Saadet zinciri!..
OSB’de saadet zincirlerinden bahsediliyor.
16 tane münferit çalışan saadet zinciri varmış. Her zincirde kaç kişi/şirket var, tam olarak bilinmiyor. 6 da olabilir, 8 de, 15 de!
Bunlar birbirine yüklü miktarlarda çek veriyorlar. Haliyle karşılıklı faturalar da kesiliyor.
Çekler bankaya teminata verilip karşılığında kredi kullanılıyor. Fatura işi de o şekilde tanzim ediliyor ki, KDV ödemesi çıkmıyor!
Sistemin analizine girmek istemiyorum, gereği de yok! Saadet zincirlerinin bir mantığı ve düzeni vardır, bunu aksatmadığınız sürece epey devam eder. Ama sonunda mutlaka bir yerden patlak vereceği için bütün sistem anında çöker! Nitekim bu saadet zincirlerinden birisinde takaza olmuş, iş felakete sürüklenecekken, banka genelmüdürlüğü devreye girip riski üstlenip saadetin devamını sağlamış.
Ekonominin kuralıdır; zincir, en zayıf halkası kadar sağlamdır. Eh, o halkaya banka lades diyorsa, dersaadet(mutluluk kapısı) olmayı sürdürüyorsa mesele yok!
Önemli bir bankacıdan ve itibarlı bir sanayiciden duydum, OSB’deki birim borç miktarı 35 milyon Euro’ymuş.
Peki bunu kaçla çarpacağız, diye sorunca kaypak yanıtlar verdiler. Ama bu çarpanın 400 olduğunu tahmin ediyorum.
Euro/Dolar paritesine göre 16-17 milyar Dolardan sözediyoruz.
İki sene kadar önce de OSB’nin 12 milyar Dolar gibi bir yükün altında olduğu yarı resmi ağızlar tarafından seslendirilmişti. Eh, bu durumda yeni rakamların abartılı olmadığını kabul edebiliriz.
Başka ilginç bir şey, sözünü ettiğim bankacının, “Türkiye’nin kredi borcunun yığıldığı yer Gaziantep”demesi oldu. Hatta, Gaziantep Türkiye’nin bir numarasıdır, dedi. Bunu neye göre, hangi kıstasla söyledi, sormadım. Ancak, ne olursa olsun, ortada korkunç bir borç tablosunun olduğu bir gerçek.
TBB’nin hazırladığı rapora göre, Gaziantep 129.9 milyon TL ile il bazında şube başına Türkiye’de en yüksek kredi kullanan il konumunda. İstanbul bile bizim arkamızdan geliyor: 128 milyon 183 bin TL.
Gaziantep’in kredi kullanım oranı da yüzde 288 artış göstererek, yüzde 149 olan Türkiye ortalamasının neredeyse iki katı... (Bunlar 2013 rakamları. 2014 henüz yayınlanmadı. Ama daha kötü olacağına şüphe yok!)
Mesele, yeteri kadar para kazanamamadan doğuyor.
Herkes birbirinin işini yapıca, büyük ve tatsız bir rekabet başlıyor ve neredeyse ‘beleşe’ çalışılıyor!
Bu kadar sanayiye hevesli, elini taşın altından çekmeyen, bütün riskleri göze alabilen hırslı insanlar olunca, rekabeti dizginlemek mümkün olmuyor.
Bazı sanayici yalnız üretime odaklanmıyor! Emlak yatırımı yapıyor (Daha doğrusu arsacılık!), son model pahalı Cip’ler alıyor, exstravagant(müsrif, savurgan) yaşama özeniyor. Son kertikte de saadet zincirine giriyor!
Bu hale gelinmesinde bence baş sorumlular bankacılar!
Bankalar özel ‘Bankacılık Yasası’ ile korunuyor. Eleştirilerinizde dikkatli olmanız lazım, çünkü ağır yaptırımlar var! Ancak, bu değişiyor. Bankacılar da çok tepkili!..
