkisiyle iktifa edeceğine inanmıyorum. “Bir gün devletin en başına geleceğim” ihtirası olan lider ruhlu bir siyasetçinin Çankaya’da yabancı elçileri kabul ederek, protokol yemekleri düzenleyerek sakin bir hayat sürmesi; gücü öfkeyle beslenen, krizlerden dinamizm kazanan bir Erdoğan ile çelişir!

Erdoğan, birinci veya ikinci turda seçilip Çankaya’ya yerleşince, boşalan başbakanlık makamına atama yapması gerekir. Yani, Haziran 2014 seçimlerine kadar emanetçi bir başbakan.

İşte bütün mesele burada! Emanetçi başbakanla, yarı başkanlık için gereken yasaları çıkarmak konusunda teşebbüs eder mi?

Eyüp Can’ın güvenilir kaynağına göre Gül, böyle bir tavırla karşılaşırsa, bayrak açmaya, mücadele etmeye kararlıymış. Bu da AK Parti içinde muhtemelen bölünmeye yol açabilir!

 

Yarın Gül, Erdoğan’ın ‘vatan hainleri’ diye suçlayıp, bir daha asla toplantılarına katılmayacağım dediği TÜSİAD’ın onur konuğu olarak toplantısına katılacak. Burada yapacağı konuşmada önemli mesajlar vereceğini tahmin ediyorum.

 

Demirel’in lafını unutmamak gerek, siyasette bir gün bile uzun zamandır, demişti.

Ben düşüncemi yineleyeyim, Erdoğan Çankaya’ya çıkacak. Zaten Gül de, “hakkıdır” demiş. Mesele bundan sonrası nasıl olacak? Daha 4 ay var, tartışırız…

 

 

Mesele yalnızca makam değişikliği olsa neyse…