FİLE

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Zamanla eskileri andığımız ve dile getirdiğimiz konuşmalarda, dinleyenlerden bir itiraz hemen gelir, ‘İhtiyarlıyorsunuz.’
Bu aslında bugün yaşananla, eski günler arasında bir mukayese yapma iç güdüsü ile söylenmiş sözler olsa gerek. Ben böyle durumlarda eskiyi hatırlayıp, yeniden ders çıkarmaya çalışırım. Her insanın her yaşta öğrenmesi gerekli dersler olduğuna kalben inanırım. Öğretenler bazen bilmeden bir hareket veya bir kelime ile öyle bir ders verir ki, şaşıp kalırsınız. Torunumla yolda araba ile giderken trafik işaretlerinde durduğumuzda, pencereye yanaşan, torunum yaşta çocukların, dilendiğini görünce soruyu hemen yapıştırdı:
-Dede bu çocuklar ne istiyor ?
-Para istemekteler
-Neden istiyorlar? Onların parası yok mu?
Burada tıkanmaktayım. Dilenme konusunu izah etmek için çaba sarf ederken hemen bir soru daha gelir karşınıza :
Onların neden yeterli parası yok ?
Bu sorularla karşılaşmamak için trafik işaretlerinde durmama adına bazı kuralları çiğneyince , neden durmadığım konusunda sorularına verdiğim cevap anlamsızlaşır. Dolayısiyle ben alt üst olan bu ülkemin bir çok değerleri içinde kıvranıp durmaktayım.
Geçtiğimiz son 10 sene içinde ülkemizi değiştirmek için uğraşanlar, kısmen de olsa bu konuda başarı sağladıklarını görmekteyiz. Mahalle baskısı, Üsküdar baskısı, Keçiören Baskısı gibi baskılardan kaynaklandığına inandığım bu değişim rüzgarına toplumun, kimi yerde ellerinden geldiği kadar direnmesinin bir neticesi geçte olsa geleceğini düşünmekteyim.
Bir toplumu aç bırakıp, üç-beş hamasi sözlerle kandırdığınız zaman, cahil halk iki torba kömür için sözlere inanmakta. Çıkarı olan iş adamları ise çarkı döndürme adına, bu yönetime katlanmak mecburiyetinde kalmakta. ‘’Adam çok güzel konuşuyor, bizde inanıyoruz’’ deyip geçmekte. Yoksa eline geçen yardım paralarının kesilme tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Böyle bir durumda muhakeme yapamıyan çıkarcılar, körü körüne söylenen her söze inanmaktalar.
Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda ipten yapılan fileler vardı. Her Cumartesi günü rahmetli pederle fileleri alıp Sıhhiye’de bulunan Cumartesi pazarına giderdik. File enteresan bir yapıda idi . İçine erzak kondukca genişler, genişledikçe ağırlaşırdı. Benim taşıyabileceğim miktarda erzak dolunca, ben filenin alt atkılarına parmaklarımı geçirir, öyle yüklenirdim. Yıllar sonra bu fileler kayboldu ve yerine naylon torbalar kullanılmaya başlandı. Bir gün televizyon ekranlarına bir parti başkanı elinde file ile göründü. Elindeki kağıt paralarla:
Bu file kaç liraya dolmakta, bakın ekrandakiler, diyerek halka iktidarı şikayet etmişti.
Bu parti daha sonraları baş örtüsü konusunu işlemiş, iktidar arayışlarını bu konuyu deneyerek meclis kürsüsünden; “Bu ülke değişecek, değişim kanlı mı olacak, kansız mı? Diyerek 13 Nisan 1994 tarihinde partisinin hedefini göstermişti.
Anayasa Mahkemesi’nde, açılan dava sonucu 16 Ocak 1998 de Milli Görüş çizgisindeki Refah Partisi’nin kapanması gerçekleşmişti. Minareleri süngüye benzeten zat, kanımca bu değişimin lideri sıfatı ile biraz kanlı, biraz kansız, dış güçlerin parasal desteği ile sivil darbeyi, ülkenin bir çok asal değerlerini yerle bir ederek yaptığına inanmaktayım.
Toplumsal reaksiyonla bazı afetleri vasıta ederek müslüman Myanmar ülkesi için toplanan paralar, Van depreminde toplanan paralar ve daha sayamadığım bir çok nedenle toplanan fonların nereye gittiği meçhul. Nerelere gittiği belli olmayan ve hesabı verilmeyen bu inanılmaz servetin muhasebesini sorma adına, bir bayan, bir ayakkabı kutusunu evinin balkonundan, o tarihteki SerVekil olan kişiye göstermesi, hakaret olarak algılandı. Bayan mahkemece sorgulandı.
İşte böyle bir ülke haline geldik. Kemani Bülbül-i Salih Efendi’nin usülü Curcuna ve Aksak, Hüzzam makamındaki şarkıyı hatırlarım; ‘Vah Esef Vah, Biçare Ülkem Eyvah Eyvah’ adına gidişatı pek iyi görmemekteyim. Ülkemin filesi dolmakta, doldukça file ağırlaşmakta. Birde Orta Doğu batağında kayıp 49 rehine yurtdaşımızı kaçıranlara çok şey borçluymuşuz gibi davranan yöneticiler gördükce, yerle bir ettikleri ordumuzun itibarını şimdi kahve fallarında aramaktalar diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.



FİLE