Kaç metre
Senelerce Kumrular Sokak üzerinde, Sümer Sokak kösesinde çalıştım. İyi
ve kötü günlerim hep bu sokakta geçti. Köşedeki fırından ekmek
alırdım, hatta karşıdaki tavukçudanda yılbaşlarında çalışanlar için
birer hindi alıp, onlara dağıtırdım. Tavukçu bir baba ve iki kardeşti.
Kardeşler arasında geçimsizlik olduğundan büyük ağabeyi Orhan, işinden
ayrılıp, o tarihlerde yeni açılan bazı bütyük marketlere toptan
yiyecek temin işine girmişti.
Tavukçunun karşısında, köşedeki eczane, zaman zaman gidip, bir
tabureye oturup Eczacı ile sohbet ettiğim yerdi. Arabamı binanın
yanındaki otoparka koyduğum zaman olur, kimi zaman otopark dolu
olurdu ve ben karşıdaki çıkmaz sokak içinde bir yere bırakırdım.
Hatta oğlumu, ofisin verev karşısında bulunan orta okula vermiştik.
Zaman zaman okula gidip Müzik öğretmeni ile tartıştığım çok olmuştu.
Oğlumun değişik notaları algılayacak kulağı olmadığından, elinde bir
flüt, bütün sene evde çalışmasına rağmen sesleri kolay
çıkaramadığından müşteki olan müzik öğretmenine, tanrının vermediği
bir yeteneği notla değerlendirmemeleri gerektiği konusunda çok
tartıştığım Namık Kemal Orta Okulu da bu sokağın üzerinde idi.
Oğlumu bu okula yazdırırken çok uğraşmıştım. Okul müdürü '' Bu cıvarda
oturmuyorsunuz, bu nedenle oğlunuzu bu okula alamam'' diye diretmesi
üzerine ''Sayın müdürüm, her gün onlarca okul servis aracı yüzlerce
öğrenci taşımakta, bu nasıl oluşmakta '' diye zorlamıştım. Bir de
tanıdık bulup '' Karta havi yakınımdır '' imzalı kartvizitle bu okula
oğlumu kaydettirmiştim.
Milli Kütüphane de bu sokağın üzerinde bulunmaktaydı. Kimi zaman
araştırma yaptığım ve kullanmaktan inanılmaz zevk aldığım çok zengin
kitap kolleksiyonu bulunan Milli Kütüphane’ye sıklıkla giderdim.
Gaziantepte çarşı içinde bulunan ve çarşı esnafı tarafından çok iyi
tanınan katmerci ustasının iki oğlu Mehmet ve Hayri, Katmerci
dükkanlarını fırının hemen yanına, bu sokakta açmışlardı. Üyesi
olduğum derneğin başkanlığını yaptığım sürecte, yönetim kurulu
toplantılarını, Kumrular Sokak’taki odamda yapar, Katmerci Mehmet’in
pişirdiği katmerlerden ikram ederdim. Katmeri çok seven yönetim kurulu
üyeleri eksiksiz olarak her toplantıda hazır bulunurlardı.
Bilgisayar ilk çıktığında ''COMMODORE 64 '' marka, bir televizyona
bağlı ekranla çalışan sistemi oğluma, sınıf geçme hediyesi olarak bu
sokakta çalışırken almıştım. Hatta o gün odama gelip karnesini masamın
üstüne koyduğunda gururlanmış, almış olduğum bilgisayar aletini
verdiğimde gözlerindeki sevinç pırıltısını bu gün gibi hatırlarım.
Bir arkadaşım vardı dershane sahibi, 6 öğrencilik küçük guruplarla
üniversite imtehanına hazırlık kursları verirdi. Bu kursların yeride
bu sokağın üzerinde idi. Her gün oğlum bu kursa gider, akşam eve
geldiğinde yeni piyasaya çıkan renkli televizyonun karşısına geçer,
televizyon izlerdi. '' Üniversite imtehanına, televizyon ekranını
seyrederek kazanamassın'' dediğimde, neticeyi çok iyi tahmin
ediyordum. Yanılmadığımı yine Kumrular sokakta öğrenmiştim.
Dün bu sokakta, tam Katmerci Mehmet'in dükkanının önüne park edilen
bir araçta, parça tesirli patlayıcı kullanılarak terör estirilmeye
çalışıldı. Bu yer yüzlerce öğrencinin okuduğu bir okula 20 metre
mesafede. Adalet Bakanlığına 100 metre mesafede, Milli Eğitim
Bakanlığına 100 metre mesafede, Yargıtaya 100 metre mesafede, , Milli
Savunma Bakanlığına 150 metre, Genelkurmay Başkanlığı’na 150 metre
mesafede, BaşBakanlığa 100 metre mesafede bulunmaktadır. Bir başka
deyişle Ankara'nın kalbinde bomba patlamakta, anarşinin şehrin
göbeğine indiğini, vakitlerini yurt dışında ikbal peşinde gezilerle
geçiren insanlar ne zaman görecekler, gerçekleri ne zaman anlayacaklar
diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.