Bankacılık için ‘güven müesseseleri’ derler de, ben hala bunun ne anlama geldiğini kavrayamadım!
Çok bilinen bir fıkra ama tam yeri...
Salomon'un işleri bir türlü istediği gibi gitmez. Mişon’a olan borcu ödemesine 1 hafta kalmıştır ancak ödemesi mümkün görünmemektedir. Geceleri yatağında dönüp durmakta, uyku bile uyuyamamakta, sabahı zor etmektedir.
Salomon'un buhuzursuzluğunu gören eşi, Salomon'a sorar:
-Bey bey, ne oldu, neden uyuyamıyorsun, neden bu kadar huzursuzsun?
O ana kadar durumu eşine söyleyemeyen Salomon durumu anlatır.
- Parayı Mişon'a en geç üç gün içinde ödemek zorundayım ve maalesef hiç param yok, ben ne yapacağım yandım...
Eşi, "Bunun için mi bir haftadır uyku uyumuyordun, düşündüğün şeye bak" diyerek, gecenin kör kandilinde pencereyi açar ve hemen karşıda mışıl mışıl uyuyan Mişon'ların duyabileceği kadar bağırır:
- Mişşşşooooon, Mişooooon, Salomon varya... Sana olan borcunu ödeyemeyecek!..
Sonra da eşine döner:
- Haydi yat kocacığım, şimdi biraz da o düşünsün, afakanlar bassın onu!..
Salomonu, sanayici yapın; Mişon’u da bankacı!..
milletvekili çıkaracak?
Gaziantep‘in milletvekili sayısı 12.AK Parti’nin 9 milletvekili var.
Fatma Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Mehmet Sarı ve Hüseyin Çelik 4’üncü döneme takıldıkları için aday olamıyorlar.
Geriye Derya Bakbak, Halil Mazıcıoğlu, Mehmet Erdoğan, Ali Şahin, Nejat Koçer ve Şamil Tayyar kalıyor.
Tek seçici, Şahin’in gözlerinin içine bakıp tavsiyelerini dinleyecek, Eruslu’nun da gözlemlerini alarak adayları belirleyecek.
Garantiler, Derya Bakbak ile Ali Şahin.
Tek seçicinin Şamil Tayyar’dan vazgeçeceğini düşünmüyorum.Onun özel bir misyonu var. 25’inci döneme buradan veya başka ilden gidecektir.
Halil Mazıcıoğlu, bu dönemin en çalışkan milletvekiliydi. Tam bir halk adamı.Üstelik TBMM çatısı altında en önemli görev ona verilmişti.Tekrar aday olmayı fazlası ile hakediyor.Tek hadikapı ‘akrabalık’ ilişkisi tek seçicinin dikkatini çekebilir.
Kısaca, Bakan Başkan’ın onayını alamayan hiçbir aday adayının şansı yok!
AK Parti’de aday adaylığı işinin diğer partilere göre , milletvekili sayısı çok olduğu için, daha kolay olduğu sanılıyor, kamuoyunda. Ama tam tersi! Çünkü, aday adaylarının çoğu üstün nitelikli.Zor günler bekliyor partiyi, çetin bir rekabet oluşacak.
Daha zaman var, köprülerin altından çok su akacak, ancak şimdiki görüntüyü şöyle özetleyebiliriz.
MHP 1, HDP 1, CHP 1.5, AK Parti 8.5.
Başbakan Davutoğlu, Erdoğan’a göre belki daha az etkili olabilir. Ancak, bunun Gaziantep için geçerli olacağını düşünmüyorum.Çünkü, Antep’te AK Parti teşkilatı çok güçlü.Tabii bunun üzerine bir de Fatma Şahin fakörünü eklerseniz, lider farkı kapanacaktır.
Bunların hepsi ön tahminler. Havalar ısınınca, siyasette ısınacaktır.
Ankara’daki uzman ile Gaziantep’teki tecrübeli siyasetçilerin ortak görüşleri şimdilik böyle…