Yeni Türkiye
Geçtiğimiz günlerde bir karikatür gördüm. Nerede yayınlandığını bilmemekle birlikte temayı çok beğendim. Çizgi romanların bazı kahramanları vardır insanın aklından silinmez.
Pekos Bill isminde bir çizgi romanı çocukluğumuzda dergilerde okurduk. O tiplemeyi çok severdim. Hep güçsüzün yanında olur, yardıma ihtiyacı olan herkese yardım eder, kanunsuzlarla mücadele ederdi. Çok güzel bir ata biner, hatta ata binmesinde bile bir maharet vardır. Binanın üst katındaki balkondan bir sıçrar, atın eyerinin üstüne düşer ve yol alır gider. Tabancasını çok hızlı çeker, haydutları ve bilhassa banka soymaya gelen soyguncuları kıskıvrak yakalar. Tam bir örnek insan olarak temayüz eder. Haftada bir yayınlanırdı bu dergi ve biz bir tane alıp elden ele gezdirerek hepimiz okurduk. Çizgi romanları kim yaratır bilmemekle birlikte bu kadar resimleri çizen bir ordu insan olsa gerek.
Bir de Tom Miks diye bir çizgi kahramanı vardı. Yanında konyakçı diye tabir edilen yaşlı bir kovboy, devamlı bir şehirden bir başka şehire gider, adalet ve haktan yana işler yapmaya çalışırlardı. Belki Pekos Bill’e rakip bir romandı, amma yaptığı işler birbirine çok benzer tiptendi. Ana temada haydutlarla savaşılır, hırsızlarla uğraşılır, kanun ve nizamı sağlamaya memur edilen kasaba şerifine hep yardım ederlerdi.
Başındaki saçlarını ortadan ikiye ayırmış çocuksu görünüşü, üniformaya benzer ceket ve pantolon giyen Tom Miks’in belinden iki yanda iki tabancası bulunur ve bütün haydutların korkulu rüyası olarak bir kasabadan diğerine adalet taşırdı. Konyakçı’yı da unutmamak gerekir. O da Tom Miks’e yardım eder, haydutlar ise bu ikiliden çekinirdi.
Bunlardan başka bir de Red Kitt adlı çizgi roman vardı. Tom Miks’ten pek farklı bir konusu yoktu amma, bindiği at DülDül hikayenin içinde bir karakter oluştururdu. Hatta yanlarında dolaşan birazda aptal çizgide Rin Tin Tin diye adlandırılan köpek, hikayelerin içinde kimi zaman katkıda bulunurdu. Red Kitt ‘in biraz arkaya yatmış kovboy şapkasının ön tarafından düz saçları öne doğru sarkar. Laz tipli burnu, hiç bitmeyen ve dudağından düşmeyen yarım içilmiş bir sıgarasının tiplemesi, bu çizgi romanı diğerlerinden ayıran bir resmi idi.
Bütün derdi kanunsuz yapılan her işin karşısında durup, adaleti tesis etmeye yardım eden tiplemesini hiç unutmam. Bir de bu resimli çizgi romanın kanunsuz olan dört kardeş haydutları vardı. Haydutlar her yaptıkları soygunda mutlaka kanun adamı Şerife yardımcı olarak çalışan Red Kitt tarafından yakalanır ve bazende Rin Tin Tin bu senaryoya yardımcı bile olurdu. Her seferinde dört kardeş Haydut Daltonlar yakalanır, hapse girer, bir yolunu bulup mutlaka hapisten kaçarlar.
1860’lı senelerde yaşanmış, gerçek hayattan alınmış bir öyküyü, çizgi roman haline getirilmesinde, gerçek hayattaki isimleri Grat Dalton, Emmett Dalton, Bob Dalton ve Dick Dalton kardeşler, bir çok soygun ve kanunsuz işe imza attıkları bilinir. Çizgi romanda ise Red Kitt bu kanunsuzlukların karşısında kaya gibi durur, kendi gölgesinden bile hızlı silah çeken bir kovboyu canlandırır.
Her macera bittiğinde Dalton biraberler hapise girer ve Red Kitt yeni maceralara yelken açar. Gördüğüm ve ilgimi çeken karikatür Daltonlar’a ait bir karikatürdü. Ellerinde küçük torbaları soldan sağa boy sırasında yürüyen Daltonlar’ın en akıllı olanı Bob Dalton kardeşlerine hitaben;
Yürüyün Yeni Türkiye’ye gidelim orada soygun, talan, kanunsuz işler suç sayılmamakta, gül gibi geçiniriz demekte.
Çizgi romanların gerçek yaşama yansıması bile insana acı vermekte diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.