Petrolün neden ucuzladığını merak edenler için…
Duayen ekonomi yazarı Prof. Dr. Güngör Uras, 8 Aralık 2014 tarihli yazısını ‘Petrol neden ucuzluyor?’ ikilemine ayırmıştı.
Dünya ham petrol arz ve talebini OECD kaynaklarından inceleyip, “Arzda ve talepte (at ile deve) bir değişiklik yok” sonucuna varıyordu.
O halde, petrol fiyatı neden ve niçin ucuzluyor?
Bu yazının yazıldığı dün saat 18.30’da ham petrolün varil fiyatı 55.33 dolardı.
Yabancı yorumcular fiyatın daha da gerileyeceğini söylüyor. Bu arada, petrol konusunu yakından takip etmek isteyenler için ‘Information Clearing House’ sitesini öneririm.
Sanılanın aksine başrolü ABD değil, Suudi Arabistan oynuyor. İkisinin arasında ne gibi fark var ki, diye bir kanaat sahibiyseniz lütfen önce yazıyı okumanızı öneririm.
Petrol fiyatının bu şekilde, belki de daha ucuz olmasından etkilenecek, Rusya’dan Venezüella’ya kadar o kadar çok ülke var ki!
Bu ülkelerin ekonomileri zarar göreceği gibi çökebilir de! Bundan da hemen bütün ülkeler etkilenebilir.
Kuzey Irak’ı düşünün! Gaziantep’ten bu bölgeye yıllık 2.5 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. Ülke olarak ise 10 milyar dolardan fazla. Adamların petrol parası azalırsa, bizden alacağı mal da azalır. Veya bu işten en çok nemalanacak olan Çin ekonomisi, parası azalan bu ülkelere nasıl mal satacak? Türkiye’ye en çok turist Rusya’dan geliyor. Bu durum onları da etkileyecek, turist sayısında önemli azalma olacak. Bu kadar basit!
28 Kasım’da Viyana’daki toplantıda petrol ihraç eden ülkeler (OPEC) petrol üretiminde kesilmeye gidilmemesini kararlaştırmışlardı. Burada her şeye hakim olan Suudiler böyle bir karar alınmasını istemişlerdi.
Üretimde azalma olmayınca fiyatların düşeceğini bile bile Suudiler’in böyle bir karar almasının iki önemli nedeni var.
Birincisi, Kuzey Amerika’da yaşanan petrol rönesansına selam ve saygılarını iletiyorlar! Kaya gazından elde edilmeye başlanan ham petrolün dünya enerji piyasasını allak bullak edeceği konuşuluyor ya!
İkincisi, belki daha da önemlisi İran!
Suudiler, ABD’nin İran’a yakınlaşmasından çok rahatsızlar. Kasım ayında sona ermesi beklenen İran’ın nükleer programı ile ilgili görüşmelerin ileri bir tarihe ertelenmesi Suudiler’i kızdırdı.
ABD ile Suudiler arasında bir süredir ciddi güven sorunu yaşanıyor. Suudiler, İran’ın nükleer tehdidi altında yaşamak istemiyor.
Özetle, petrol fiyatlarının gerilemesi gelişen demokratik ülkeler için ne kadar iyiyse, otoriter rejimle yönetilen ülkeler için de kabustur.
Resimdeki üç ülkeyi teker teker incelersek…
İran, Batı’nın yaptırımları altında yaşamayı öğrendi. Ancak, petrol İran’ın yaşamsal kaynağı. Yapılan hesaplara göre, İran’ın bütçesi petrol varil fiyatının ancak 135-140 dolar arasında olmasıyla denklik kazanıyor. Şu andaki petrol fiyatının bütçenin ancak yüzde 40’ını karşıladığı düşünülürse, ekonomisinin çökeceği neredeyse kesin gibi! Bu durumda İran, Suudiler’i, nükleer gücünü göstererek baskı altına almaya çalışacaktır.
Buradaki diğer bir büyüleyici açı ise, Suudiler’in, İsrail’in güvenliği için ABD’den daha fazla gayretli oldukları, ortak düşmana karşı işbirliği fırsatının çıkmasıdır.
Petrol fiyatlarının çöküşü Putin için daha kötü bir zamanda gelemezdi. İhracatının üçte ikisini doğal gaz ve petrolden sağlayan Rus ekonomisi için petrol fiyatının 100 doların kesinlikle altında olmaması gerekiyor. Zaten uygulanan yaptırımlardan gına gelmişken düşen petrol fiyatları Ruble’yi de Putin’i de perişan etti.
Putin’in başı ayrıca kış olimpiyatları için harcanan ve yolsuzluk söylentilerinin ayyuka çıktığı 50 milyar dolar ile de dertte!
Seçimlerde, sağlık sistemini geliştireceğini vaadetmişti, ancak şimdi mevcut sağlık personelini işten çıkarıp hastane kapatmakla meşgul! Halkına daha yüksek yaşam standardı vaadetti, ancak İvan sıkıntıda!
Kırım ve Ukrayna, Putin’e çok pahalıya maloldu. Ancak Putin’in popülaritesi hala yüksek.
Irak’ın dünyaya petrolden başka satacak bir şeyi yok. Bağdat, İslam Devleti militanlarına karşı yaşam mücadelesi veriyor, ancak daha çok fona ihtiyacı var.
Amerika bu işten nereden bakarsanız bakın en kazançlısı…
Bir süreden beri iyi giden ekonomiye vitamin yerine geçecek ucuz petrol dopingi geliyor. ABD’de şu anda benzinin litresi 1.5 liradan az. Bu rakam Türkiye’de tam 3 misli daha fazla! (İnanması zor olsa da durum böyle!)
Gözlemciler, Obama’nın başarısız dış politikasını Suudiler’in kurtardığını belirtiyorlar.
Ancak, Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi oldu/olma yolunda petrolden en büyük avantajı sağlayacağı da başka bir gerçek.
Çin, ABD’den sonra dünyada en çok petrol tüketen ülke. Petrole ve gaza yarım trilyon dolar ödüyorlar. Petroldeki bu durumun devam etmesi halinde ödediklerinin yarısını tasarruf edebilecekler.
Ayrıca, düşük kalorili kötü kömür kullanarak doğayı kirleten enerji üretimini kısarak hava kirliliğini asgariye indirebilecekler.
En önemlisi de Çin’in düşme eğiliminde olan muhteşem büyüme oranı tekrar aynı hızına kavuşabilecek.
Petrol fiyatları bütün dünya ülkelerinin bütçelerinde önemli bir denge unsuru. Bu bozulunca, aşırı yükselme veya aşırı düşme, bütçelerin denkliğinin bozulması dünya ekonomisi için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Yazımın özeti: Şu anda dünyayı Suudi Arabistan Kralı yönetiyor.
Yazımı yazarken New York Post gazetesindeki Ralph Peters’ın ‘Saudi Arabia’s oil war against Iran and Russia’ haberinden faydalandım.