Sukutuhayal…
Arapça kökenli bir sözcük. Hayal kırıklığı demek. Ama nedense o duyguyu daha güçlü ve etkili hale getirmek için sukutuhayal, deriz.
Ben de bu nedenle arapça kökenli kelimeyi kullanmayı tercih ettim.
Beğendiğim ve takdir ettiğim bir gazetecinin dünkü yazısını okuyunca bu duyguyu hissettim. Gazetecinin önemli bir kamu yöneticisinin avukatlığını yapar gibi yazı kaleme almasını yadırgadım.
Sakıt Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey yardımcısı İbrahim Evrim ile birlikte Frankfurt Belediyesi’nin hangarında yatan tramvayları satın alarak Eskişehir’e yenilenmesi için göndermek istediler. Ancak tramvaylar gümrükte takıldı. Çünkü çok eskiydiler ve gümrük mevzuatı bunların ithaline cevaz vermiyordu.
Ama çaresini buldular. Tramvaylar gümrüğe terk edildi. Sonra da gümrük bunları hurda olarak satışa çıkardı.
Film senaryosu gibi mecaralı bir ihaleden sonra Güzelbey, tramvayları hurda fiyatına gümrükten alarak Eskişehir’e yolladı.
İbrahim Evrim, benim de üyesi bulunduğum STK’ya konuşmacı olarak geldiğinde, “Kayseri’nin 200 milyon dolara malettiği hafif raylı sistemi biz 30-40 milyon dolara maledeceğiz” demişti.
Daha sonraki yıllar sistem kurulurken yapılan ve tekrarlanan hatalar, işi bilmeme ve hurafelerin de karıştığı bu projenin 300 milyon doları aştığı iddia edilmişti. Ama Güzelbey, hiçbir zaman kamuoyuna hafif raylının kaça mal olduğunu açıklamadı, açıklayamadı. Para karşılığı çıktığı televizyonlarda da laga luga yaptı!
Hurda olarak alınan ve kaça alındığı belli olmayan vagonları, diğer kentlerin tramvayı ile karşılaştırırsanız bizimkinin ne kadar külüstür olduğunu görürsünüz. Kayseri buradan 3.5 saat, gidilip, görülüp aynı gün geri dönülebilir!
İşin asıl fecaatı bu tramvayın yedek parçaları…
Yarım asırlık hurdaların yedek parçaları Frankfurt Belediyesi’nin elinde patlamış, işe yaramıyordu!
Hani Antep’in güzel bir lafı var ya, “Kurtlu baklanın kör alıcısı olur” biz de gidip adamların deposundaki bütün yedek parçaları satın aldık. İyi mi?
Şimdi bunlar bitince yenisini almak mümkün değil, çünkü bu hurdalar için kim yedek parça üretecek?
Bir mühendis arkadaşım bu konuyu konuşurken gülerek, “Üzülme! Göreceksin Antep tramvaycılıkta devrim yapacak. Bu parçaları üretirken tramvaycılığı da öğrenecek, belki de geleceğin tramvay sanayisi Gaziantep’te doğacak” dedi. (Yazı sahibi bu mühendis arkadaşımızı da iyi bilir.)
Olay bu! Gazeteci arkadaşım diyor ki, “Kazablanka’da kilometresi 22 milyon Euro’ya gelen hafif raylı sistemi, Gaziantep kilometre başına 4 milyon Euro’la mal etti!”
Yani…
Daha birkaç gün önce yerel bir gazetenin manşetinde, “Fransa’dan alınan 28 adet tramvayın fiyatı konusunda farklı bilgiler elde edildi. Fransa’da yayınlanan Türk gazetelerinde, 28 adet tramvay için 5 milyon Avro bedel ödendiği yazarken, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarında ise 7 milyon 700 bin Avro ödeme yapıldığı yönünde iddialar var” deniyordu.
Bu iddialara Güzelbey’in veya yakın akrabası ve Fransızca bildiği için bütün bu işleri kotaran İbrahim Evrim’in cevap vermesi gerekmez miydi?
Bu insanları gerçekleri bilmeden savunmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Önce, mert insanlar gibi çıksınlar kamuoyu önünde hesap versinler. Onları dinleyelim, sonra tartışalım.
Hesap vermediler! Vermezler de, veremezler de!..
Bu anlattığım bilinenin binde biri…
Gelelim, Güzelbey’in ‘beyin takımı’ olduğu iddia edilen yöneticilerine…
Hem her gün Güzelbey’in Gaziantep’i iyi yönetemediğini, beklentilerin çok uzağında kaldığını yazıyoruz, sonra da bazı gazeteciler bu neyin beyni olduğunu bilmediğimiz takıma, paylaşılamıyor diye övgüler yağdırıyor!
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Asım Güzelbey’in çok yakın arkadaşı ve iddiaya göre de otellerde ortağı.
İbrahim Evrim ile Sülü’nün orada iş bulması kadar doğal ne olabilir ki!..
Sakıt Genel Sekreter Fuat Bey’in iş tekliflerini kabul etmemesi normal! Çok zengin oldu. Afrika’da hayvan çiftliği kurduğu, kendisinin de orada olduğu iddia ediliyor. Neden başka yere veya çiftliğe gitsin ki!
Gazeteci arkadaşımın Asım Bey’in en yakını Sevim Hanım için yazdıkları da biraz abartılı…
Sevim Hanım’ı çok önceden tanır, sayar ve severiz. Asım Bey doktorluk yaparken asistanıydı.
Belediye Başkanı seçilince de güvendiği için yanına aldı.
Sevim Hanım’ın Viyana’daki Büyükelçiliğimizde görev kabul etmemesine gelince…
Kariyerden gelmeyenlerin Büyükelçiliklerde çalışabilmeleri için eğitimden tutun epey bir vasıflar manzumesini aşmak gerekir. Çok iyi derecede Almanca bilmek bunların yalnızca birisidir.
Bunları yazmak istemezdim, tekrarını ve detaylısını hiç istemiyorum.
Baklava Yunanlılar’ın mı, Antep’in mi?
Aslında bu sorunun cevabı çoktan Avrupa Birliği’nden yanıt buldu.
Ama geçen gün internette bu konuda sorulan soruya verilen cevap beni hem güldürdü, hem de memnun etti.
It is Turkish, it is known world wide that baklava in the world is in Gaziantep in Turkey./Baklava bütün dünyada Antep’in olarak bilinir.