Suriyeli kadınlara ayıp ediliyor
Türkiye’ye sığınan Suriyeliler’in yüzde 75’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor.
Bu; dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da savaşın ve zorunlu göçün en mağdur kitlesinin kadınlar ve çocuklar olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu çok vahim bir tablo…
Ama bence asıl vehamet ve utanç verici durum, savaş ve göç mağduru bu insanlara acımaksızın onların durumundan istifade etmeye çalışan halis Türk ve müslüman erkeklerinin pozisyonu…
Suriye’den kaçan çaresiz gencecik kadın ve kızların bu müslüman ve Türk erkeklerin iştahını kabartır hale gelmesi ve onların bu durumdan utanmamaları…
Dün ANKA Ajansı’na düşen, bugün Sabah’ın manşetinde yer alan haberi okurken utancımdan yerin dibine girdim desem yeridir.
İngiliz The Guardian Gazetesi’nin muhabiri Constanze Letsch, Türkiye’deki kamplara gelmiş. Çok sayıda Suriyeli kadının Türk erkeklere ikinci eş olarak gittiğini gözlemleyerek gazetesine haber yapmış. Mesela Hatay/Reyhanlı’da görüştüğü adamın biri 60 tane Suriyeli kadını Türkler’le evlendirdiğini söylemiş.
Görüyor musunuz? Savaş kimilerini perişan ederken, kimilerine nasıl işlerden(!) ekmek parası kazanma fırsatı veriyor…
Muhterem adam(!), The Guardian muhabirine, “Türkiye'nin her yerinden erkekler beni arıyorlar, Suriyeli bir eş istiyorlar. Suriyeli kadınların daha sadık olduklarını, fazla konuşmadıklarını söylüyorlar” diye açıklama yapmış.
Ona telefon açanlara mı yoksa onun utanmazlığına mı lanet yağdıralım bilemedim.
***
Türk ve müslüman erkekler adına utanç verici bir gelişme… Savaş mğduru kadınların bedenlerini para vererek satın almak hangi vicdanın, hangi insanlığın, hangi onurun tezahürü olabilir ki?
Suriyeliler’in Türkiye’ye sığınmaya başlamasının ardından genç kızların fuhuşa zorlandığı veya bazılarının bölgedeki kırsal kesimde ikinci eş olarak para karşılığı verildiği şeklinde haberler yayılıyor ve Suriyeli kadınların içler acısı, yürek kanatan bu hali zaman zaman gazetelere, dergilere haber konusu oluyor.
Bu son derece üzücü durum dünya medyasının da gündemini oluşturuyor.
Ve Türk erkekleri, kendi topraklarına sığınmış, savaş mağduru bir halkın kadınlarını gasp etmesiyle dünyanın gündemine geliyor.
***
Guardin’ın muhabirine verilen bilgilere bakılırsa, mesele iyice çığırından çıkmışa benziyor. Mesela Gaziantep’ten bir kadın hakları aktivisti, Guardian muhabirine şöyle söylüyor: “Kadınlar endişeli. Kocalarını kaybetme korkusu onlar üzerinde sürekli baskı yaratıyor. Maruz kaldıkları şiddet, tehditler, psikolojik baskı ve eşlerinin tacizleri arttı. Akıl hastalarının, özellikle de depresyona girenlerin sayısında artış gözlemledik. Ancak yetkililer bu konuya duyarlı yaklaşmıyor. Biz evleri ziyaret ediyoruz. Türk ve Suriyeli kadınlardan sorunun kökenini anlamalarını istiyoruz. Erkeklerin bu fırsatçılığı ile mücadele edebilmek için, sınırın her iki tarafındaki kadınlar birlikte hareket etmeli.”
***
Ben Gaziantep’te çok sayıda Suriyeli hanımefendiye rastlıyorum. Çoğunun başı kapalı. Bazılarının o kadar duru bir güzellikleri var ki. Özellikle de genç kızları çok hoş.
Ve alabildiğine aklı başında, vakur, düzgün bir duruşları var.
Sokakta, çarşıda, markette rastladığım Suriyeli kadınların hemen tamamı bende son derece olumlu izlenim bırakıyor, bu göçe pek sıcak bakmamama rağmen, kadınlarına çok büyük sempati duyuyorum.
Çoğunluğunun da eşleri, çocukları ve kardeşleri ile onurlu bir şekilde savaşın bitmesi ve bu zorunlu göç hallerinin sona ermesi için dua ettiğini biliyorum.
Kırsal kesimde yaşayanların ve konteyner kentlerde kalanların durumu çok zor.
Zaten Türk ve müslüman erkeklerimizin iştahını kabartanların da daha çok bu zavallılar olduğu malum.
Tüm dünyaya yayılan bu haberlerin, 5-10 bin liraya savaş mağduru kadın almaya yeltenecek kadar insanlığını kaybedenlerin onurunu ve gururunu incitmeyeceği kesin.
Ama Suriyeli kadınlara gerçekten ayıp ediliyor.
Suriyeli kadınların nezdinde tüm kadınlara, hepimize çok ayıp ediliyor.
Suriyeli kadınlar adına kendimi incinmiş hissediyorum.